Zaman'ın tiraj polemiği büyüyor
Abone olZaman'ın tirajını tartışmaya açan, Vatan yazarı Mustafa Mutlu, Dumanlı'ya söyleyeceği birkaç sözü var.. İşte Türkiye'nin tiraj polemiğinin ayrıntıları...
Zaman'ın tirajı üzerine başlayan polemik büyüyor. Zaman Gazetesi
Genel Yayın Yönetmeni Ekrem Dumanlı'nın, "Bu mantıkla
Türkiye'de tiraj yükselmez" yazısına, polemiği başlatan
taraftan, yani Vatan yazarı Mustafa Mutlu'dan cevap geldi.
Mutlu'ya göre, "Dumanlı'nın kulak arkası ettiği sorular"
var.. Şimdi hep birlikte Mutlu'yu
dinleyelim:
"Televizyon reklamlarında 400 bin sattığı iddia edilen Zaman
Gazetesi'nin Genel Yayın Yönetmeni Ekrem Dumanlı'ya geçen hafta
bazı sorular sormuştum... O da beni telefonla arayarak, "Bu
sorulara pazartesi günü kendi köşemde yanıt vereceğim"
demişti...
Dumanlı, "Işık Evleri"yle ilgili yazım nedeniyle cumartesi günü
yeniden aradı ve beni "bir güzel" kınadı!
Nasıl olur da; Zaman Gazetesi'nin tirajından yola çıkarak, konuyu
Işık Evleri'ne getirirmişim? Okurlarıma, "Işık Evleri ile ilgili
tüm bildiklerinizi bana yazın" demem, okuru jurnalciliğe teşvik
etmekten başka bir şey değilmiş... Artık gazeteciliğimden şüphe
etmeye başlamış...
Ekrem Bey'i uzun uzun dinledikten sonra, sordum:
"Işık Evleri'ndeki öğrencilerin zorla Zaman'a, Aksiyon'a ve
Sızıntı'ya abone yaptırıldıkları söyleniyor. Ben bu yüzden Zaman'ın
tirajıyla girdiğim yolda, Işık Evleri'ne kadar geldim. Bu evlerle
gazetenizin doğrudan ya da dolaylı bir ilişkisi var mı?"
Kızdı ve "Bu sorulara da tiraj meselesiyle birlikte yanıt
vereceğim... Yaptığınız gazetecilik değil" diyerek, telefonu
kapattı...
Bunun üzerine Sayın Dumanlı'nın dünkü Zaman'da çıkan yazısını
merakla beklemeye başladım. Ama ne yalan söyleyeyim, büyük bir
hayal kırıklığı yaşadım.
Çünkü Ekrem Dumanlı, tam bir sayfayı dolduran yazısında benim
sorularımın neredeyse tamamını kulak arkası edip; "abonelik
sisteminin erdemleri" ve "dünyanın hangi ülkesinde abonelik
oranının yüzde kaç olduğu" konusunda ahkâm kesmiş... Buradan
hareketle de kararını vermiş:
"Abonelik sistemi hayata geçirilmedikçe Türkiye'de tirajlar
yükselmez..."
Sayın Dumanlı, Zaman Gazetesi'nin abone sistemini de "Özel Satış
Tekniği" arabaşlığıyla geçiştirmiş... Gazetenin dağıtımını 151
müstakil şirketin yaptığını, bu şirketlerin kullandığı 300'den
fazla büro olduğunu, dağıtım için 580 motorize ekibin çalıştığını
söylemekle yetinmiş... Gazeteleri YAY-SAT'tan aldıktan sonra
abonelere ulaştıran 151 müstakil şirkete ne kadarlık kâr payı
verildiğini, bu şirketlerde çalışan binlerce kişinin ne kadar prim
aldığını; bu yüksek maliyetlerden sonra gazetenin para kazanıp
kazanmadığını ise yazmamış...
Sayın Ekrem Dumanlı...
Dünkü "hiçbir şey izah etmeyen izahaf"ınızı okuduktan ve zerrece
aydınlanamadıktan sonra; yüksek müsaadelerinizle; sizin görmezden
geldiğiniz soruları "açarak" tekrarlayayım:
* Sayılarının 380 bini bulduğunu iddia ettiğiniz abonelerinizin ne
kadarı tek tek, ne kadan "toplu" alıcı?
* Türkiye'nin kaç ilindeki, kaç "Işık Evi"nde, kaç grup aboneniz
var?
* Fethullah Gülen'in deyişiyle "tekke ve zaviyeler"in devamı
niteliğinde olan ve bu yapısıyla da "yasadışılığı" tartışma
götürmeyen Işık Evleri ile yayın grubunuzun doğrudan veya dolaylı
bir ilişkisi var mı?
* Yine Gülen cemaatine yakınlığıyla bilinen bazı dersanelerde
çalışan öğretmenlere ve öğrencilere "grup aboneliği" yapıyor
musunuz? Bu dersanelerde eğitim gören çocuklar; dersanelerinin
yaptığı sınavların cevap anahtarını görebilmek için Zaman almak
zorunda bırakılıyorlar mı? Bu cevap anahtarları, neden
dersanelerdeki panolara asılmıyor?
* Abonelikle dağıtılan tüm gazetelerin ücretini alıyor musunuz?
* Eğer öyleyse; bize gelen yüzlerce mail'de de belirtildiği gibi,
gazeteleriniz nasıl oluyor da bazı semtlerdeki hemen hemen her
apartmanın kapısında sahipsiz bir şekilde, saatlerce ayaklar
altında sürünüyor?
* Gazetenizi savunmak için mail gönderen okurlarınızın büyük
bölümü, Gülen röportajı sırasında bayiden 8-10 gazete alıp, eşe
dosta ücretsiz dağıttığını söylüyor... Bu da; gazetenizin normalde
20 bin olan bayi satışının o günlerde 200 bine yükselişinin gerçek
nedenini ortaya çıkarıyor... Dünya medyasını iyi bilen bir
meslektaşımız olarak size soruyorum: Hangi ülkede, hangi okur;
hangi haber ya da röportaj nedeniyle, hem de kitlesel olarak, bir
yerine 8-10 gazete alıp, eşe dosta dağıtır? Bu, okurlarınızla
aranızda bir "misyonerlik" ilişkisinin bulunduğu anlamına gelir
mi?
Sayın Dumanlı...
"Yanıtlayacağım" dediniz, dört gün beklettiniz ama hiçbir soruma
yanıt vermediniz... Sadece "geçiştirdiniz."
Bu nedenle sizden yukarıdaki sorularıma yanıt vermenizi de
beklemiyorum...
Çünkü "zorlanacağınızı" görüyorum ve bunu da anlayışla
karşılıyorum...
Size huzurlu, bol aboneli ve bol "misyon"lu nice "zaman"lar
dilerim!"
Yazı: Mustafa Mutlu
Kaynak: www.vatanim.com.tr