Zararımıza da olsa hayır
Abone olBaşbakan Erdoğan, “Bize bazen sorarlar ‘erken seçim var mı?’ diye. Zararımıza da olsa hayır. Biz seçim öncesinde buna yönelik disiplinden ta...
Başbakan Erdoğan, “Bize bazen sorarlar ‘erken seçim var mı?’
diye. Zararımıza da olsa hayır. Biz seçim öncesinde buna yönelik
disiplinden taviz vermedik, bunların önüne geçtik” dedi.
Başbakan Erdoğan, Dolmabahçe’deki Başbakanlık Çalışma Ofisi’nde
düzenlenen “8. Yatırım Danışma Konseyi Toplantısı”na katıldı.
Toplantıda Başbakan Yardımcısı Ali Babacan ve Ekonomi Bakanı Zafer
Çağlayan, Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Türkiye Odalar ve Borsalar
Birliği (TOBB) Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu ile CEO’lar katıldı.
Toplantıda konuşan Başbakan Erdoğan, Yatırım Danışma Konseyi’nin
2004 yılında oluşturulduğunu hatırlatarak, konseyin her bir
toplantısında Türkiye’nin ekonomik görünümü ve sorunlar noktasında
konsey üyelerinin katkıları olduğunu söyledi. Erdoğan, “Bizlere çok
farklı ufuklar kazandırılması noktasındaki katkılarını inkar
edemem. Her bir öneriyi, her bir tavsiye ve eleştiriyi not ettik,
bunları da bir yıl sonraki toplantıya kadar takip ettik. Yatırım
Danışma Konseyi Toplantıları sadece oturduğumuz, konuştuğumuz,
sonrada dağıldığımız toplantılar değildir. Bu toplantılarda küresel
boyuttaki otoritelerinin, ekonominin bir röntgenini çekmesini
sağlıyor, ortaya çıkan fotoğrafı da büyük bir ciddiyet ve
kararlılıkla değerlendirmeye alıyoruz. Ülke yönetiminde her alanda
hakim kıldığımız istişare mekanizmasını ekonomide de böyle farklı
bir boyutta sürdürüyor, Türkiye ekonomisi adına da son derece
olumlu neticeler elde ediyoruz” diye konuştu.
“2014 BÜTÇESİ HAZIRLIKLARI BAŞLADI”
2014-2018 dönemini kapsayan 10. Kalkınma Planı’nı temmuz ayında
kamuoyuna duyurduklarını hatırlatan Erdoğan, “Plana paralel olarak
8 Ekim’de 2014-2016 dönemi politika önceliklerimizi, orta vadeli
programla açıkladık. Yine dün 5. İzmir İktisat Kongresi’ni
düzenleyerek 90 yıllık Cumhuriyet tarihimizin bir muhasebesini
yapma, Türkiye ekonomisinin ve küresel ekonominin geleceğini
uluslararası ölçekte değerlendirme imkanı bulduk. İzmir İktisat
Kongresi’nin üçüncü gününde Kalkınma Bakanımız 10. Kalkınma
Planı’nı Türkiye ve dünya kamuoyuna açıklayacak. Bu arada 2014
bütçemizle ilgili hazırlıklar da başladı. Bütçemiz Meclis’e sunuldu
ve komisyonda görüşmeler başladı” dedi.
Başbakan Erdoğan, geleceğe dönük planlamanın ekonomiler için ne
derece önemli olduğunu yaşayarak ve acı tecrübelerle öğrendiklerini
ifade ederek, “11 yıl öncesine kadar Türkiye’de bırakınız 5-10 yıl
sonrasını görmek bir ay, hatta bir gün sonrasını görmek bile mümkün
değildir. Ulusal ve uluslararası dalgalanmalar piyasaları
etkilediği kadar, hükümetlerin plan ve programlarını da etkiliyor,
hedefler sürekli değişiyor, açıklanan plan ve programlar sürekli
bozuluyordu. Sanayici, girişimci, ihracatçı, esnaf, çiftçi ve
özellikle de yatırımcı önünü göremiyor ve orta vadeli, uzun vadeli
planlar yapamıyordu. Enflasyonun ne olacağı, faizlerin nasıl bir
seyir izleyeceği, vergi sisteminin nasıl değişeceği, finans
sistemini nelerin beklediği tahmin edilemiyor, istikrarsızlık ve
güvensizlik ortamı herkesi belirsizliğe itiyordu” şeklinde
konuştu.
