Zaman yazarı ilk kez böyle bir yazı yazdı
Abone olGülen Cemaati'ndekilere yönelik 'hizmetçi' sözü, din dışında yazı kaleme almayan yazarı bile alevlendirdi. O köşede ikinci kez böyle bir yazı çıktı.
İNTERNET HABER - AK Parti ile Cemaat arasındaki savaşta sarf edilen "Hizmetçiler susunca bizim susacağımızı mı zannediyorlar?" sözü Zaman Gazetesi'nin İslam hukuku konusunda yazılar yazan kalemini isyan ettirdi.
Öyle ki köşesinde islam hukuku konusunun dışına çıkmayan Ahmet Kurucan "Bu ikinci olacak" diyerek okurlarından müsade isteyip bu yazıyı kaleme aldı.
Yazı baştan sona hizmet camiasının ruh halini yansıtıyor. Bir de ilginç detay var. Meğer altın madenleri sahibi ve Kanaltürk ile Bugün'ün patronu olan Akın İpek, madenine kilit vurulunca çarpıcı bir söz etmiş.
İşte Zaman yazarının 'müsade isteyerek' yazdığı istisnai yazıdan ilginç bölümler;
HİZMETÇİLERİ ANLAYAMAZSINIZ SİZ!
"Ateşe kibritle, közle, alevle, benzinle değil su ile koşmanın göstergesi sayılacak susmayı bile hazmedemeyen birileri diyor ki; “Hizmetçiler susunca bizim susacağımızı mı zannediyorlar?” Aklınca göndermelerde bulunuyor. “Hizmetçiler” kelimesi ile cinas yapıyor. Anlamadığımızı düşüneceğini zannetmem. Adrese teslim bir söz. Anladım ve herkes de anladı. Cevap diyorsanız buyurun cevabı ama sizin bu cevapta yer alan örneklerdeki ruhu anlayıp anlamayacağınızdan emin değilim.
HİZMETÇİ OLMAYI ŞEREF BİLİRİZ
Her şeyden önce gönüllüler kadrosunda yerlerini alan insanlar Hizmet’e hizmetçi olmayı dünya ve ukbada şeref bilir. Bu böyle biline. İnsana hizmetin, insanı insanlık semalarının üveyki yapma düşüncesinin merkeze oturduğu ve Allah’ın rızasından başka her şeye karşı pencerelerinin kapalı, kapılarının kilitli olduğuna inandığımız şu Hizmet’ten, neredeyse son iki ayımızı esir alan tezviratlarla, yalanlarla, temelsiz iddialar, ithamlar ve iftiralarla bu gönüllüler kadrosunu vazgeçireceğinizi düşünüyorsanız yanılıyorsunuz.
AKIN İPEK NE DEMİŞ?
Kasd-ı mahsusa ile yapılan ve sindirme de diyebileceğimiz ticarî işletmesinin kapatılması karşısında Akın İpek Bey’in aldığı tavra ve söylediği söze ne diyeceksiniz? Unuttuysanız bir kez daha hatırlatayım:
-“Hocaefendi’nin bir gülüşüne bütün malımı feda ederim.”
Siz bu ruhu anlayabilir misiniz?
Yıllar önce birlikte hac yaptığımız bir dostum, bakın bana ne dedi gözlerinden yanaklarına doğru dökülen gözyaşları ve insanın içini kanatan bir ses tonu ile: “Hocama selam söyleyin. Sizin bir yazınızda dediğiniz gibi üzülmesin Hocam. Bizler hepimiz bir Akın İpek’iz.” Nasıl? Kalbinizde hafif bir kıpırdanma oldu mu?
BABALAR OĞULLARINA DİYOR Kİ...
Bir baba düşünün. Oğlu Hizmet kurumlarında çalışıyor. “Örgüt, çete, inlerine gireceğiz, didik didik edeceğiz.” sözlerinin en yetkili ağızlar tarafından meydanlara toplanan kalabalıklara söylendiği bir ortam. Ve o müşfik baba ister istemez oğlunun akıbeti adına endişeli. Telefon açıyor. Söylediği şey şu: “Oğlum! Bak fişleme-mişleme sözleri etrafta dolaşıyor. Sakın ola ki hizmetinden geri kalma. Bu dönemde fişlenme hem senin hem de bizim için dünyada da ukbada da bir şereftir.”
Bir kez daha ifade edeyim; hizmetçiler susunca sizin susup susmamanız sizin bileceğiniz iştir. Ama hizmetçiler Hizmete hizmetçi olmayı başlarında taç, taçlarında sorguç olarak kabul ediyor.
AHMET KURUCAN YAZILARI