Zaman Ankara Temsilcisinden operasyon yorumu!
Abone olZaman Gazetesi Ankara Temsilcisi Mustafa Ünal 14 Aralık operasyonunu değerlendirdi.
NESRİN YILMAZ
İNTERNETHABER-ANKARA
14 Aralık sabahı cemaat medyasıan yönelik
yapılan operasyonda aralarında cemaatin gazetesi Zaman gazetesinin
Genel Yayın Yönetmeni Ekrem Dumanlı'nın da bulunduğu 31 kişi
gözaltına alınmıştı.
Zaman Gazetesi Ankara Temsilcisi Mustafa Ünal, yapılan
operasyonu İnternethaber'den Nesrin Yılmaz'a değerlendirdi. Ünal,
14 Aralık'ı demokrasinin kara günü, utanç günü olarak gördüğünü
söyledi.
DEMOKRASİNİN UTANÇ GÜNÜ, KARA
GÜNÜ
14 aralık günü yapılan operasyonu, demokrasiye,
medya özgürlüğüne darbe, demokrasinin kara günü olarak görüyorum,
utanç günü olarak görüyorum. Hem içeride, hem dışarıda
Türkiye'nin vizyonunu kararttığını düşünüyorum. Türkiye, Avrupa'ya,
Brüksel'e doğru yürürken giderek bir Özbekistan bir Suriye benzeri
oligarşik bir rejime doğru sürükleniyor. bu yargı tüm bunlarla
tescillenmiş oluyor.
TÜRKİYE'NİN HAKETTİĞİ FOTOĞRAF BU
DEĞİL
Benim içinde bulunduğum yayın organının temsilcisi, bir numaralı
yöneticisi Ekrem Dumanlı da gözaltına alınanlar arasında. Biz, en
fazla traja sahip gazeteyiz, Ekrem Bey yıllardır gazetede yönetici
konumunda, tanınan biline bir isim. Polis en çok satan gazetenin
merkezine geliyor ve Genel Yayın Yönetmenini gözaltına alıyor. Bu
fotoğraf Türkiye'nin hakettiği bir fotoğraf değil.
OPERASYON ANKARA'YA DÖNÜK DE
YAPILABİLİR
Belki Ankara'ya dönük de bir operasyon yapılabilir ama
kendimiz açısından bir endişe duymuyoruz, bizim verilemeyecek
hesabımız yok, bunu Ekrem Bey adına da söylüyorum, kendimize
güveniyoruz, suçun kenarından bile dolaşmıyoruz, kanunsuzluğun,
illegalitenin kenarında bile durmuyoruz, hesabını verebiliriz, her
türlü ithama, soruya cevap verebilecek durumdayız. Biz Türkiye
adına, memleketimiz adına üzülüyoruz. Malesef tüm bunlar ülke
açısından sağlıklı bir görüntü oluşturmuyor.
AK PARTİ AVRUPA YOLCULUĞUNDAN
VAZGEÇTİ
AK Parti, evrensel kriterler, AB standartları vadederek iktidar
oldu, AB, Brüksel yolculuğu çok önemliydi. Oradan geldiğimiz nokta,
"AB'den de vazgeçebiliriz, kendi işlerine
baksınlar" oldu. Bu, malesef çok dramatik bir nokta.
Türkiye'de tam üyelik için müzakere tarihi alındığında AB ile
müzakerelerle ilgili olumlu adımlar atıldığında bayram ilan
edilmişti. AK Parti'nin varlık sebeplerinden birliği AB
politikasıydı. Parti 2002'de kurulur kurulmaz, seçimler kazanılır
kazanılmaz AK Parti'nin genel başkanı, bugünün Cumhurbaşkanı bütün
seyahatlaerini Avrupa başkentlerine yaptı ve AB politikasını
deklare etti. Partisinin yüzünün Avrupa'ya dönük olacağını söyledi.
Bunlar sözle kalmadı peş peşe paketler çıktı. Ama geldiğimiz
noktada Avrupa Birliği yolculuğundan vazgeçildi.
MEVSİM KIŞ, BİZ BU FIRTINAYI
BEKLİYORDUK
17 Aralık'ta karşı operasyon olabileceği bekleniyordu.
Havaya baktığınızda mevsim kış. (bunu siyasi
anlamda söylüyorum) Ülkenin üzerinde kara bulutlar
dolaşıyor. Yağmur, dolu, boran, fırtınaya açık bir iklim var.
Özellikle bize, camiaya, gazeteye dönük bir propaganda ile saldırı
altındayız. Bu mevsimde, bu kara bulutlarla kaplı dönemde elbette
yağmur, fırtına, dolu bekliyorduk. Özellikle 17 Aralık
haftası yolsuzluğun, dosyaların konuşulmaması için, yolsuzluğu
perdelemek için bunların olacağı bekleniyordu. İktidar elinden
gelse 17 Aralık'ı takvimden çıkaracak, operasyonları hatırlamak
bile istemiyor, darbe tezini ortaya koyuyor.
BÖYLE BİR ÖRGÜTÜN VARLIĞINDAN HABERİM
YOK
Tahşiye'yi kulağımıza değip geçmiş bir kavram olarak
hatırlıyorum, böyle bir örgütün varlığından haberim yok. Dün ve
bugün internet sitelerine "bu nedir" diye bakarak
birkaç cümlelik bilgi sahibi olabildik. Dosyanın komik ve içinin
boş olduğunu düşünüyorum. Senaryo bile dava konusu olabiliyor.
Gözaltı kararında "devletin egemenliğini ele geçirmek" gibi
enteresan ifadeler var. Böyle bir kavramı ben ilk kez duydum.
HÜSEYİN GÜLERCE'NİN KENDİ
DURUŞUDUR
Hüseyin Gülerce sanırım konuyla ilgili bir yazı yazdığı için gözaltına alındı. Yıllarca birlikte çalıştığımız bir ağabeyimiz. Hüseyin Gülerce'nin kendi düşünceleridir, kendi duruşudur, çok fazla yorum yapmak da istemiyorum, bu benim tarzım değil.