Internet Haber Mobil Uygulama
Internet Haber mobil uygulamasını denediniz mi?
Internet Haber mobil uygulamasını denediniz mi?
Erdoğan'ın Kasımpaşalı duruşundan ve sert üslubundan çoğu
zaman hepimiz şikayet ettik. Her işi takip etme sevdasından, her
konuda mutlaka bir iki açıklama yapmasından hep birlikte rahatsız
olduğumuz dönemler oldu.
Kimilerine göre Erdoğan bu dil, bu söylemlerle ülkeyi adeta ikiye
bölen, ötekileştiren ve ayrıştıran adam oldu.
Peki durum gerçekten böyle mi? "Siz,
biz, onlar" ayrımını bu ülkede ilk
kez Başbakan Erdoğan mı yaptı?
Eğer bu soruya cevabınız "evet" ise, tüm saygımla
söylemek isterim ki gidin bir doktora, hafıza testi yaptırın.
Hatta akıl sağlığınızın yerinde olup olmadığını sorun. O da olmadı,
"Ben balık hafızalı mıyım doktor?" diye muhakkak
fikrini alın.
"Bunları yapmaya da gerek" yok diyorsanız, o zaman
vicdanınızı nerede unuttuğunuzu araştırın.
Çünkü vicdan ve insaf sahipleri bilir ki, bu ülkede giyim
kuşamından ötürü, dilinden ve dininden ötürü ayrıştırma Türkiye
Cumhuriyeti Devleti'nin ilk kuruluş yıllarına dayanır.
Eğer yüreğiniz yetiyorsa açın google'ı ve "Dersim katliamı
görselleri" bölümüne girin. Orada onbinlerce Alevi'nin
suçsuz, günahsız yere nasıl bombalandığını, çırılçıplak soyularak
toplama kamplarında nasıl aşağılandığını, nasıl işkencelerden
geçirildiklerini kare kare görün. O bombaları Alevi kesimin başına
yağdırdığı için müthiş bir keyif aldığını söyleyen Sabiha Gökçen'in
ismi havaalanlarına verilirken ötekileştirmeden bahseden oldu
mu?
Kabul edelim ki, 80 yıl boyunca "Şeriat geldi
geliyor" yalanı sürekli köpürtülerek inançlı kesim ezildi,
baskı gördü, horlandı, dışlandı ve ötekileştirildi. Sadece
şapka kanunundan dolayı binlerce alim asıldı, kesildi. Erzurum'da
kadınlar bile "Şapka kanunundan" dolayı süngüden,
yağlı ilmikten geçirildi. O ötekileştirme değil miydi?
Adnan Menderes ve arkadaşları suçsuz günahsız yere asılırken dünya
ayaklandı da bir siz sustunuz, hatırladınız mı?
80 darbesinde Kenan Evren çoğunluğu sağcı, milliyetçi olan 5
bin insanı darağaçlarına çekerken, "Fazla itiraz gelmesin
diye arada solcuları da astık" derken olanı biteni vizyona giren
bir film gibi izlediniz, unuttunuz mu?
Çok değil, bundan 15 yıl önce bu ülkede başı kapalı kızlarımız
eğitim alma heyecanıyla geldikleri okul önlerinde polis tarafından
yerlerde sürüklenmedi mi? Eğitim hakları ve hatta yaşam hakları
ellerinden alınırken ötekileştirmenin daniskası yapılmadı mı?
O başörtülülerin haklarını savunuyor diye Erbakan'a başbakanlık
koridorlarında omuz atılırken... Askeri kanattan bir komutan
Erbakan'a, "Pezevenk" derken... Erbakan'ın önüne
içmediği rakı dolu bardak asker zoruyla konulup medyaya,
"Biz adamı böyle yaparız" pozu verilirken,
ötekileştirilmenin hası yapılmadı mı?
İki dağ arasında PKK'lı teröristlerle çatışma halindeyken,
inançları gereği Ordu'dan ihraç edildiği haberi alan TSK
mensuplarının uğradığı zulme gıkınız çıkmadı. Ordu'dan atılmamak
için başörtülü karısını, "Kardeşim ziyaretime
gelmiş" diyerek tanıtmak zorunda kalan rütbelilerin açlığa
ve sefalete sürüklenmesi ötekileştirme değil miydi?
Peki; Şehit olan oğlunun şehadet madalyasını almak için geldiği
orduevinin kapısında başında başörtüsü var diye içeri alınmayan
annelere çifte acı yaşatılması ötekileştirme değil miydi?
Askeri lojmanların bulunduğu alanlardaki kantin kapılarına,
"Köpek giremez, türbanlı giremez" şeklindeki uyarı
levhaları asanlar hiç mi ötekileştirmedi bu halkı?
Bugünlere gelmemi mi istiyorsunuz.
Hay hay!
Anlatayım.
