Zaman'dan Erdoğan'a sürpriz
Abone olBaşbakan Erdoğan, siyasi kişiliğinin yanı sıra "Futbolcu" yanıyla da biliniyor. Ve bu kitaplara konu oldu. Erdoğan'ın futbolcu kişiliği hakkında bir kitap yazıldı.
Ekrem Dumanlı, yapacak. Dumanlı'nın sürprizi ise bir kitap.
Kitap Erdoğan'ın futbolcu kimliğini ön plana çıkarıyor.
Yazı: Ekrem Dumanlı
Kaynak:
Başbakan Tayyip Erdoğan önemli bir zirvenin, Sun Valley Konferansı’nın onur konuğu. Toplantının merkezinde ekonomi olduğu için Maliye Bakanı Kemal Unakıtan ve Devlet Bakanı Ali Babacan da uçakta bulunuyor.
Yakın çalışma kadrosu da Başbakan’la beraber. Bir de üç gazetenin genel yayın yönetmeni; Ekrem Dumanlı, Ertuğrul Özkök ve Ergun Babahan.
İlginçtir, siyasetçi ve bürokratlar spor giyindiği halde gazeteciler nispeten resmî gelmiş. O yüzden bizi ilk görenler hafif yollu sataşmayı ihmal etmiyor. Güya eskiden gazeteciler spor giyinir, resmî heyet daha ciddi bir tarz seçermiş. Biz de çok resmi sayılmayız; ama renkli elbiselere uygun kravatlar takmayı ihmal etmemişiz.
Giyim kuşamdan niye mi bahsediyorum? Şundan dolayı; Sun Valley zirvesi Amerika’nın bağımsızlık kutlamalarına denk getirildiği için tatilden yararlanılarak yapılan bir toplantı. Zaten Amerika’nın dev şirketlerini üç beş gün bir mekanda tutmak başka türlü mümkün değil. Katılımcıların daha rahat bir ortamda görüşmeleri sağlanıyor. O yüzden toplantıyı düzenleyenler Türkiye’de sıkça görüldüğü gibi koyu renk elbise istemiyor. Bürokratlara ‘keşke biz de bu durumdan haberdar olsaydık’ demeden edemedik.
İşin şakası bir yana Sun Valley toplantısı gerçekten önemli. Uçakta tamamını inceleme fırsatı bulduğum katılımcı listesi bunun en açık örneği. Toplantıya iki tür şirket katılıyor: Büyük yatırımlarıyla dünyaya ün salmış dev holdingler ve bu kuruluşların her an temas halinde bulunduğu banka ve finans kurumları. Meseleye bu açıdan bakınca çok net bir gerçekle karşı karşıya kalıyorsunuz. Toplantıyı düzenleyenler, alıcıyla satıcıyı; bir başka tabirle finansçıyla reel sektörü bir araya getiriyor. O yüzden çok dinamik bir yapıya sahip bu zirve.
Davos toplantıları da benzer bir misyon üstleniyor belki. Ancak Sun Valley’nin ekonomik gerçekliği çok daha belirgin. Mesela Davos’ta sanat, bilim, felsefe, siyaset, edebiyat gibi alanlardan önemli simalar bulmak mümkün. Oysa Sun Valley’de global ticaretin her iki cephesi de aynı platformu paylaşıyor. Masanın bir ucunda yer alan dev şirketlere bakın... Kimler yok ki! Coca Cola, Dell, Ebay, Amazon, Home Depot, Intel, Microsoft, Sony, Samsung... Bu arada medya ve spor şirketlerinin varlığı önemli bir yekün oluşturuyor. Dream Works, Discovery, Liberty Media, Motion Picture, News America, Reuters, AP...
Sporun bir endüstriye dönüştüğü Amerika’da beyzbol, basketbol, buz hokeyi ve Amerikan futbolu gibi sektörlerin sahipleri ve yöneticileri de katılımcılar arasında. Masanın diğer ucunda büyük yatırım bankaları ve finans kuruluşları var. Fidelity Investment, Maverick Capital, Morgan Stanley, Putnam Investment, Soros Fund, Sky Bridge... liste uzayıp gidiyor.
