Zaman yazarından Erdoğan'a çağrı
Abone olGezi Parkı krizi nasıl sonuçlanacak? Gülen cemaatinin önde gelen isimlerinden Hüseyin Gülerce bu soruya cevap verdi.
Zaman gazetesi yazarı Hüseyin Gülerce, Başbakan
Erdoğan'ı gönül almaya herkesi kucaklamaya çağırdı.
Gezi Parkı sürecinin nasıl sonuçlanacağı sorusuna yazar, "Sorumluluk taşıyan herkesin sağduyusuna, ferasetine, basiretine, teennisine ve demokrasiye, hukuka sahip çıkmasına bağlı." diye cevap veriyor.
İKTİDARA KARŞI OYUN VAR
Kamuoyu haftalardır Gezi Parkı'nı konuşuyor. Olaylar özgürlük talebi mi yoksa kurulan bir tazgah mı? Gülen'e yakınlığıyla bilinen Gülerce'ye göre, masum ve haklı taleplerle başlayan fakat sonrasında bir düğmeye basıldığı aleni hale gelen bir oyun, evet var.
Gülerce, bugünkü Gezi Parkı eylemcilerinin devam kararı
aldıkları metinde yer alan “Taksim Gezi
Parkı’nda ağaç katliamını durdurmak için başlayan direnişimiz, Gezi
Parkı sınırlarını aşarak İstanbul halkının ve ardından Türkiye’nin
dört bir yanından, yurttaşların on bir yıllık AKP iktidarına karşı
birikmiş olan öfkesi ile buluştu.” sözlerine dikkat
çekiyor.
EŞKİYALIĞA ELEŞTİRİ NEDEN YOK?
İktidarın sandıkta devrilemeyeceğini anlayanların kaosla, anarşiyle hedefe varmak istediklerinin altını çizen Gülerce, eşkiyalığa tek kelime eleştiri getirmeyenlerin vicdanları ciddi manada rahatsız ettiğini söylüyor.
YUMUŞAKLIĞINI ÖNE ÇIKARSIN
Erdoğan'ın sert üslubunun aşılması gerektiğini işaret eden Gülerce, yazısında gönülleri fethetmenin yolunun yumuşaklığı öne çıkarmadan geçtiğini belirtiyor. Gülerce, toplumun ihtiyacı olan iki şeyi açıklayarak yazısını şu sözlerle tamamlıyor:
KAYNAŞMALIYIZ
"Birincisi, bütün oyunlar bizim zaaflarımız üzerinde oynanıyor. İstenen bir mezhep çatışması, iç savaştır. Türk-Kürt, Sünni-Alevi ve laik-dindar kutuplaşması üzerinden plan-proje yapılıyor. Bu oyunu da sadece bizim kardeşliğimiz bozar. Birbirimizi inadına daha çok sevmeli, daha çok kaynaşmalıyız. Gezi Parkı süreci maalesef en yakın dostları bile “bizden misin, değil misin” savrulmasına itti.
DEMOKRATİKLEŞME AKSAMASIN
İkincisi, demokratikleşme hamlemizin aksamaması, duraksamaması lazım. Özgürlüklerin genişletilmesi, demokratik evrensel standartların ilerletilmesi lazım. Madem bizimle uğraşanlar, içerisi-dışarısı birlikte ayağa kalkmış ve bir “geniş cephe” taktiği uyguluyorlar. Biz de, vesayetten demokrasiye geçiş diyenler de, 12 Eylül 2010 referandumundaki “evet” için sağlanan birlikte yürüme zeminlerini yeniden inşa etmeliyiz. Başta, Sayın Başbakan’dan beklenen herkesi kucaklama, gönül alma seferberliğine ihtiyacımız var. Demokratik cephe tahkim edilmeli, konumlara saygıyı esas alarak hoşgörü ve uzlaşma için toparlanmalıyız..."