Zerrin Özer niye ağlıyor?
Abone olBu zorluklar arasında bir de direk eleştirenler vardır ya. Pulur onlardan bir numuneyi anlattı bugün...
Gazeteci Hasan Pulur yayın hayatına yeni başlayan Birgün
Gazetesi Yazarı Aydın Engin'in karşılaşabileceği zorlukları gözünün
önüne getirirek işinin zor olduğunu yazdı. Aydın Engin'i herhalde,
yeni çıkacak bir gazetede çalışmış olanlar çok iyi anlamışlardır;
ya da "hamle" yapılan gazetelerde çalışanlar. Ne sıkıntılı
günlerdir, ilk sayıda mutlaka olmaması gereken hatalar bulunur,
ertesi gün düzeltmeye çalışırken eleştiriler başlar, "beğenmeme"
gibi, tedavisi gayr - i kabil bir hastalığa tutulmuş olanlar
vardır, kimi dudak büker, kimi "olmamış" diye ahkam keser, kimi de
tiraja ölçü biçer "Şu kadar satsalar, öpüp başlarına koysunlar"
gibi... Yeni çıkan "Birgün" gazetesinin yazarlarından Aydın Engin
geçen gün "Tırmık" köşesinde, bunlardan birini tırmıklıyordu. ***
ADAM, Aydın Engin'i yakalamış, iki günlük gazeteyi yerden yere
vurmuş: "Yüzeysel, derinliksiz ve sığ!" Yüzeysel ne demek,
derinliksiz ne demek, sığ ne demek, üçü de aynı kapıya çıkmaz mı?
Üçünü birden kullanmak, bilgiçliğin alameti mi? Aydın Engin,
tartışmaya üşenmiş, bin türlü işi var, yeni bir gazetenin ilk
günleri, ne kargaşadır, bilenler bilir... Adam, cevap alamayınca,
herhalde içinden "iyi geçirdim!" deyip konu değiştirmiş, Kıbrıs'tan
girmiş, küreselleşmeden çıkmış: "Kıbrıs'ta referanduma evet
denmesini savunanlar aslında küreselleşmeye alkış tutanlar abi.
Hesaplarına göre referandumda evet çıkınca Kıbrıs, Avrupa
Birliği'ne girecek. Kıbrıs Avrupa Birliği yolunun önü açılacak.
Türkiye, Avrupa Birliği'ne girince küresel sermaye yani emperyalizm
gelip Türkiye'nin tepesine çökecek..." *** AYDIN Engin, adamı
ciddiye alıp "Yani sence, küresel sermaye, Türkiye'nin tepesinde
değil mi?" dememiş, bu konuda, gazetede yayımlanan, yazarların
yazılarından örnekler vermiş "Herhalde okudun?" demiş... Hayır
okumamış, uzun yazıları okuyacak kadar vakti yokmuş, hem onun asıl
merakı şuymuş: "Türkstar yarışmasında jüri üyesi Zerrin Özer habire
ağlıyor... Baştan sona seyrettim, valla kadın samimi ağlıyor, şapır
şapır gözyaşları dökülüyor... Sence rol mü yapıyor, yoksa samimi
mi?" "Elinin körü!" deyip lisan - ı münasiple uğurlamanın, ya da
"Ulan, yüzeysel, derinliksiz, sığ bulunduğun gazetedeki uzun
yazıları okumaya vaktin yok da, Zerrin Özer'in gözyaşlarını baştan
sona izleyecek nasıl vaktin var?" diye sormanın, tam zamanı...
Hayır, Aydın Engin, ikisini de yapmamış, olanca ciddiyetiyle
siyasal tahlil yapmış: "Rol filan değil. Kadın çok samimi. Ama
ağladığı şarkı ya da şarkıcılar değil. O Kıbrıs'taki referandumdan
evet çıkarsa Kıbrıs, Avrupa Birliği'ne girecek. Kıbrıs Avrupa
Birliği'ne girince Türkiye'nin Avrupa Birliği yolunun önü açılacak.
Türkiye, Avrupa Birliği'ne girince küresel sermaye yani emperyalizm
gelip Türkiye'nin tepesine çökecek ya... işte o yüzden ağlıyor..."
*** AYDIN Engin "Salak salak yüzüme baktı!" diyor. Ya nasıl
bakacaktı?