Toplantının asıl ilginç yanlarından biri şirketlerin kendi aralarında görüşmeler yapması. Son yıllardaki şirket evliliklerinin bazısının temeli burada atılmıştı.
Uçakta önce Ali Babacan dolaşıyor, herkesin hal ve hatırını soruyor. Toplantı hakkında birkaç cümle de olsa bilgi veriyor. Ardından Cüneyd Zapsu geliyor ve uzunca bir sohbete vesile oluyor. Özelleştirme, yabancı sermaye girişi, başörtüsü sorunu... Zapsu’nun sessizce ayrılmasından sonra Maliye Bakanı katılıyor aramıza. Her zamanki gibi şen şakrak, esprili. Açık yeşil bir tişört, krem rengi pantolon giymiş Unakıtan. O haliyle mi VIP’ten geçti, yoksa uçakta mı üzerini değiştirdi; merakımızı mucip olmuyor değil. Onun sempatik tavrıyla yaklaştığını gören bir milletvekili, ‘Hayırdır, vergi istemeye mi geldin?’ deyince uçağın içi neşe doluyor. Ardından küçük sataşmalar, hafif atışmalar ve tatlı anılar...
Unutmadan söyleyeyim, yolculuğumuzun ilk durağı İzlanda’ya varıncaya kadar konuşulan en hoş mevzulardan biri, Hacı Hasdemir’in Zaman Kitap’tan çıkan eseri. Spor servisimizin başarılı muhabiri Hasdemir, ‘Aman Babam Duymasın’ adıyla bir kitap yazdı. Ve Erdoğan’ın futbol hayatını mercek altına yatırdı. Birbirinden güzel fotoğrafların, hatıraların, belgelerin, röportajların olduğu eser herkesin takdirini topladı. Bu satırları yazarken kitabı henüz Başbakan’a gösteremedim. Taslağını aylar önce incelediği eserin kitap halini bu yolculukta görecek. Sanırım 18 saatlik seyahatte maziye dalıp gitmek için yapılacak hoş bir sürpriz olacak bu kitap...
Yazı: Ekrem Dumanlı
Kaynak:
Başbakan Tayyip Erdoğan önemli bir zirvenin, Sun Valley Konferansı’nın onur konuğu. Toplantının merkezinde ekonomi olduğu için Maliye Bakanı Kemal Unakıtan ve Devlet Bakanı Ali Babacan da uçakta bulunuyor.
Yakın çalışma kadrosu da Başbakan’la beraber. Bir de üç gazetenin genel yayın yönetmeni; Ekrem Dumanlı, Ertuğrul Özkök ve Ergun Babahan.
İlginçtir, siyasetçi ve bürokratlar spor giyindiği halde gazeteciler nispeten resmî gelmiş. O yüzden bizi ilk görenler hafif yollu sataşmayı ihmal etmiyor. Güya eskiden gazeteciler spor giyinir, resmî heyet daha ciddi bir tarz seçermiş. Biz de çok resmi sayılmayız; ama renkli elbiselere uygun kravatlar takmayı ihmal etmemişiz.
Giyim kuşamdan niye mi bahsediyorum? Şundan dolayı; Sun Valley zirvesi Amerika’nın bağımsızlık kutlamalarına denk getirildiği için tatilden yararlanılarak yapılan bir toplantı. Zaten Amerika’nın dev şirketlerini üç beş gün bir mekanda tutmak başka türlü mümkün değil. Katılımcıların daha rahat bir ortamda görüşmeleri sağlanıyor. O yüzden toplantıyı düzenleyenler Türkiye’de sıkça görüldüğü gibi koyu renk elbise istemiyor. Bürokratlara ‘keşke biz de bu durumdan haberdar olsaydık’ demeden edemedik.
