'Z kuşağı' İstanbul'un hakimi olacak
Abone olİÜ Şehir Politikaları Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Şeker, İstanbul için, 'Hızlıca gelen Z kuşağının giderek şehrin hakimi olmaya başlayacağını gösteriyor.' dedi.
İstanbul Üniversitesi (İÜ) Şehir Politikaları Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Murat Şeker, "Toplumun en genç ve dinamik kuşağı olan Z kuşağı, 5 yıl önce İstanbul nüfusunun yüzde 23’ünü oluştururken, bugün bu oran yüzde 30’a yaklaşmış durumda. Geleneksel kuşak ve X kuşağının oranı giderek azalıyor, Y kuşağı ise varlığını koruyor. Bu durum hızlıca gelen Z kuşağının giderek şehrin hakimi olmaya başlayacağını gösteriyor." ifadelerini kullandı.
Prof. Dr. Şeker, yaptığı açıklamada, İÜ Şehir Politikaları Merkezi olarak Şehir Veri Sistemi’ni kurmaya başladıklarını, şehrin verisinin izlenmesiyle demografik değişimin ne yönde gerçekleşeceğinin tahmin edilebileceğini söyledi.
Prof. Dr. Şeker, merkez bünyesinde İstanbul ve ilçeleri üzerinde derlenen demografik veriler üzerinden yürütülen araştırmanın sonuçlarına göre, İstanbul’da hem il hem de ilçe düzeyinde, hatta bazı bölgelerde mahalle ölçeğinde bile hızlı bir demografik değişim izlendiğini kaydetti.
İSTANBUL’DA Z KUŞAĞI ARTIYOR
İstanbul’da yaşayanlar kuşaklar açısından incelendiğinde, Z kuşağının şehrin toplam nüfusu içindeki payının arttığını vurgulayan Prof. Dr. Şeker, şunları anlattı:
"Toplumun en genç ve dinamik kuşağı olan Z kuşağı, 5 yıl önce İstanbul nüfusunun yüzde 23’ünü oluştururken, bugün bu oran yüzde 30’a yaklaşmış durumda. Geleneksel kuşak ve X kuşağının oranı giderek azalıyor, Y kuşağı ise varlığını koruyor. Bu durum özellikle çalışma yaşamını tamamlayanların İstanbul’u terk etmeye başladığını, iş gücünün büyük kısmını oluşturan Y kuşağının İstanbul’da yaşamaya devam ettiğini ve hızlıca gelen Z kuşağının giderek şehrin hakimi olmaya başlayacağını gösteriyor."
İstanbul’da son 5 yılda nüfusu en fazla artış gösteren ilçelerin Esenyurt, Sancaktepe, Başakşehir ve Beylikdüzü olduğuna dikkati çeken Prof. Dr. Şeker, bu sonuçta; artan konut yatırımları ve site yerleşkelerinin, merkez ilçelerden çevre ilçelere nüfusun hızla kaymasında etkili olduğunu vurguladı.
"İSTANBUL’DA 1 MİLYONU AŞKIN YAŞLI NÜFUS VAR"
Prof. Dr. Murat Şeker, İstanbul’da 1 milyon 150 binden fazla 0-4 yaş aralığında çocuk yaşadığını vurgulayarak, "Anadolu’daki birçok şehirden daha fazla nüfusa sahip olan çocuk yoğunluğu, İstanbul’da çocukları kapsayan projelerin önemini bir kez daha ortaya koyuyor. İlçeler açısından ise Arnavutköy, Sultanbeyli, Esenyurt, Sancaktepe ve Sultangazi’de nüfusun yüzde 10’undan fazlası 0-4 yaş aralığındaki çocuklardan oluşuyor. Araştırmada, başta bu ilçeler olmak üzere İstanbul’u yöneteceklerin bir çocuk politikası olması gerektiği vurgulanıyor." diye konuştu.
İstanbul'un, 1 milyonu aşan nüfusuyla yaşlıların da yoğunlukla yaşadığı bir şehir olduğuna işaret eden Prof. Dr. Şeker, "Kadıköy, Adalar, Şile, Beşiktaş ve Bakırköy yaşlı nüfusun en fazla yoğunlaştığı ilçeler. Sadece Kadıköy’de her 5 kişiden biri 65 yaşın üzerinde. Dolayısıyla şehir politikaları açısından yaşlılar, önceliklendirilmesi gereken bir alan olarak ortaya çıkıyor." dedi.
