Zam da yok işten çıkarma da yok!
Abone olTürkiye'de yapılan bir araştırmada, şirketlerin kriz nedeniyle eleman çıkarma beklentisinin düştüğü ve zam yapmayı planlamadığını belirlendi.
Prometheus Danışmanlık şirketince İstanbul, İzmit, Tekirdağ,
İzmir, Manisa, Ankara, Antalya, Denizli, Gaziantep, Bursa, Bolu,
Eskişehir, Konya, Malatya ve Adana'da faaliyet gösteren 300
şirkette 1 Mayıs-15 Haziran 2009 tarihleri arasında “2009
yıl ortası istihdam ve ücretler” konulu bir araştırma
yapıldı. Araştırmada, yabancı sermayeli, yabancı-yerli ve yerli
sermayeli şirketlerde beyaz yakalı çalışanlar ele alındı.
Prometheus Danışmanlık Genel Müdürü Yücel Atış'ın açıkladığı
araştırma sonuçlarına göre, şirketlerde kriz nedeniyle ikinci altı
ayda eleman çıkarımı beklentisi yüzde 10 gibi normal giriş-çıkış
oranına düştü. Bu, ikinci altı ayda şirketlerde kriz nedeniyle
küçülme planlanmadığını gösteriyor.
Şirketlerin yüzde 65'inin mevcut kadronun korunacağını
bildirmesi, kötü dönemlerin geride kaldığının kabul edildiğini
gösteriyor. Eleman sayısının artacağını belirten yüzde 25
oranındaki şirketlerde ise özellikle gıda, sanayi, lojistik, ilaç,
beyaz eşya, perakende sektörlerinde gelecek dönemin geçmiş dönemden
daha iyi olacağı ve eleman alımı beklentisinin oluştuğunu
gösteriyor.
Aralık 2007'de eleman sayısı aynı kaldı diyenler yüzde 60, arttı
diyenler yüzde 25 ve azaldı diyenler yüzde 15 oranındayken, Aralık
2008'de şirketlerin yüzde 20'si eleman sayısının aynı kaldığı ve
yüzde 75'inin eleman sayısının azaldığını belirttiği dikkati
çekiyor.
“İŞ GÜVENCESİ, ÜCRETTEN ÖNDE GELİYOR”
Ücret artışında geçmiş/gelecek dönem enflasyonu dikkate alınıp
alınmayacağı sorusuna işletmelerin yüzde 30'u “geçmiş”,
yüzde 55'i “gelecek” ve yüzde 15'i “karma” cevabını
verdi.
Şirketlerin çoğunluğu ücret artışlarında tekrar gelecek dönem
ağırlıklı değerlendirmeyi dikkate alma eğiliminde görünüyor. Bu
gelecek dönemde enflasyonun çok yüksek olmayacağı ve ücretlerden
kaynaklanan işçilik maliyetleri üzerinde bir baskı oluşturmayacağı
inancını yansıtıyor.
Ücret artış dönem sayısı açısından ise “yılda bir artış
(yılbaşı)” diyen işletmelerin oranı yüzde 70 olurken,
yılda iki artış (yılbaşı ve temmuz)” diyenlerin oranı yüzde 20 ve
“üç veya dört kez” diyenlerin oranı yüzde 10'da kaldı.
Şirketlerde ücret artışı dönem sayısının tek olarak ve yıl başında
uygulanma eğilimi ağırlık kazanırken, kriz dönemlerinde ücret
yerine iş güvencesinin önde olması da bunu sağlayan unsurlardan
birisi olarak söyleniyor.
Maaş sayısının 12 maaş olarak kriz dönemlerinde de aynı kaldığı
görülüyor.
“KAZAN-KAZAN MODELİ”
Şirketler, çalışanların performanslarını ücrete prim olarak
yansıtmayı tercih ediyor.
“Performansı ücrete yansıtıyor musunuz?” sorusuna, “evet”
diyenlerin oranı Aralık 2007'de yüzde 50 ve Aralık 2008'de yüzde 60
olurken, Temmuz 2009'da yüzde 30 oldu.
Şirketlerde performansın maaşa yüzdesel olarak yansıtılma
uygulamasından genelde uzaklaşılarak, prim olarak toplu ödenmesi
seçeneğine yüzde 60 oranında ağırlık verildiği görülüyor. Bu da iş
yaşamında kazan-kazan modelinin, ücret sistemlerine kriz
dönemlerinde daha fazla yerleştiğini gösteriyor.
Üst düzey yönetici primlerinde de 3 yıla yayarak ödeme gibi
modeller, hem çalışanları elde tutma hem de paranın şirkette
kalmasını sağlaması açısından kullanılan model olarak tercih
ediliyor.
“ÜCRETE ZAM YOK”
Temmuz 2009 ücret artışı planlarını belirten şirketlerden yüzde
65'i “temmuzda ücret artışı yapmayacağız”, yüzde 25'i
“pozisyonlarına göre düzeltmeler yapacağız” ve yüzde 10'u “ücret
artışı yapacağız” dedi.
Araştırmada, ağırlıklı olarak şirketlerin ek sabit maliyet
yaratmaktan kaçındığı ve ücretlerde yıl ortasında bir genel maaş
artışı planlamadığı, pozisyonlara göre (kilit pozisyon ve başarılı
kişilerde) düzeltme yapma eğiliminin ikinci seçenek olarak
uygulanacak gözüktüğü belirtildi.
Aralık 2008'deki ücret artışına bakıldığında, sektörel iyi
senaryoda en çok tercih edilen oranın yüzde 5 ve kötü senaryo
maaşlarda yüzde 5-40 düşüş yaşandığı belirtildi.