Zaman Genel Yayın Müdürü Abdülhamit Bilici işten atıldı
Abone olZaman gazetesine dün İstanbul 6. Sulh Ceza Mahkemesi tarafından kayyum atanmıştı. Zaman'ın Genel Yayın Müdürü Abdülhamit Bilici, bugün Zaman binasına alınmadı.
Abdülhamit Bilici’yi içeri almak
istemeyen polisler, kendilerine bu yönde talimat verildiğini
söyleyerek Bilici ve avukatını önce binaya
almadı.
Bilici, binaya almama talimatının kendisine yazılı olarak verilmesini istedi. Görevli polisler bir süre üstleriyle konuşarak ne yapmaları gerektiğini, sabah kendilerine verilen içeri almama talimatını uygulayıp uygulamayacaklarını sordu. Bu sırada Bilici, “25 yıldır çalıştığımız kuruma alınmıyoruz” diyerek tepki gösterdi.
"TÜRKİYE DÜNYADA ÇOK KÖTÜ BİR ŞEKİLDE TANITILIYOR"
Bilici ve avukatı Hasan Günaydın, içeri almama gerekçesiyle
ilgili tutanak tutulmasını istedi. Görevli polis, Bilici’nin iş
akdinin feshedildiğinin kendilerine iletildiğini ve içeri
alamayacaklarını söyledi. Bilici ve avukatının kararın yazılı
olarak kendisine verilmesini istemesi üzerine görevliler
kayyımlarla görüşeceklerini söyledi.
Türkiye için üzüldüklerini belirterek Bilici şöyle konuştu:
“Ülkemize yapılanlar bizi kahrediyor. 2016 Türkiye’si, AB
üyesi olacağını düşündüğümüz Türkiye’de bir gazetenin yayın
yönetmeni 25 sene çalıştığı gazeteye alınmıyor. Türkiye’nin en çok
satan gazetesine alınmıyor. Söyleyecek söz bulamıyorum. Dünden beri
Türkiye dünyada çok kötü bir şekilde tanıtılıyor. Demokrasi
mücadelesi devam edecek, tarih boyunca da böyle olmuştur. Bu
mücadeleyi verme görevi kimlere nasip olduysa onların da iftihar
etmesi lazım. Kayyımların talimatıyla kuruma alınmamam gerektiğini
söyledi memur beyler.”
"VATANDAŞLARIMIZ BİZİ YANLIŞ
ANLAMASINLAR"
Abdülhamit Bilici ayrıca, “Biz Türkiye’deki bütün
demokratlarla birlikte sağcı olsun, solcu olsun, Türk olsun, Kürt
olsun, Alevi olsun hepsiyle birlikte, milletimizle birlikte
demokrasi, hak, hukuk mücadelesi vereceğiz. Vatandaşlarımız asla
bizi yanlış anlamasınlar. Bizim itirazımız hukuka değil,
hukuksuzluğa ve baskılaradır. Bu da herhalde baskının en güzel
örneği. Yani 25 yıllık Zaman gazetesinin çalışanı ve yayın
yönetmeni kendi gazetesine alınmıyor” dedi.
"DEMOKRASİ MÜCADELESİ BUNLARA GÜLEREK
VERİLİR"
Yayın yönetmeni olduğu günden bu yana Sedef Kabaş ve diğer
gazetecilerin davalarına katılarak destek verdiğini anlatan Bilici,
“Bütün bunları gülerek karşılayalım. Demokrasi mücadelesi
böyle verilir. Burada herhangi bir suç yok, bir suç varsa medyayı
susturmaya çalışmaktır. Gazetecileri hapse atmaktır, medya
binalarını terör yuvası gibi kuşatma altına almaktır. Bir suç varsa
demokrasiyi askıya almaktır, anayasanın açık bir şekilde koruduğu
basın özgürlüğünü işlemez hale getirmektir. Sizler, bizler suçlu
değiliz. Anayasa Mahkemesi de son kararında Dündar ve Gül ile
ilgili kararında gazeteciliğin suç olmadığının altını tekrar çizdi.
Türkiye’nin bu istikamette devam edeceğini ve asla geri
dönmeyeceğine inanıyoruz" dedi.
"AVUKATLIK GÖREVİMİZİ YAPMAMIZA BİLE
MÜSAADE ETMEDİLER"
Avukat Hasan Günaydın da, “Maalesef hiçbir yazılı tebligat yapılmadan, polis zoru kullanılarak bildirimde bulunmaksızın, gaz kullanılarak, tazyikli su kullanılarak binaya girildi. Biz avukat olarak binada bekliyorduk. Memur arkadaşlara yardımcı olacağımızı söylememize rağmen bizi bile tartakladılar, avukatlık vazifemizi yapmamıza müsaade etmediler. İçeri girdikleri gibi arama kararı olmaksızın, hukuka uygun düşmeyecek şekilde bütün binaya girip arama kararı varmış gibi arama yaptılar. Hiçbir hukuki kural tanımadılar. Ülke adına, hukuk adına çok endişe verici, kaygı verici bir durum. Umarım bir an önce aklıselim galip gelir. Bu haksızlığa, hukuksuzluğa dur der. Türkiye’ye yakışmayan bu görüntülerin son bulması için sorumluluğu üstlenir ve gereğini yapar diye ümit ediyoruz” diye konuştu.