KADIKÖY, BEŞİKTAŞ VE ÜSKÜDAR EĞİTİMLİ NÜFUSUNU KAYBEDİYOR
İÜ Şehir Politikaları Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Şeker, araştırmanın önemli sonuçlarından birinin de İstanbul’da eğitimli nüfusun ikametindeki tercih değişiklikleri olduğuna dikkati çekerek, İstanbul’da yüksek eğitimli nüfus oranı en yüksek olan ilçelerin Beşiktaş, Kadıköy, Bakırköy, Üsküdar ve Şişli iken, son 5 yılda İstanbul’daki eğitimli nüfustan bu ilçelerin aldığı payın giderek azalmaya başladığını dile getirdi.
Üniversite mezunlarının son 5 yılda yoğunlaşmaya başladığı ilçelerin başında Esenyurt, Sancaktepe, Tuzla, Pendik, Kağıthane ve Beylikdüzü'nün geldiğini aktaran Prof. Dr. Şeker, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Yüksek eğitimli nüfus kaybeden ilçeler ise Kadıköy, Beşiktaş, Üsküdar, Fatih ve Bakırköy. Örneğin, 2013’te Kadıköy, İstanbul’daki yüksek eğitimlilerin yüzde 11’ini barındırırken, bugün bu oran yüzde 8’e gerilemiş durumda. Kadıköy’de yaşayanların yüzde 40’ı yüksek eğitimli iken, 5 yıl öncesine göre İstanbul’daki yüksek eğitimli nüfustan aldığı pay azalmış görünüyor. Eğitim seviyesi doktora olanların tercihi ise son 5 yılda bazı ilçelerde öne çıkmış durumda. Küçükçekmece, Maltepe, Güngören ilçeleri, 5 yıl öncesine göre İstanbul’daki doktoralılardan aldıkları payları yükseltmiş, doktoralıları kaybeden ilçeler ise Kadıköy, Beşiktaş, Fatih, Şişli ve Bakırköy olarak sıralanmıştır. Bu ilçeler her ne kadar yüksek oranda doktoralı nüfusa sahip olsalar da son 5 yıl dikkate alındığında, toplam doktoralı nüfustan aldıkları payın azaldığı görülüyor. İstanbul’da toplu ulaşım ağının gün geçtikçe genişlemesiyle merkezden çevreye olan geçişin devam etmesi bekleniyor."
"SULTANBEYLİ’DE NÜFUSUN SADECE YÜZDE 3’Ü İSTANBUL’A KAYITLI"
Prof. Dr. Murat Şeker, İstanbul nüfusuna kayıtlı olanların en fazla yoğunlaştığı ilçelerin Çatalca, Şile, Adalar, Kadıköy ve Bakırköy iken, Sultanbeyli, Sultangazi, Sancaktepe, Bağcılar ve Esenler'in İstanbullu oranının en düşük olduğu ilçeler olduğunu, Sultanbeyli’de nüfusun sadece yüzde 3’ünün İstanbul’a kayıtlı bulunduğunu söyledi.
Son 5 yılda hangi ilçede memleket demografisinin değiştiğine bakıldığında, Ataşehir, Esenyurt, Sancaktepe, Fatih, Sultangazi, Küçükçekmece, Bahçelievler ve Bakırköy’ün öne çıktığını aktaran Şeker, "Örneğin, Bahçelievler’de Tokatlılar Trabzonluların önüne geçmiş durumda, Esenyurt’ta Vanlılar 5 yıl önce dördüncü sıradayken bugün ilk sırada yer alıyor. Fatih’te ise Mardinliler üçüncü sıraya yükselmiş. 5 yıl önce Sancaktepe’de Tokatlılar ilk sıradayken, bugün dördüncü sıraya gerilemiş, ilk sırayı Ordulular almış, Sultangazi’de ise Sivaslılar yerini Adıyamanlılara bırakmış durumda." şeklinde konuştu.
İÜ Şehir Politikaları Uygulama ve Araştırma Merkezi’nden Prof. Dr. Şeker'in yanı sıra araştırma görevlisi Hüseyin Burak Özgül ve Bilge Kağan Özbay’ın yürüttüğü araştırmada, İstanbul’da kent içi nüfus hareketliliği ve demografik değişimin önemine işaret edilerek, İstanbul’un bu hızlı değişiminin anlık izlenecek sistemlerle ve büyük verinin kullanılmasıyla takip edilmesi gerektiği vurgulandı.