Zaman yazarı hükümeti yerden yere vurdu
Abone olZaman Gazetesi yazarı İhsan Dağı, Türkiye'nin dış politikasını yerden yere vurdu ve Erdoğan için de 'Kralımız çıplak' diye yazdı.
İNTERNET HABER - İran
mı daha yalnız Türkiye mi? İran'ın ABD ile masaya oturup nükleer
anlaşma yapmasından yola çıkan Zaman yazarı İhsan Dağı, Ankara'nın
dış politikasını yerden yere vurdu.
"Dünya aleme Kralımızın çıplak olduğunu kendimiz
gösterdik" diyerek Başbakan Erdoğan'a gönderme yapan
İhsan Dağı, AK Partililerin kolay kolay hazmedemeyeceği bir yazıya
imzasını attı.
"İran bile yalnızlığından çıkmaya çalışırken bizim
hükümet, dış politikada yalnızlığın ‘değerli’ bir şey olmadığını
anladı mı acaba?" diye soran Zaman si yazarı, sert
eleştirilerini şöyle sıraladı.
KRALIMIZ ÇIPLAK
Son birkaç haftadır sergilenen ‘U dönüş’e rağmen bundan oldukça kuşkuluyum. Hamaset, duygusallık, ideolojik körlük kolay kolay geçecek gibi görülmüyor. Dahası, Batı’da ve Ortadoğu’da zedelenen inandırıcılığın yeniden tesisi zor.
Üstelik dünya âleme ‘Kral’ımızın çıplak’ olduğunu
kendimiz gösterdik. ‘Oyun kurucuyuz’, ‘bizden izinsiz
bölgede bir şey yapılamaz’, ‘Suriye arka bahçemiz’, ‘yüz yıl önce
çekildiğimiz topraklara dönüyoruz’ deyip hamasette tavan yaptık.
Etrafta tedirginlik ve korku yaratmak, içeride insanların
gururunu okşamaktan başka bir sonuç vermedi bu
hamaset.
TÜRKİYE YALNIZLIĞA MAHKUM
OLDU
Bölgede herkese ayar vermeye kalkışan bir Türkiye, iki yılda ‘model
ülke’ konumundan ‘yalnızlık’a mahkûm hale geldi. Türkiye’nin
yükselen gücünden, nüfuzundan, saygınlığından bahsedilen bir
dönemde hayal kurmayı, hamaset yapmayı dış politika sananlar
Türkiye’nin gücünü olduğundan da küçük gösterdiler dünyaya.
Tek bir bölgesel konuda bile sözünün değeri
kalmadı. Yılların birikimi ‘yumuşak güç Türkiye’
ergen romantik ideolojik takıntılara kurban edildi.
TEK ADAM
Daha dün yükselen güç olarak gördükleri Türkiye’nin bölgedeki
rolünü, gücünü, politikalarını anlamaya çalışanlar, birlikte
hareket etmenin yollarını arayanlar bugün Türkiye’nin nereye
gittiğini sorguluyorlar. Tek adam yönetimini, otoriterleşen
siyaseti, yeni komplocu zihniyeti, El-Kaide’ye verilen desteği,
Çin’den füze alma kararını, AB yerine Şanghay’a üyeliği
soruyorlar. İran dünya sistemine entegre olmaya çalışırken biz hâlâ
durumu okumakta, en azından hatalardan dönmemekte ısrar edecek
miyiz?
İRAN MI YALNIZ TÜRKİYE Mİ?
Biz hamasi, romantik ve ideolojik bir dış politikanın Türkiye için bir yük olduğunu söyledik, onlar dış politikayı sloganlarla yönetmeye çalıştılar. Suriye, Mısır, Irak, İran, Lübnan, Körfez ülkeleri ve Batı dahil birbirinden çok farklı bloklarla aynı anda ters düşmeyi başardılar. Bölgede ‘ideolojik dış politika’ denilince 1979 yılından beri akla ilk gelen ülke İran bile ideolojik değil, rasyonel dış politika izledi. Biz, Güvenlik Konseyi nedir deyip revizyonist sloganlar atarken, İran Güvenlik Konseyi daimi üyeleriyle masaya oturup anlaşma yaptı. Biz, uluslararası sisteme meydan okurken İran sisteme entegre olmak adına ‘ulusal nükleer programı’nı uluslararası denetime ve düzenlemeye açtı.
Sonuçta, İran’ın nükleer anlaşmasıyla Türkiye’nin yalnızlığı
biraz daha görünür oldu. Yalnızlığı değerli görenler marjinal
öğrenci forumlarının temaları ve söylemleriyle uluslararası sisteme
meydan okumaya, hamaseti dış politika sanmaya devam etsinler,
İran’dan bile ders almasınlar!