Zana'ya bir tepki de Baykal'dan

Deniz Baykal, konuşmasında 17 Aralık öncesinde Leyla Zana ve arkadaşları tarafından imzalanan ve iki yabancı gazeteye verilen ilana ilişkin görüşlerini de açıkladı. İlanın zamanlamasına dikkati çeken Baykal, ilanın temelinde bir anayasa değişikliği talebinin bulunduğunu söyledi. İlanda, anayasanın egemenliğin kime ait olduğuna ilişkin temel anlayışın tartışılması ve değiştirilmesi gerektiğinin ifade edildiğini belirten Baykal, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Herkes çok iyi bilmeli ki Türkiye, bir ırk, kan, kafatası devleti değildir. Türkiye bir siyasi bilinç, siyasi anlayış devletidir. Devletin içindeki insanların ırkını, kanını, kafatasını sorgulamaya kimsenin hakkı yoktur. Hepimiz eşit konumda, birbirine değer veren, saygı gösteren dayanışma içinde olan insanlarız. CHP olarak sürekli Türkiye'nin bir uluslaşma süreci içinde olduğunu ve bu sürecin kesilmemesi gerektiğini söylüyoruz. Irk, din, mezhep farklılıkları olabilir ama bunlar kaderde, tasada ve kıvançta bir olmamızı engellemez, engellememelidir. Hepimiz bir büyük tarihin içinde yoğrulmuşuz. Şimdi (hayır biz bu ortak geçmişin parçası değiliz. Ayrı, kendi ırkımıza dayalı bir yapılanma peşindeyiz) demek çağın gerçeklerinden kopuk bir iddiadır. Bu iddia, sahibi olanlara da onların peşine takılanlara da mutsuzluk getirir.'' İlanın ardından gösterilen tepkilerin ''oldukça sağlıklı'' olduğunu ve paniğe kapılmadan değerlendirmeler yapıldığını belirten Baykal, ''İmza verenlerin de mahcup olduklarını, kendilerini sorgulamaya başladıklarını'' söyledi. Baykal, ayrışmanın kimseye yarar getirmeyeceğini belirterek, ''Bu teşebbüs nakıs teşebbüs olmuştur. Bu teşebbüsün sahipleri kimseyi inandıramamışlardır'' dedi.