11 yıl öncesinden bugüne kadar ekonominin en büyük kazanımının
tesis edilen istikrar ve güven ortamı olduğunu kaydeden Erdoğan,
“Daha ilk andan itibaren politikalarımız, hedeflerimiz,
planlarımız, programımız gayet net bir biçimde açıklanmış, verilen
sözlere sadakat gösterilmiş, sürprizlere yer verilmemiştir. Bir gün
sonra ne olacağı kestirilemeyen bir Türkiye’den bir yıl, 5 yıl, 10
yıl sonrası kalem kalem, madde madde hedeflenen bir Türkiye’ye
gelinmiştir” dedi.
“SEÇİM EKONOMİSİNE HAYIR”
Başbakan Erdoğan, konuşmasında özellikle seçim dönemlerini de
hatırlatarak, şunları söyledi: “Seçim süreçlerini özellikle
hatırlatmak isterim. Türkiye’de çok sık seçim yapılırdı. Her bir
seçim popülist ekonomi politikalarının uygulanmasını beraberinde
getirirdi. Merkez Bankası’na sürekli para batırılırdı. Birin
yanında 6 tane sıfır vardı. Akşam yatıyorlardı, sabah kalkıyorlardı
bir sıfır. Göreve geldiğimizde paramızın değeri kalmamıştı. Göreve
geldik ve 6 tane sıfırı attık ve paramız kendine geldi. Mali
disiplin diye bir şey yoktu zaten. Bunu tesis ettik, sağladık ve
terk edilmiş olan hedefleri biz yeniden tesis ettik ve bu hedefler
istikametinde yürümeye başladık. Toplumdaki o geçici
rahatlamalardan sonra biz kalıcı rahatlamayı getirdik. Artık
bizdeki girişimci, yatırımcı önünü görüyor. Gerek ulusal, gerekse
uluslararası sektör bu noktada Türkiye’nin bir güvenli liman
olduğunu görür hale geldi. Seçimin ardından da başta enflasyon ve
faiz olmak üzere verilenler kat kat fazlasıyla geçmişte geri
alınıyordu. 11 yıl boyunca seçim ekonomisine asla müsaade etmedik.
‘3 ay sonra, 5 ay sonra seçim var. Şimdi farklı bir şekilde menfaat
sağlamak için adımlar atalım, ekonomideki disiplini bozalım’ gibi
bir yola asla başvurmadık. 5 ay sonra seçim var, biz yine aynı
kararlılıkla yolumuza devam ediyoruz. Bir yandan seçimlerin
anayasal sürede yapılmasına azami özen gösterdik. 11 yıl öncesine
kadar ülkemizde çok partili siyasi hayatta ortalama seçim dönemi 16
aydır. Biz geldikten sonra ilan edilen süre neyse biz şimdi o
sürede seçimlerimizi yapıyoruz. Genel seçimler 4 yılda bir, yerel
seçimler 5 yılda bir yapılıyor. Bize bazen sorarlar ‘erken seçim
var mı? diye. Zararımıza da olsa hayır. 4 yılsa 4 yıl, 5 yılda 5
yıldır. Biz seçim öncesinde buna yönelik disiplinden taviz
vermedik, bunların önüne geçtik. Tüm bu çabalarımız Türkiye’nin
yerli ve uluslararası yatırımcılar açısından tercih edilen bir
yatırım yeri olma özelliğine önemli katkılar sağladı.”
“DURUP DURURKEN OLMADI”
Başbakan Erdoğan, 2008 yılı son çeyreğinden itibaren küresel çapta
derinleşen finansal krize rağmen güçlü iç pazarı, genç ve dinamik
nüfusu ve özel sektör odaklı politikaları sonucunda Türkiye
ekonomisinin istikrarlı bir şekilde büyümesini sürdürdüğünü
söyledi. Türkiye’nin çok uluslu şirketler için bölgesel bir yönetim
merkezi olma yolunda da önemli mesafeler kat ettiğini belirten
Erdoğan, “Bazı çok uluslu şirketlerin İstanbul’u tercih etmeleri
anlamlıdır. Bu durup dururken olmamıştır” dedi.
Türkiye’de yatırım ortamını etkileyen tüm faktörleri bir bütün
olarak ele alıp, bunların iyileştirilmesine yönelik çalışmaları
yoğun bir şekilde sürdürdüklerini kaydeden Erdoğan, “Ekonomimizi
sıçrama yaptıracak, katma değeri yüksek, ithalatı azaltacak,
istihdam ve verimlilik artışı sağlayacak yatırımların artırılması
amacıyla yatırım ortamının iyileştirilmesi çalışmalarına sizlerin
sağladığı katkıya özel bir önem atfediyoruz” diye konuştu.