Zatürrenin çocuktaki gelişimi
Abone olÇocukluk çağı zatürelerinin yaklaşık %30'u bakteriyel kökenlidir. Diğer bir deyişle büyük kısmında altta yatan neden virüslerdir. Her yaş için farklılık gösterir.
Zatüreye en sık yol açan mikroplar her yaş için farklılık
gösterir. Ayrıca çocuğun bağışıklık durumu ve çevre koşulları da
hastalığın yerleşmesi ve seyrinde önemli rol oynayan faktörlerdir.
Zatüreye en sık yol açan virüsler arasında adenovirüsler,
RSV(respiratuar sinsisyel virüs), parainfluenza, influenza A ve B
virüsleri ve rhinovirüsler sayılabilir. Bakteriler arasında
yenidoğan döneminde B grubu streptokoklar , E. coli sık zatüre
sebepleridir. Daha büyük çocuklarda H. influenza tip b, grup A
streptokoklar ve pnömokoklar en sık ajanlar olarak görülür.
Memorial Suadiye Polikliniği'nden Uzm. Dr. Murat Yıldırım çocukluk
çağında sık görülen zatüre hastalıkları ile ilgili şu bilgileri
verdi Zatüre oluşumunda ana mekanizmayı çocuğun solunum yolları
koruyucu sistemi ile vücuda giren patojen sayısı ve bu ajanların
hastalık yapabilme güçleri arasındaki denge oluşturur. Akciğer
enfeksiyonu ya solunum yolları savunma sisteminin bozulması ya da
fazla sayıda mikrobun vücuda girip savunma bariyerlerini aşmasıyla
oluşur. Kimi zaman viral bir enfeksiyon solunum sisteminin savunma
mekanizmasını bozarak bakteriyel bir enfeksiyon için zemin
hazırlayabilir. Viral enfeksiyonlar solunum yolları mukozasında
hasara yol açar. Bu hasar sonucu bütünlüğü bozulmuş mukoza üzerinde
bakterilerin yerleşip bozulmuş bariyeri aşması ve akciğer dokusuna
ilerlemesi kolaylaşır. Bakteriler istila ettiği akciğer dokusunda
artan bir hasara ve bu bölgede iltihap oluşmasına yol açar. Böylece
başlangıçta viral olarak başlayan enfeksiyon daha ağır bir
bakteriyel enfeksiyona dönüşmüş olur. Kimi zaman aynı hasarı
virüsler bakterilerin iştiraki olmadan tek başlarına da yaparak
viral zatüreleri oluştururlar. Akciğer dokusunun yerini alan bu
iltihap bölgelerinde akciğerin hayati fonksiyonu olan oksijen
alışverişi yapılamayacaktır. Tutulan akciğer dokusunun genişliği
oranında klinik tablo ağır olacaktır. Zatüre direkt ajanın akciğer
dokusuna yerleşmesiyle olabileceği gibi, üst solunum yollarındaki
öncül bir enfeksiyonun ilerlemesiyle de ortaya çıkabilir. Çocuğun o
sıradaki vücut direnci hastalığın seyrini belirleyecektir. Klinik
bulgular çok farklı olabilir. Küçük süt çocuklarında başlangıçta
hiçbir belirti olmayabilir. Her enfeksiyon hastalığında
görülebilecek ateş, titreme, huzursuzluk, kusma, karın ağrısı gibi
spesifik olmayan bulgularla başlayabilir. Hastalığın ilerlemesiyle
solunum sıkıntısı bulguları(hızlı nefes alıp verme, nefes almakta
güçlük, burun kanadı solunumu ve daha ileri olgularda morarma)
ortaya çıkar. Zatüre tanısında özellikle küçük çocuklarda tek
başına muayene ile tanı koymak mümkün olmayabilir. Bu çocuklarda
kan tahlili ve akciğer grafisiyle tanıya gidilebilir. Daha büyük
çocuklarda dinleme bulguları yol gösterici olduğundan hekim için
tanı koymak daha kolaydır. Klinik şüphe olduğunda tanı akciğer
grafisiyle konur ve destekleyici laboratuar tetkiklerine baş
vurulur. Küçük süt çocuklarında belli bir odak olmadığında ateş
sebebi araştırılırken mutlaka akciğer grafisi de çektirilmelidir.
Çocukluk çağı zatürelerinin çoğunda sebep virüsler olduğundan bir
çoğunda antibiyotik tedavisi gereksizdir. Bununla birlikte
bulguların yakından takibi şarttır. Hekim ile yakın irtibat halinde
olup klinik seyirdeki küçük değişikliklerin üstüne gidilmelidir.
Zatüre hayati bir organın hastalığı olduğundan çoğunlukla ailede
paniğe yol açar. Çocukluk çağı zatürelerinin çoğunda akciğer
dokusunda masif bir tutulum olmadığından tedavi ayaktan
yapılabilir. Bununla birlikte bir kısmında başlangıç ani ve seyir
hızlı olabilir, oksijen tedavisi ihtiyacı doğabilir, böyle
olgularda hastaneye yatış gerekebilir. Bakteriyel zatürede
genellikle başlangıç hızlı, ateş daha yüksektir ve yüksek kalma
eğilimindedir. Bu vakalarda antibiyotik tedavisi şarttır. Tedavi
hastanın durumuna göre ayaktan ya da yatarak yapılabilir;buna
hastanın klinik ve laboratuar bulgularına göre hekim karar
verebilir. Viral zatürelerin çoğunda başlangıçta antibiyotik
tedavisi gereksizdir; bununla birlikte bazı vakalarda sekonder bir
bakteriyel enfeksiyon sonradan antibiyotik tedavisini gerekli hale
getirebilir. Destekleyici tedavi olarak mukolitik ve ekspektoranlar
kullanılabilir. Bütün zatüre türlerinin tedavisinde hidrasyon
tedavinin temel taşlarındandır, yeterli sıvı alımı balgamın daha
akışkan olması ve bronşların drenajı açısından şarttır. Dolayısıyla
ağızdan yeterli sıvı alamayacak kadar hasta çocukların da yatarak
tedavi edilmesi şarttır.