İşin şakası bir yana Sun Valley toplantısı gerçekten önemli. Uçakta tamamını inceleme fırsatı bulduğum katılımcı listesi bunun en açık örneği. Toplantıya iki tür şirket katılıyor: Büyük yatırımlarıyla dünyaya ün salmış dev holdingler ve bu kuruluşların her an temas halinde bulunduğu banka ve finans kurumları. Meseleye bu açıdan bakınca çok net bir gerçekle karşı karşıya kalıyorsunuz. Toplantıyı düzenleyenler, alıcıyla satıcıyı; bir başka tabirle finansçıyla reel sektörü bir araya getiriyor. O yüzden çok dinamik bir yapıya sahip bu zirve.
Davos toplantıları da benzer bir misyon üstleniyor belki. Ancak Sun Valley’nin ekonomik gerçekliği çok daha belirgin. Mesela Davos’ta sanat, bilim, felsefe, siyaset, edebiyat gibi alanlardan önemli simalar bulmak mümkün. Oysa Sun Valley’de global ticaretin her iki cephesi de aynı platformu paylaşıyor. Masanın bir ucunda yer alan dev şirketlere bakın... Kimler yok ki! Coca Cola, Dell, Ebay, Amazon, Home Depot, Intel, Microsoft, Sony, Samsung... Bu arada medya ve spor şirketlerinin varlığı önemli bir yekün oluşturuyor. Dream Works, Discovery, Liberty Media, Motion Picture, News America, Reuters, AP...
Sporun bir endüstriye dönüştüğü Amerika’da beyzbol, basketbol, buz hokeyi ve Amerikan futbolu gibi sektörlerin sahipleri ve yöneticileri de katılımcılar arasında. Masanın diğer ucunda büyük yatırım bankaları ve finans kuruluşları var. Fidelity Investment, Maverick Capital, Morgan Stanley, Putnam Investment, Soros Fund, Sky Bridge... liste uzayıp gidiyor.
Toplantının asıl ilginç yanlarından biri şirketlerin kendi aralarında görüşmeler yapması. Son yıllardaki şirket evliliklerinin bazısının temeli burada atılmıştı.
Uçakta önce Ali Babacan dolaşıyor, herkesin hal ve hatırını soruyor. Toplantı hakkında birkaç cümle de olsa bilgi veriyor. Ardından Cüneyd Zapsu geliyor ve uzunca bir sohbete vesile oluyor. Özelleştirme, yabancı sermaye girişi, başörtüsü sorunu... Zapsu’nun sessizce ayrılmasından sonra Maliye Bakanı katılıyor aramıza. Her zamanki gibi şen şakrak, esprili. Açık yeşil bir tişört, krem rengi pantolon giymiş Unakıtan. O haliyle mi VIP’ten geçti, yoksa uçakta mı üzerini değiştirdi; merakımızı mucip olmuyor değil. Onun sempatik tavrıyla yaklaştığını gören bir milletvekili, ‘Hayırdır, vergi istemeye mi geldin?’ deyince uçağın içi neşe doluyor. Ardından küçük sataşmalar, hafif atışmalar ve tatlı anılar...
Unutmadan söyleyeyim, yolculuğumuzun ilk durağı İzlanda’ya varıncaya kadar konuşulan en hoş mevzulardan biri, Hacı Hasdemir’in Zaman Kitap’tan çıkan eseri. Spor servisimizin başarılı muhabiri Hasdemir, ‘Aman Babam Duymasın’ adıyla bir kitap yazdı. Ve Erdoğan’ın futbol hayatını mercek altına yatırdı. Birbirinden güzel fotoğrafların, hatıraların, belgelerin, röportajların olduğu eser herkesin takdirini topladı. Bu satırları yazarken kitabı henüz Başbakan’a gösteremedim. Taslağını aylar önce incelediği eserin kitap halini bu yolculukta görecek. Sanırım 18 saatlik seyahatte maziye dalıp gitmek için yapılacak hoş bir sürpriz olacak bu kitap...