Zatürre mi soğuk algınlığı mı? Sakın karıştımayın!
Abone olSoğuk havalarda ve gün boyu kapalı ortamlarda fazla vakit geçirmek zatürreye davet çıkarıyor. Bazen de zatürre soğuk algınlığı ile karıştırılabiliyor! Aman dikkat...
Dünyanın en eski sağlık
sorunlarından biri olan zatürre hem çocuklarda hem yetişkinlerde en
çok ölüme neden olan hastalıklardan biri olarak dikkat çekiyor.
Zatürreye bağlı hastalıklar dünya çapında yılda yaklaşık 2 milyon
erişkinin hayatını kaybetmesine yol
açıyor.
Kış ayları ve hızla soğuyan havalarla birlikte hastalıklar artmaya başladı. Özellikle soğuk havalarda ve gün boyu kapalı ortamlarda fazla vakit geçirmek zatürreye davet çıkarıyor. Dikkat edilmez ise üst solunum yolu enfeksiyonu ile başlayan belirtilerin ilerleyerek alt havayoluna inebileceği ve zatürreye dönüşebileceğine dikkat çeken Dr. Esra Sönmez, kronik hastalığı olanların, küçük çocukların ve sigara kullanan kişilerin zatürre hastalığına yakalanma risk grubunda yer aldığını belirtiyor.
Tıp dilinde "pnömoni" olarak adlandırılan zatürre; akciğerlerde
çoğunlukla solunum yolu ile bulaşan bakterilere, virüslere ya da
mantarlara bağlı olarak gelişiyor. Akciğer parankim dokusunda
meydana gelen iltihaplanma sonucu oluşan ve kronik bir sağlık
sorunu olanlarda daha ağır seyredebilen ve oldukça ateşli olan bu
hastalık hayati tehlikeye yol açabiliyor.
"Gribe yakalandım" derken zatürre olmayın
Ateş, öksürük (balgamlı ya da kuru), göğüs ağrısı, üşüme
titreme, solunum güçlüğü gibi rahatsızlıklar kişilerde
"soğuk algınlığına yakalandım" algısı oluştursa da
esasında en önemli zatürre belirtileri olarak kabul ediliyor. Baş
ağrısı, bulantı/kusma, ishal , kas-eklem ağrıları,
yorgunluk/halsizlik gibi şikayetler de eşlik edebiliyor.
Vücudun bağışıklık sistemini zayıflatan ve zatürreye yatkınlığı
artıran hastalıklar arasında; KOAH, bronşit, kistik fibroz,
diyabet, böbrek hastalığı, kalp yetmezliği, karaciğer hastalığı ve
kanser yer alıyor. Aynı zamanda, dalağı alınmış olan hastalar,
beslenme bozukluğu olanlar, gribal enfeksiyon geçirenler, uzun
süreli kortizon veya bağışıklık sistemini baskılayan ilaç
kullananlar ile bakım evlerinde yaşayanlar da risk altında
oluyor.
Uygun olmayan antibiyotik tedavisi ölüme yol açabiliyor
Zatürre tedavisinde genelde başlangıçta olası tüm etken mikroorganizmaları kapsayacak geniş etki spektrumlu antibiyotik tedavisi uygulanıyor. Antibiyotik seçiminde hastalığın şiddeti, hastanın risk faktörleri ve kuşkulanılan hastalık yapıcı etken gibi pek çok faktör göz önüne alınıyor. Ağır enfeksiyonlarda birden çok antibiyotiğin birlikte kullanılabileceğini belirten Dr. Esra Sönmez "Çalışmalar uygun olmayan antibiyotik tedavisinin ölüm riskini artırdığını gösterdiğinden, başlangıçta uygun antibiyotik tedavisinin seçilmesi önemlidir. Balgam kültüründe enfeksiyona neden olan patojen belirlendikten sonra, başlangıçta seçilen ampirik antibiyotik tedavisi o mikroorganizma için uygun antibiyotik tedavisiyle değiştirilir" diyor.
Zatürre aşısıyla % 70-90 koruma sağlanıyor
Zatürreden korunma yolu ve hastalığın önlenmesinde aşının etkili olduğunu ve %70 ila %90 arasında koruma sağladığını belirten Dr. Sönmez "Çocuklarımızın ve risk faktöründeki yetişkinlerin toplumdan edinilebilecek en sık pnömoni etkeni olan stereptococcus pneumoniae'a karşı aşılanması hastalığın önlenmesinde büyük önem taşıyor. Tedaviye geç kalındığında ölümlere neden olabilen pnömoni ile ilgili yakınması olan kişiler en yakın sağlık kuruluşuna başvurmalı" diyor.