Yüzde 70in karanlık raporu!
Abone olDünya Bankası'nın raporu gerçeği tokat gibi yüzümüze vurdu. Türkiye gençliğiyle ilgili yazılan raporda bakın neler deniyor?
Dünya Bankası raporunda, gençlerin yaklaşık yüzde
40'ının ''ne okula gittiği ne de çalıştığı'' vurgulanarak,
özellikle genç kadınların da oldukça düşük bir istihdam oranına
sahip olduğu vurgulandı...
Türkiye'de genç nüfusun sadece yaklaşık yüzde 30'unun
istihdam edildiği, genç katılım ve istihdam oranlarının AB
ortalamalarının oldukça altında olduğu ve gençlerin faal olmama
oranlarının ''endişe kaynağı'' olduğu bildirildi.
Dünya Bankası İnsani Kalkınma Sektörünün hazırladığı
''Türkiye'nin Gelecek Nesillerine Yatırım Yapmak, Okuldan
İşe Geçiş ve Türkiye'nin Kalkınması'' konulu raporda,
Türkiye'de genç nüfusun istihdam sürecinde yaşadığı zorluklara ve
çözüm önerilerine yer verildi.
GENÇLERE YATIRIM YAPILMAZSA RİSK BÜYÜYECEK
Türkiye'nin bugünkü büyük genç nüfusunun sunduğu potansiyel
faydalardan yararlanabilmek için gençlerine yatırım yapmak zorunda
olduğu vurgulanan raporda, ''potansiyel faydalar oldukça
büyük olmakla birlikte eğer günümüzdeki büyük genç nüfus grubu
yarının iş gücü piyasasında ve toplumda yerini bulamazsa, riskler
de oldukça büyük olacaktır. Bu demografik profilin
potansiyel dezavantajı da oldukça önemlidir. Eğer Türkiye'nin
gençleri çalışma dünyasına iyi hazırlanmazsa ve iş gücü piyasası da
bu gençler için daha fazla iş yaratmazsa, büyük genç nüfus
grubu sosyal ve ekonomik baskı ve gerilim kaynağı haline
gelecektir'' denildi.
OECD ÜLKELERİNE YAKLAŞMAK İÇİN
Gençlerin rekabet ortamının zorlu ve standartların yüksek olduğu
açık bir ekonomide yerlerini bulmalarının önemine işaret edilen
raporda, ''Eğer Türkiye Avrupa'daki ve OECD içerisindeki daha
yüksek gelirli ülkelere yakınlaşma doğrultusunda yoluna devam etmek
istiyorsa, ekonomik stratejisini düşük maliyetler üzerine
dayandıramaz'' şeklinde görüş bildirildi.
İŞ, GENÇLER İÇİN BÜYÜK ZORLUK
Raporda, ülkenin bilgi, beceri ve yenilik noktasında rekabet
etmesi için açık bir iş gücü piyasasının gerekliliği vurgulanarak,
Türkiye'de pek çok gencin iş gücü piyasasına girerken
önemli zorluklarla karşılaştığı ifade edildi.
SADECE YÜZDE 30 İSTİHDAM EDİLİYOR
Türkiye'nin 15 ve 24 yaş arası olarak tanımlanan genç nüfusunun
sadece yaklaşık yüzde 30'unun istihdam edildiğine dikkat çekilen
raporda, bu nüfus grubundaki işsizlik oranının ulusal oranın iki
katından daha fazla olduğu kaydedildi.
ENDİŞE KAYNAĞI
Türkiye'nin genç katılım ve istihdam oranlarının da AB
ortalamalarının oldukça altında olduğuna işaret edilen raporda,
gençlerin faal olmama oranlarının da ''endişe
kaynağı'' olduğu ifade edildi.
NE OKUL VAR NE DE İŞ
Gençlerin yaklaşık yüzde 40'ının ''ne okula gittiği ne
de çalıştığı'' belirtilen raporda, özellikle genç
kadınların da oldukça düşük bir istihdam oranına sahip olduğu
belirtildi. 2006 yılında bu oranın sadece yüzde 20 olduğu
belirtilen raporda, Türkiye'deki iyi eğitimli kadınların iş gücüne
katılımlarının bir önceki nesil ile karşılaştırıldığında daha az
olduğu kaydedildi.
