Türkiye ne zaman yüklerinden kurtulmak için hamle yapsa birileri
hemen harekete geçiyor.
Bu hep böyle gelegelmiş, bu hep böyle uygulanmış.
Türkiye'nin Suriye ile ilgili duruşu,
Sayın Bahçeli’nin terörü bitirme hamlesi,
Terörsüz Türkiye hedefi,
PKK'yı lav etme girişimleri,
Bölgesel değil küresel aktör olan Türkiye,
Bu hamlelerden rahatsız olanlar hareketlenmeye, kendi içinde
kurtlanmaya başladı.
Terörsüz Türkiye hedefine yönelik sabotaj
girişimleri şaşırtmadı…
TÜSİAD YİK Başkanı Mehmet Ömer Arif Aras,
13 Şubat 2025 tarihinde Genel Kurulu'nda gündem
konusunu
Yargı,
Adalet,
Ekonomi,
Teğmenlere,
Bolu Kartaltepe yangın faciasına,
Erzincan’ın İliç ilçesindeki madende toprak
kayması,
Depremler…
Ömer Aras konuşmasında da Zafer Partisi Genel
Başkanı Ümit Özdağ'ın tutuklanması,
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem
İmamoğlu hakkında soruşturma başlatılması,
'Tekelleşme' iddialarıyla hakkında soruşturma başlatılan
menajer Ayşe Barım'ın Gezi Parkı eylemlerinden tutuklanması,
HALK TV Genel Yayın Yönetmeni Suat
Toktaş’ın tutuklanması,
Gibi konular hakkında konuştu.
TÜSİAD’ın muhalefet diliyle siyasete soyunmasının, bu
söylemlerin zamanlaması manidar.
TÜSİAD'ın yapmış olduğu bu çıkış aslında TÜSİAD’ın kodlarına
uygun.
TÜSİAD kurulduğu 1971'den bu yana pek çok kez ve kritik
süreçlerde siyasete müdahale etmek konusunda hep cesaret
gösterdi.
Çekinmedi.
TÜSİAD’ın müdahalesi Türkiye'nin siyasi yolculuğuna hız
kaybettirecek ya da tersine çevirecek formüle, hesaba
dayanıyor.
1979 yılında Ecevit hükümetini deviren ilanları veren
"Gerçekçi çıkış yolu" ilanlarının
amacının hükümeti devirmek olmadığını söyleyen TÜSİAD,
1979’da Ecevit Hükümeti döneminde, “Gerçekçi Çıkış Yolu”
başlığını taşıyan ilanları ön plana çıktığında;
Bu ilanların hükümeti devirmeye yönelik düşünülmediğini,
ilanların yayınlanmasından önce Ecevit’e bilgi verildiğini, ancak
önemsemediğini vurgulamıştı.
Önemsenmeyince darbenin tarafı olma hakkını kendinde görmüş
TÜSİAD.
12 Eylül faşist darbesine,
28 Şubat post modern darbeye de açık açık destek vererek.
Öyle ki…
TÜSİAD üyelerinden bazı iş insanları bunu ifade etmekten
çekinmediler.
İshak Alaton, 44. TÜSİAD kongresinde darbelere
destek verdiklerini söylediği için TÜSİAD
Başkanı Hüsnü Özyeğin tarafından susturulmuş,
Alaton’sa "Hepinizden utanıyorum..." diyerek
sesini yükseltmiştir.
Türkiye’nin ekonomik, hukuki ve siyasi anlamdaki gelişmesi için
tabi ki eleştiri yapılmalı,
Lakin bu eleştiri iş adamlarının “parmak sallaması” ile
yapılamaz.
Bu toplumda hangi siyasi görüşte olursa olsun insani değerleri
kaybetmeden, ahkam kesmeden, kabul gören bir dille yapılan
eleştiriler önemsenir.
Ara ara kendini hatırlatan bu zenginler kulübü değil…