Başbakan daha İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olduğunda,
"Muhtar dahi olamayacak adam Belediye Başkanı
oldu" haberleri birbirini izledi.. Erdoğan'ın dini
inancının sorgulandığı haberlerde sırf Kur-an'ı Kerim okuyor diye,
"İstanbul'un İmamı" manşeti atılırken siz keyif
içinde izlediniz mi?
Evet...
Ulusal medyanın kelli felli yazarlarından biri, ilk seçimde yüzde
34 oy alan AK Parti'ye oy verenlere "Bidon kafalı"
diye hakaret ederken siz onun yazdıklarından zevk aldınız mı?
Evet...
Bir başka yazar, yine aynı seçmeni "Göbeğini kaşıyan
adam" olarak aşağılayıp ötekileştirirken, siz yine zevk
içinde eşlik ettiniz mi?
Evet...
Bir başka yazar, Erdoğan'a oy verenleri "Makarna ve
kömür" karşılığında iradesini ve oyunu satan mahlukat
olarak yorumlarken siz onu da alkışladınız mı?
Evet...
Hürriyet'in aynı zamanda Basın Konseyi Başkanı olan yazarı,
"Bunlar menfaatleri için bırakın ülkeyi, anasını bile
satar" derken sizin keyfinize diyecek yoktu. O yazarı
Milletvekili adayı olarak gösteren partiyi ayinler, törenler,
şölenler eşliğinde kutlayıp, kutsadınız mı?
Evet...
Erdoğan'a oy veren başörtülü kadınları aşağılamak için domuzun
başına başörtüsü bağlayan yazar/çizer takımını avuçlarınız
kızarıncaya kadar alkışladınız mı?
Evet...
"Benim oyumla, AK Parti'ye oy veren cahilin oyu bir mi
sayılacak" diyerek halkın yüzde 49'unu kendinden aşağıda
gören zihniyetle gurur duydunuz mu?
Evet...
Ya bugün...
Bugün ne yapıyorsunuz?
Bölücü tüm terör örgütleriyle elele, kolkola, kucak kucağa beraber
sokaklarda meşru yollardan iktidara gelmiş hükümeti devirme
planları yapmıyor musunuz? Şehit düşen polisin ardından sevinçten
tepinirken, ölen terör örgütü mensubu için yas tutmuyor
musunuz?
Evet...
Erdoğan'ın ölmüş annesine koro halinde küfredenlere,
"Erdoğan 3. Köprünün adını Emine koy. Gelen giden üstünden
geçsin" diyenlere, "O..spu çocuğu Tayyip
Erdoğan" diyenlere kol kanat geriyor musunuz?
Evet...
Sizin vandallığınıza göz yummayan polise, "Tayyip'in
köpekleri" diyor musunuz? Askeri bölgelerin önüne gidip,
"Asker polisin anasını s.k" diye yine anırarak
sesleniyor musunuz?
Evet...
Sizinle birlikte sokaklara çıkmayanlara, "Yakmayın,
yıkmayın" diyenlere ağzınızdan salyalar saçarak küfürler,
hakaretler ediyor musunuz? Onların araçlarını evlerini yakıyor
musunuz?
Evet...
Dağda yol kesen, yakan, yıkan PKK'ya lanetler okuyan siz, bugün
şehirde yol kesiyor, barikatlar kurup parti binalarını, belediye
otobüslerini yakıp yıkıyor musunuz? Kaldırım taşlarını söküyor,
esnafın dükkanlarını yağmalıyor musunuz?
Evet...
Daha düne kadar, çocuklarına en masumane duygularla
"Kıro" (Çocuk) diye seslenen Kürtleri
"kro" diyerek aşağılarken... Doğu ve
Güneydoğu'da yaşayan her Kürt'ü PKK'lı ilan edip, ölen her Kürt
vatandaşı için şerefe kadeh kaldırırken, bugün Lice'de ölen bir
Kürt için timsah gözyaşları döküyor musunuz?
Evet...
Illallah sizden arkadaş!
Hem bunları yapacaksınız, hem de "Erdoğan bölücülük
yapıyor. Kendisine oy vermeyenleri ötekileştiriyor. Baksanıza
bize 'çapulcu' diyerek hakaret ediyor"
diyeceksiniz.
Hiç öyle kendinize sütten çıkmış ak kaşık muamelesi yapmayın, komik
oluyorsunuz.
Yazıya başlarken de dedim ya!
Evet Erdoğan'ı bu ötekileştirme dilinden dolayı kınayalım,
eleştirelim.
Ama kabul edin.
Bu savaşı başlatan da, ısrarla ve inatla devam ettiren de siz
oldunuz daima... Erdoğan bugün ötekileştirici dil kullanıyorsa ona
bu dili öğreten sizden başkası değil. ..
Erdoğan'ın yaptığı biraz da 10 buçuk yıldır kendisine ve seçmenine
edilen küfür ve hakaretleri sahiplerine iade etmek.