Yurtdışında kaç kişi oy kulandı? En net rakam
Abone olBaşbakan Yardımcısı Emrullah İşler yurt dışında kullanılan oy sayısını açıkladı.
Başbakan Yardımcısı İşler, Anfa
Altınpark Belediye Evi'nde düzenlenen Ak Parti İl Başkanlığı
Değerlendirme Toplantısı'na katıldı.
Toplantı öncesinde gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını
yanıtlayan İşler, yurt dışında kullanılan oyların yüzde 5
düzeylerinde kaldığına yönelik değerlendirmelerinin sorulması
üzerine, kullanılan oy oranının yüzde 5 olmadığını ve bunun
düzeltilmesinde fayda gördüğünü söyledi.
İşler, 2012 yılında çıkarılan bir yasayla yurt dışındaki seçmene
bulunduğu yerde oy kullanma hakkı getirildiğini hatırlatarak,
"Bu doğrultuda tabii ki çıkan kanun gereğince bütün yetki
ve sorumluluk Yüksek Seçim Kurulu'na verilmiştir. Yüksek Seçim
Kurulu mevcut, mezkur yasada geçen esnek ifadeyi, yani randevu
sistemi meselesini, katı bir şekilde maalesef
uygulamıştır" diye konuştu.
Yurt dışında sandıklar kurulup oy verme işlemi başladıktan sonra
görülen aksaklıkları tespit ettiklerini ve Yurtdışı Türkler
Başkanlığının da bu konuda aktif olarak çalıştığını söyleyen İşler,
"Bütün aksaklıklar tespit edilerek, Yurtdışı Türkler Başkanlığı bir
yazı yazarak Yüksek Seçim Kurulu'na başvurmuştur ve ben de Yüksek
Seçim kurulu Başkanımızla bir kaç kez telefonda görüştüm. Bazı
esneklikler gösterilmesinin iyi olacağını, vatandaşların demokratik
hakkını daha rahat kullanabileceğini söyledik. Bu konuda
tavsiyelerimiz oldu ama Yüksek Seçim Kurulu, tabii ki yetki
onlarda, almış oldukları karar gereği bu randevu sistemini katı bir
şekilde uyguladılar. Bu randevu sisteminin katı bir şekilde
uygulanması maalesef yurt dışında katılımı azalttı" diye
konuştu.
"BEKLENTİM 500 BİNE YAKIN"
Emrullah İşler, yurt dışında katılımın az olmasında seçimlerin yaz
dönemine gelmesinin de etkili olduğunu dile getirerek, şunları
söyledi:
"Çoğu vatandaşımız yaz tatilini Türkiye'de geçiriyor veya başka
yerlere gidiyorlar. Dolayısıyla beklediğimiz oranı yakalayamadık
ama bu yurt dışında kullanılan oy sayısı. Kesin rakamı söylüyorum,
232 bin vatandaşımız yurt dışında oy kullandı. Gümrük kapılarında
da oy kullanma işlemi devam ediyor. Malumunuz 26 Temmuz'da başladı,
10 Ağustos'a kadar sürecek. Gümrük kapılarındaki sabah itibarıyla
rakam da 152 bine çıktı. Dün akşamki rakam 140 bindi, akşamdan
sabaha 12 bin artış olduğunu görüyoruz. Daha önümüzde bir
haftaya yakın bir zaman var. Ben bu sayının artacağını düşünüyorum.
Benim beklentim genelde 500 bine yakın, 450-500 bin civarında
herhalde bir yurt dışı ve gümrük kapılarında oy kullanılmış olacak.
Bunu da eski seçimlerle karşılaştırdığımız zaman 2011
seçimlerindeki sayı 122 bin. Yani 122 binden aşağı yukarı eğer 500
bine çıkarsa 3,5 katı bir artış söz konusu olacak ve bu da totalde
toplam yurt dışındaki seçmenin yüzde 17-18 civarında."
Önceki seçimlerde sadece gümrük kapılarında oy kullanıldığında
oranın yüzde 5'i geçmediğini belirten İşler, bu sayının, ilk defa
olmasına rağmen, yüzde 17-18'lere çıkacak olmasının önemli bir adım
olduğunu ifade etti.
İlk olması sebebiyle bir takım eksikliklerin ve katılımda
düşüklüklerin olduğunu dile getiren İşler, "Yüksek Seçim Kurulu bu
seçimin yetkili organı olarak elbette ki yapılmış olan bu seçimden
onlar da dersler çıkaracaklar. 2015 genel seçiminde bu ilk
uygulamadan alınan dersler neticesinde daha başarılı ve katılımın
daha yüksek olduğu seçimleri gerçekleştirmeyi ümit ediyoruz"
şeklinde konuştu.
"SEÇİMLER İKİNCİ TURA KALMAYACAK"
Başbakan Yardımcısı İşler, bir gazetecinin, bu oy oranının seçimin
ikinci tura kalmasına neden olup olmayacağını sorması üzerine,
"Seçimlerin ikinci tura kalmayacağı zaten hepinizin malumudur.
