Zaman yazarı oyunu AK Parti'ye verecek
Abone ol17 Aralık operasyonunda sonra cemaate yönelik eleştirileriyle dikkat çeken Mahçupyan, oyunun rengini belli etti.
Zaman gazetesi yazarı Etyen Mahçupyan yerel seçimlerde
oyunu AK Parti'ye vereceğini açıkladı.
17 Aralık operasyonundan bu yana Gülen grubunun operasyonel kanadını eleştiren Etyen Mahçupyan, son dönemde medyada dikkatlerini üzerinde toplayan bir isim olmuştu.
Mahçupyan 17 Aralık sürecini, hükümet-cemaat kavgasını ve oyunu
neden AK Parti'ye vereceğini Sabah gazetesine anlattı.
AK PARTİ 10 YIL DAHA İKTİDARDA
-2002 yılından bu yana sayısız kez bu yükselişin önüne
geçilmeye çalışıldı. 17 Aralık operasyonu da bunlardan biri. Neden
başarısız olundu?
Bu yükselişin önüne geçmek için AK Parti'den daha ilerici,
reformist ve demokrat olmanız gerekir. Öyle bir parti yok şu an
ortalıkta. O zaman bu AK Parti ile daha ne kadar yaşayacağız diye
sorabilirsiniz. Ben 2002'de ilk kazandığı zaman en az 4 seçim daha
alır demiştim. Bu gözüken bir sosyolojiydi. Şu anda önünde en az 10
yıl daha var.
CEMAAT 2011'DEN BU YANA MÜHİMMAT BİRİKTİRMİŞ
İslami kesim, merkezi kendi oluşturduğu ağ üzerinden inşa etti.
Dolayısıyla o ağlar iktidar üreten ağlar. Orada paylaşamazsanız şu
anki gibi kavga çıkar. Böyle bir kavga potansiyeli her zaman vardı.
Bu tapelerin 2011'den beri tutulduğunu gördüğümüzde, o zamandan
itibaren bir ayrışmanın başladığını anlıyoruz. Cemaatin en azından
bir bölümü bununla ilgili bir mühimmat biriktirmiş.
-Suriye gibi milli güvenliği doğrudan ilgilendiren bir meselede MİT
Müsteşarı ve Dışişleri Bakanı'nın dinlenmesi toplumda büyük bir
tedirginlik yarattı. Bu dönüm noktasıydı. Bence toplum artık
paralel yapıya "artık yeter" dedi. Siz bu konuda ne
düşünüyorsunuz?
-Bu dinlemelerin varlığını bilsek de rahatsız olmuyorduk. Çünkü
görmüyorduk. Ama şimdi gördüğümüzde rahatsız oluyoruz, çünkü ilave
bir anlam taşıyor. Yani "Ben seni dinliyorum" demenin ötesinde,
"Ben sana dinlediğimi söyleme cesaretine sahibim, sıkıysa çık
meydana" anlamı var burada. Davutoğlu'nun "Bu bir savaş çağrısıdır"
demesi de doğru. Bu tabi insanı tedirgin eden bir şey. Çünkü
Türkiye'yi Ortadoğu'da belirli noktalara doğru çekmek,
istikrarsızlık yaratmak, çözüm sürecini baltalamak istedikleri çok
açık ortada.
YASADIŞI DİNLEMELER AK PARTİ'YE DEĞİL CEMAATE ZARAR
VERİYOR
Bu kavga öyle bir noktaya geldi ki, "bu tapeleri kim hazırlıyor"
sorusundan bağımsız olarak, cemaat medyası yasadışı dinlemelere
öylesine sahip çıktı ki, bundan sonra ne çıkarsa çıksın cemaate
maledilmesi mümkün hale geldi. Bu da cemaate büyük bir zarar. O
yüzden şu andaki olay hükümete karşı ama cemaate de karşı. Cemaatin
içinde birileri yapmış olsa bile cemaate zarar veriyor.
BU KAVGADA SİYASET DAHA AZ ZARAR GÖRÜR
-Ortada siyasi krize yol açacak bir kavga olduğu çok açık.
Sizce bu kavgayı Cemaat mi kazanır AK Parti mi?
Siyaset daima daha az zarar görür. Çünkü siyaset değişen koşulları
bir şekilde direksiyonunu tutma maharetidir. O koşullar sürekli
değişir. Sürekli yeni siyasetçiler üretilir. Yeni siyasetçiler o
koşulları taşımaya çalışır. Cemaatler ise bu gündemi aşan bir
varoluş üzerine oturur. Yine kaçınılmaz olarak bir ahlaki zemin
üzerine oturur. Bu ahlaki zemini elinizden kaçırırsanız kolay kolay
yeniden restore etme şansınız olmaz.
CEMAAT KENDİ BÜNYESİNİ KONTROL EDEMİYOR
Kavganın kendisi de zaten her aktörü bir noktadan sonra ahlaki
zeminden uzaklaştırır. Çünkü herkesi kontrol edemezsiniz. Cemaat de
bugün kendi içinde herkesi kontrol edemiyor bence. O zaman da
cemaat adına davranan, aslında hiç öyle bir sorumluluğu, yetkisi,
yeteneği olmamasına rağmen, öyle davranan insanlar var. Sonra
onların davranışları gelip cemaate yapışıyor.
20 YILDIR ERDOĞAN'A OY VERİYORUM
-AK Parti'ye ilk kez mi oy vereceksiniz?
-94'teki yerel seçimlerden beri ben Refah Partisi ve AK Parti'ye oy
veriyorum. Dolayısıyla 20 yıldır bu çizgiye oy veriyorum. Her
seferinde de bu mantıkla oy verdim. Benim şu anki konjonktür benim
kararımı değiştirecek bir şey değil.
BAŞBAKAN'DAN BALKON KONUŞMASI BEKLEMİYORUM
-Herkes Başbakan'dan gerilimi düşürecek bir balkon
konuşması bekliyor. Sizin böyle bir beklentiniz var
mı?
Balkon konuşması beklemiyorum. Balkon konuşması "Ben ne yaparsam
yapayım, sen çıkacaksın benim istediğim gibi Başbakan olacaksın"
dayatmasıdır. Başbakan'ın balkon konuşması yapmasının asgari
koşullarından biri de karşı tarafın ne yaptığıdır. Karşı taraf şu
anda doğru davranmış değil. Bence AK Parti bir balkon konuşması
yapmayacak ama balkon eylemi yapacak. Yani seçimlerden sonra
özellikle Kürt meselesi bağlamında atılacak adımlar, bir konuşmaya
ihtiyaç duymayacak şekilde Türkiye'nin nasıl yeniden bir Cumhuriyet
inşasında olduğunu tüm dünyaya söyleyecek. Bunu görmezlikten gelmek
de çok mümkün olmayacak.
-Peki Fethullah Gülen'den bir özeleştiri gelir mi
sizce?
Siz siyasetçi değilseniz balkon konuşması öz eleştiri konuşmasıdır.
Geleceğe dair Fethullah Gülen'in bir şey söyleme ihtimali yok.
Çünkü o yönetmiyor. Çıkıp da ondan bir özeleştiri beklemeye de
başkalarının hakkı yok. Yapar ya da yapmaz. O yüzden Gülen
cephesinde öyle bir şans yok maalesef.