Bu ülkenin en büyük ve acilen hallolması gereken sorunlarından
biri yayalardır.
Bunu bir şoför olarak değil bir yaya olarak söylüyorum.
Türk insanına yolda nasıl yürüneceğini öğretmek lazım.
Bunu ben tek başıma başaramayacağım, biliyorum ama
deneyeceğim.
En azından yazıyı okuyan 5-10 kişi söyleneni dikkate alsa, yolda
yürürken sinir katsayısı yükselenlerin sayısı da aynı oranda
azalır.
Konumuz yolun sağından yürüme.
Nerede yürürsen yürü, ama sağdan git.
Hiçbir şey bilmiyorsan, kendini araba gibi düşün.
Haydi birlikte deneyelim.
Şimdi sen bir arabasın, eski bir köy yolunda ilerlemek
zorundasın. Yolda çizgi de yok. Çizgi yok diye yolun solundan
gitmezsin değil mi?
Evet, tam tahmin ettiğin gibi.
Sağdan ilerleyeceksin.
Diyelim ki yol boş, önünü de net görüyorsun, o zaman bile sağdan
ilerlersin.
Biraz hızını artırabilirsin o kadar.
Yani sana soldan gitmen için bir izin yok.
Şimdi bir de şöyle düşün.
Aynı yolda soldan gidiyorsun, karşına pat diye bir araba
çıktı.
Ne olur!
Ne olacak, kaza!
Yürürken de aynı böyle işte, sağdan gideceksin kaza olmasın
diye.
Önünde çok yavaş bir araba mı var, selektör yapıp, sollarsın,
tabi karşıdan gelen bir araba yoksa!
Yürürken de aynen böyle, önündeki insanlar aheste aheste
yürürken senin son derece acelen varsa müsaade isteyip önlerine
geçersin ama yine karşıdan gelene aittir yol üstünlüğü!
Çünkü yolun sana göre sol kısmı karşıdan gelene ait.
Kısacası sağdan yürümeyi öğreneceksin arkadaş!
Yaya geçidinin da sağından gideceksin, kendi sağından.
Üstüme üstüme gelenlerin üstüne üstüne gidiyorum ben!
Yürümeyi bilmiyorsan, taksiye bin diye bağırasım geliyor
bazen.
Gelişmişliğin en büyük göstergelerinden biri yolda yürüme
becerisidir bence.
İki kişinin yan yana zor yürüdüğü kaldırımlarda kol kola girmiş
üç arkadaş vitrine baka baka yürüyorsa da uyaracaksın!
Bu yol senin babanın yolu değil diyeceksin!
Ağzını açmaya kalkarsa, ona kendini araba gibi düşün
diyeceksin!
Sonra yola devam edeceksin.
Günün sözü:
Medeniyet, kültür ağacına aşılanmadıkça bütün çiçekleri
açmaz. ( Ziya Gökalp)