Zaman'da ağır Samsun yazısı: Erdoğan'ın çaresizliğinin son noktası!
Abone olErdoğan'ın Köşk seçimleri için Samsun'a çıkmasının ardındaki mesajı sorgulayan Mümtazer Türköne "AK Parti karizmatik lideri eliyle artık Kemalist bir parti. " diye yazdı.
İNTERNETHABER.COM
Başbakan Erdoğan'ın Cumhurbaşkanlığı kampanyasını
Samsun'dan başlatmasını sorgulayan Zaman si yazarı
Mümtazer Türköne çarpıcı yorumlarda bulunduğu
yazısında "AK Parti karizmatik lideri eliyle artık Kemalist
bir parti. " dedi.
ÖKÜZÜN ALTINDA BUZAĞI ARAMAK HAKKIMIZ VAR
"“Samsun’dan yola çıkmak”, keskin ideolojik çağrışımları olan bir metafor. Neredeyse bir asır boyunca ilk defa sağ-muhafazakâr bir politikacı, yani Erdoğan bu edebî ürüne müracaat ettiği için, öküzün altında buzağı arama hakkımız var" diyen Zaman yazarı "Çaresizliğin en uç noktasındayız. Sadece “Millî Görüş gömleği” çıkmadı, AK Parti karizmatik lideri eliyle artık Kemalist bir parti." iddasında bulundu.
İşte Türköne'nin yazısındaki ilgili bölüm:
YOLSUZLUK MU? "İSTİKLAL HARBİ" DİYOR
ADAM!
Yolsuzluk yapıp, mahkeme kapısına düşen, memlekette “İstiklâl Savaşı yürütülüyor” diye lafa başlayıp, yargıcın suratına “vatan tehlikede ise hukuk bir teferruattır” diye bağırarak soruşturmaların hepsinden sıyrılmayı deniyor. Vatan tehlikede, siz hâlâ hukukla mı oyalanıyorsunuz? Yolsuzluk mu? “İstiklâl Harbi” diyor adam, siz taburun keçisini satıp parasını cebine koyan binbaşıya kızıp, savaşmaktan vazgeçemezsiniz? Ülkeyi kim mi işgal etti? İşte bu iyi bir soru.
ÇARESİZLİĞİN EN UÇ
NOKTASINDAYIZ
Çaresizliğin en uç noktasındayız. Sadece “Millî Görüş gömleği”
çıkmadı, AK Parti karizmatik lideri eliyle artık Kemalist bir
parti. Torba geniş, ne atsanız içinde kayboluyor, torbanın ağzını
büzme işi, hâlâ kaldıysa İslâmcıların görevi. Vatan tehlikede
olduğuna göre! Samsun’dan yola çıkıp, -Amasya ve Sivas’ı atlayarak-
Erzurum’dan devam eden yolculuğun Çankaya sırtlarında sona ermesi
gerekiyor. Danışmanların hazırladığı sade suya tirit laflara
bakmayın; devletin eski ve yeni sahiplerini aynı çuvalın içine
sokan “II. Atatürk”ten daha derin bir “vizyon belgesi” olur mu?