Ancak, soğuk ve rüzgarlı havaya bağlı olarak sıklığında artış gözlenen sorunlardan biri olan yüz felci, santral merkezi yüz felci ve çevresel dediğimiz periferik yüz felci olarak ikiye ayrılır. Peki bu tehlike nasıl ortaya çıkar ve tedavisi için ne yapılmalıdır? Uzman Dr. Nurten Küçükçakır yanıtladı. Yüz felcinin oluşumunu anlatan Küçükçakır, "Yüz sinirimiz kafatasından çıktıktan sonra kulak içerisindeki kemik tünelden geçiyor ve daha sonra yüzümüze dağılıyor. Yüzümüzdeki göz, ağız ve mimiklerimiz bu sinir sistemiyle kontrol ediliyor. Soğuk çarpması durumunda ise yüz felci tablosu ortaya çıkıyor. Bunun sonucunda yüz sinirleri görevini yapamıyor. Hastalar kaşlarını yukarı kaldıramaz, gözlerini açıp kapatamaz, ağızlarını hareket ettiremez hale geliyor. Ayrıca baş, boyun ve kulak ağrısı da meydana geliyor. Hem estetik, hem de sağlık açısından kişiyi rahatsız edebiliyor." dedi. TEDAVİSİ VE YAPILMASI GEREKENLER: Yüz felcinin tedavisi için hem ilaç, hem de fizik tedavisi uygulanması gerektiğini belirten Küçükçakır, “2 hafta kortizon tedavisi uyguluyoruz. Daha sonra ise fizik tedavi uygulamasıyla mimikleri geliştiriyoruz. Soğuk ve rüzgarlı havalarda korunmak için kış aylarında dışarı çıkarken, yüzümüzü atkı ile sarmamız gerekiyor. şeklinde konuştu. MR VE RÖNTGENLE ANLAŞILMAZ! "Ani sıcak soğuk değişiminden dolayı yüz felci olma olasılığı yüksektir. Bunun dışında araba kullanırken de camların açılması sonucunda yüz felcine davetiye çıkarırız. Hastalar genellikle tek yüz tarafından felç şikayetiyle bize geliyor. Teşhis konulmasında en önemli tespiti, klinik bulgulardır. Her hangi bir emar veya röntgenle anlaşılacak bir durumu yok." 1 AY İÇİNDE DÜZELİYOR: Tedavi süresinden bahseden Küçükçakır, "Yüz felci yüzde 85 oranında kendiliğinden veya uygulanan tedavi sonrasında 1 ay içerisinde düzeliyor. Ancak yüzde 10’luk kısık 6 ay ile 1 yıl içerisinde toparlıyor. Yüzde 1-2’lik kısımda ise sekel bulgu kalabiliyor. Estetik operasyonu geçirmesi gerekebiliyor” dedi. Fakat bazen beyin tümörlerine ve kafa travmalarına bağlı yüz felçlerinin de ortaya çıkabildiğini belirten Küçükçakır, bu durumun sıcak veya soğuk ile hiçbir alakasının olmadığını söyledi.