Zaman yazarından ürküten Suriye analizi!
Abone olZaman yazarı İhsan Dağı'nın köşesi günün Suriye temalı yazıları arasında dikkat çekiyor: Suriye’nin faturasını biz mi ödeyeceğiz?
GAZETECİLER.COM
Gazete köşeleri Suriye odaklı hükümet eleştirileri ve dış politika
analizlerinden geçilmezken Zaman yazarı
İhsan Dağı günün en sert Suriye yazısıyla
gündemde. Olan bitenin özetini geçtikten sonra gelinen noktayı
özetleyen Dağı "Suriye’nin faturasını biz mi ödeyeceğiz?"
diye sordu.
BİZ SURİYE'Yİ DEĞİŞTİRECEKTİK AMA TERSİ OLDU
Suriye'de bütün hesapların ters teptiğini vurgulayan Dağı "Türkiye
destekli bir rejim değişikliği politikası Suriye’de iflas etti. Biz
Suriye’yi değiştirmeye çalışırken Suriye, Türkiye’yi derinden
etkileyecek sorunlarını bize ihraç etti. Siyasal ve sosyal riskler
anlamında karşımıza çıkan maliyet çok büyük." dedi.
TÜRKİYE BİR YERDEN DAHA YIRTILIYOR: ALEVİLER!
Suriye üzerinden yaşanan sürecin ülkenin iç gündemini de sarstığını
kaydeden Dağı "Çöpe atıldığını sandığımız ‘iç düşman’ söylemi geri
döndü. Köşe bucak ‘Esedçi’ arıyoruz. En önemlisi, Suriye krizi
Türkiye’de mezhepsel fay hatlarında depremler yaratıyor." derken
Alevilik kimliğinin yeni bir çatışma noktası haline geldiğini,
Türkiye'nin bir noktadan daha esaslı bir yırtılma yaşadığını
yazdı.
İşte Dağı'nın yazısındaki ilgili bölüm:
Sadece haftalar değil iki yıl geçti. 100 bin Suriyeli öldü, 2
milyonu kaçarak hayatlarını kurtardı. Ülke yerle bir... Üstelik
hâlâ bir çıkış yolu, bir çözüm ihtimali görünmüyor. 500 bin
Suriyeli Türkiye’ye sığındı. Kamplara sığmayıp kentlere yayıldılar.
Bölgenin demografisi değişti; belki de kalıcı olarak... Adeta
silahlı kaçakçı orduları kuruldu. Sınır bölgesinde yaşayan
vatandaşlar rahatsız, çünkü güvende değiller. Ülke hem Hizbullah’ın
hem de El-Kaide’nin hedefinde. İran ve Irak’la yaşadığımız
gerginlikleri saymıyorum bile. Suriye konusunda yaptığımız
hataların ve sorunun Türkiye’ye dayattığı faturanın farkında mıyız?
Pek sanmıyorum.
Suriye krizi Türkiye’yi istikrarsızlaştırıyor. Sadece Hatay değil,
bütün bölge kaynıyor. Çöpe atıldığını sandığımız ‘iç düşman’
söylemi geri döndü. Köşe bucak ‘Esedçi’ arıyoruz. En önemlisi,
Suriye krizi Türkiye’de mezhepsel fay hatlarında depremler
yaratıyor. ‘Mezhep savaşları’nın bir uzantısı olarak görülen Suriye
olaylarında Türkiye’deki insanlar da ‘mezhebi’ pozisyonlar alıyor.
Her şeye rağmen ‘uykuda’ olan Sünni-Alevi ayrışması ve hatta
gerginliği yeniden toplumun gündemine taşınıyor. Genelde devletle
‘uyumlu’ bir görüntü veren Türkiye Alevileri içeride yaşanan
sorunların üzerine gelen Suriye krizi üzerinden yeni bir
siyasallaşma süreci yaşıyorlar. Sıkıntılılar. Belki de Cumhuriyet
boyunca ilk kez kendilerini bu kadar dışlanmış, bastırılmış
hissediyorlar. Türkiye bir yerden daha yırtılıyor. Durdurmak gerek.
Demokrasi ve özgürlük istiyorsak önce barış şart. Suriye’nin
faturasını biz ödemeyelim...
Yazının devamı için buraya tıklayın....