EĞİTİMDE İYİLEŞMELER VAR AMA YETERLİ DEĞİL
Eğitim durumunda iyileşmeler sağlanmış olmakla birlikte,
Türkiye'nin daha fazla edinim sağlamak için yapması gereken çok şey
bulunduğu vurgulanan raporda, şöyle denildi:
''Eğitim kalitesi de önemli bir husustur. Türkiye'deki en iyi
öğrenciler beceri seviyeleri bakımından başka ülkelerdeki
öğrenciler ile rekabet edebilecek düzeyde olmasına rağmen,
yeterlilikler, cinsiyet, bölgeye, aile gelirine ve okul türünü göre
önemli değişiklikler göstermektedir. Genel olarak hem eğitim durumu
hem de eğitimin kalitesi bakımından, Türkiye'nin eğitim
sistemi, alt orta gelir düzeyindeki ülkelerin seviyesindedir ve
biraz daha altındadır, ancak çoğu AB ve OECD ülkesinin
standartlarının çok gerisindedir.''
Gelecek için daha iyi istihdam hedeflerinin, tüm gençleri okuldan
sonra iyi bir iş sahibi olabilmelerini sağlayacak becerilerle
donatacak eğitim reformlarını gerektirdiğinin altı çizilen raporda,
iş gücü piyasasındaki hareketsizliğin de gençler için bir engel
teşkil ettiği, özellikle iyi işler olmak üzere işlerin
mevcudiyetinin son yıllarda sınırlı düzeyde olduğu belirtildi.
Türkiye'de 2002-2006 yılları orasında GSYİH yıllık yüzde 7,5
oranında büyürken, istihdam artışının yıllık ortalama yüzde 1,1
düzeyinde kaldığına işaret edilen raporda, ''Türkiye'nin 2006
yılındaki yüzde 46'lık istihdam oranı tüm AB ülkelerinin
gerisindedir ve yüzde 70'lik Lizbon standardının da çok altındadır.
Türkiye'deki iş açığının bir başka yönü de mevcut bir çok işin
kalitesinin çok düşük olmasıdır. Tüm istihdamın yaklaşık yarısı
kayıt dışı sektördedir'' denildi.
Korumayı işler üzerinden, işçiler üzerine kaydıracak olan
iş gücü piyasası politika reformlarının, gençlerin iyi işlere
erişimini artırmada önemli bir adım olacağı ifade edilen
raporda, beceri eksikliklerine ve sınırlı yeni iş
olanaklarına ek olarak, gençlerin bilgi eksikliğinin de okuldan işe
geçiş sürecinde bir sorun olarak görüldüğü kaydedildi.
SOSYAL GÜVENLİK PRİMLERİNİN DÜŞÜRÜLMESİ
Raporda, düşük ücretli iş gücü için sosyal güvenlik
primlerinin düşürülmesinin, kayıtlı sektörde gençlerin işe
alınmasını teşvik edeceğine işaret edilerek, düşük ücretli iş gücü
üzerindeki vergi yükünün Türkiye'de oldukça ağır olduğu ve
bu durumun işverenler için işe alım konusunda caydırıcı bir etki
yarattığı belirtildi.
Dünya Bankası tarafından gerçekleştirilen simülasyonların, sosyal
güvenlik primlerinin düşürülmesinin çok önemli mali etkilere yol
açmadan, gençlik istihdamı üzerinde önemli etkilere sahip
olabileceğini gösterdiği anlatılan raporda, ''örneğin bu tahminlere
göre, 30 yaş altı çalışanların sosyal güvenlik primlerinin iş veren
paylarında 7 puanlık bir azaltma ilave 70 bin kayıtlı yeni iş
yaratacaktır. Bu rakam bu yaş grubu için kayıtlı istihdamda
yüzde 2'lik bir artış anlamına gelmektedir''denildi.
TÜRKİYE ÖNEMLİ DÖNEMEÇTE
Raporda, özetle şu görüşlere yer verildi:
''Türkiye kalkınma yolunda önemli bir dönemeçtedir. Demografik bir
geçiş sürecinde ve oldukça rekabetçi bir ortamda bulunan Türkiye
için gelecek nesillere yatırım yapmak bu neslin gelişimi ve ülkenin
kalkınmasına yapılacak katkılar üzerinde önemli etkiler
yaratacaktır.
Eğitim sisteminin güçlendirilmesi ve iş gücü piyasasının
işleyişinin geliştirilmesi reform gündeminin temelini
oluşturmaktadır. Ayrıca gençlerin önündeki fırsatları genişletmeyi,
daha bilgilendirilmiş bir şekilde karar verme olanaklarını
artırmayı ve fırsatları kaçırmamaları halinde onlara ikinci bir
şans vermeyi hedefleyen politikalar, gençlerin okuldan işe geçiş
sürecini kolaylaştıracak ve Türkiye'nin büyümesine ve yoksulluğun
azaltılmasına bir an evvel katkı sağlamalarını sağlayacaktır.''