Yüz yaşına kadar yaşamak elinizde
Abone ol100 yaşına kadar yaşamak çoğu insanın elinde... Akdeniz diyetiyle beslenmek, düzenli egzersiz yapmak, mutlu bir mizaca sahip olmak tavsiyelerden sadece biri...
Ömrü uzatmak için seferber olan bilim adamlarına göre erken
ölümlerin yarısı ile kanser vakalarının üçte biri yanlış
beslenmeden. 100 yaşına kadar yaşamak çoğu insanın 'elinde'.
Akdeniz diyetiyle beslenmek, düzenli egzersiz yapmak, mutlu bir
mizaca sahip olmak... Bunlar insanları sağlıklı kılmakla kalmayıp,
ömre yeni yıllar da ekliyor. Bilim adamları, her gün yaşlanmayla
ilgili yeni nedenler ortaya koyuyor. Doktorların önerilerine göre
birçok insanın 100'lü yaşları görmesi ve 'ölünecek' günü ertelemesi
kendi elinde.
Uzmanlar, kahvaltıdan önce koşu yaparak, beslenme alışkanlıklarına
beş porsiyon sebze-meyve ekleyerek, sigarayı unutup içkiyi
azaltarak sadece bir günlüğüne iyi hissetmekle kalınmadığını, olası
hastalıkların da engellendiğini söylüyor.
Bilimin ana araştırma konularından biri, uzun ömür. İşin içine
ikili sarmallar, denizin derinliklerinden gelen kanser
engelleyicisi organizmalar eklense bile uzun yaşam için ilk sırada
yer alan faktör sağlıklı beslenme. Dünya Sağlık Örgütü'nün verdiği
rakamlara göre erken ölümlerin yarısı, kanser vakalarının ise üçte
biri beslenmeye bağlı olarak meydana geliyor. Sebze, meyve, tahıl,
yemiş ve tohumlu bitkilerin tüketimine dayanan Akdeniz diyeti ile
sadece Britanya'daki 150 bin erken ölümün engellenebileceği
vurgulanıyor. Tabii sadece ne yediğiniz değil, ne kadar yediğiniz
de önemli. Farelerle yapılan deneylere göre, tüketilen gıdaları
yarıya indirmek yaşlanmayı yavaşlatıyor.
1 saat egzersize 2 saat uzatma
Düzenli olarak yapılan yoğun egzersizin de yaşam süresi ve niteliği
üzerine etkisi tartışılmaz. 20 yıl boyunca 17 bin kişi üzerine
yapılan bir araştırmada her bir saatlik egzersizin ömrü kabaca iki
saat uzattığı görüldü. Uzmanlar koşunun diğer egzersizlere göre çok
daha etkin bir yöntem olduğu görüşünde. Yürüyüş, golf, masa tenisi
gibi daha az efor gerektiren aktivitelerde ise göze çarpan bir etki
görülmüyor. Ancak sürekliliği olan aktiviteler, yaşamı uzatmakta
kabul edilmiş bir yol.
Britanya Newcastle Üniversitesi'nde biyoloji ve mühendislik
fakültelerinin beraber yaptıkları bio-teknolojik çalışmalar,
yaşlanmaya çareler buluyor. Burada 'gen onarımı' ve 'genetik
müdahale' çalışmaları yürüten bilim adamları, Avrupa'da 90'ıncı
yaşgününü kutlayan kardeşleri toplayarak, özellikle kan örneklerine
odaklanıyor. Böylece uzmanlar uzun yaşamın sırrının ilaçlar mı
besinler mi olduğunu anlamaya çalışıyor. Dünyanın çeşitli
yerlerindeki laboratuvarlar ise akciğer, karaciğer, kalp ve böbrek
dokusu nakliyle ilgili gelişmelere ev sahipliği yapıyor.
Folik asitle sağlam DNA
Gebeliğin erken döneminde annelere folik asit önerilerek, gelecek
nesillerin DNA'larında oluşabilecek hasarların en aza indirgenmesi
hedefleniyor. Folik asit desteğinin diğer faydası ise doku ve
organlara zarar veren kronik enfeksiyon ve iltihapları bertaraf
etmesi.
Cambridge Üniversitesi'nden genetik uzmanı Aubrey de Gray'in de
'insanların 500 yıl yaşamaması için neden yok' demesi de uzun yaşam
için umut ışığı.
Kaynak: The Independent