Dünkü İstanbul mitingi zaten bunun en büyük göstergesidir. Herhalde
Türk siyasi tarihinin en büyük mitingi yapılmış oldu. 2 milyonun
üzerinde insanla orada devasa bir miting yapıldı. Aslında meydanlar
her şeyi söylüyor. Dolayısıyla seçimin aşağı yukarı sonucu belli,
sadece oy oranını merak ediyoruz. 'Yüzde 50'nin üzerinde kaç
olacak, yüzde 60 yakalanacak mı?' bunu bekliyoruz. Dolayısıyla
benim şahsı kanaatim, bu seçim 10 Ağustos'ta bitecek, 10 Ağustos'ta
milletimiz yeni cumhurbaşkanını akşam öğrenmiş olacak" dedi.
Bir başka gazetecinin, "Randevu sistemi katı derken, tam
olarak neden bahsettiniz" sorusuna İşler, "Randevu almayan
vatandaşlarımız sandıklara geldiler oy kullanamadılar, bu sıkıntı
oldu. Bazı randevu almayan, 248 bin vatandaşımız randevu almıştı,
almayan vatandaşlarımıza sistem otomatik verdi, otomatik vermelerde
de bazı yanlışlıklar, sıkıntılar oldu. Mesela eşlerden birisi
farklı yerde diğeri farklı günde kullanma gibi durumlar söz konusu
oldu. Dolayısıyla vatandaş vakit bulunca geldi sandığa
'oyumu kullanayım' dedi. Ama maalesef bu katı uygulama neticesinde
orada sıra olmamasına rağmen oy kullandırmama söz konusu oldu. Katı
uygulama derken, bu seçimde randevu aldın aldın, almadın oy
kullanamadın. Böyle bir durum söz konusu oldu veya randevu günün
dışında eğer gelmişsen, diyelim ki randevu günüde sistem size
otomatik randevu verdi ve siz oyunuzu kullanamadıysanız, 'boş
vakitte, özellikle hafta sonu iş olmadığı günler gideyim oy
kullanayım' diyen vatandaşlar oldu. Maalesef oy kullanamadılar.
Sıkıntılar buradan kaynaklanıyor" şeklinde yanıt verdi.
İSRAİL'İN GAZZE'YE YÖNELİK SALDIRILARI
Öte yandan, İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırılarına ilişkin
soruları da yanıtlayan İşler, İsrail saldırılarında Birleşmiş
Milletler'e ait bir okulun ve Anadolu Ajansı ofisinin hedef
alınmasına ilişkin, şunları kaydetti:
"Gazze'de acımasız bir savaş yürütülüyor. Orantısız güç
kullanılıyor. 3-4 haftadır malumunuz olduğu üzere kundaktaki
bebekler, top oynayan, sahilde top oynayan çocuklar, insanlar
yataklarında, evlerinde sofralarında acımasız şekilde öldürüldü.
Sivil-asker ayrımı yapılmaksızın, herhangi bir şey yapılmadan bu
saldırılar yapılıyor ve maalesef Gazze'deki görüntüler 2. Dünya
Savaşı'ndan sonraki savaş görüntülerini andırıyor. Bu çerçevede
İsrail o kadar pervasızca saldırıyor ki işte daha önce Birleşmiş
Milletler'e (BM) ait binalar da vuruldu. En son dün yine bir okul
vuruldu, bazı ölümler meydana geldi. Sizin de bahsettiğiniz gibi
Anadolu Ajansı bürosuna saldırı oldu. Yani İsrail, sivil, basın,
okul herhangi bir ayrım gözetmeksizin adeta deliye dönmüşcesine
saldırıyor, vuruyor ve öldürüyor. İsrail maalesef kana susamış
durumda."
"BM'YE AİT BİNALARDA ÖLENLER CAN DA DİĞER ÖLENLER CAN DEĞİL
Mİ?"
Başbakan Yardımcısı İşler, bu saldırıları Türkiye Cumhuriyeti
olarak lanetlediklerini belirterek, "BM'nin sesi de ancak kendi
bürosu vurulduğu zaman, kendine bağlı okul vurulduğu zaman çıkıyor.
Bunu da bir çifte standart olarak değerlendiriyorum. Aynı şekilde
Amerika'dan da bir kınama geldi. Doğrusu BM'ye ait binalarda
ölenler can da diğer ölenler can değil mi?" diye sordu.
Dünyanın bir İsrail sorunu olduğunu ifade eden İşler, "Dünya, bu
İsrail sorununu çözmedikçe ne Ortadoğu coğrafyasına ne de dünyaya
barış gelmeyeceği açık ve aşikar durumda gözüküyor" dedi.
İşler, BM'nin, daa önce İsrail aleyhinde almış olduğu pek
çok karar bulunduğuna ve bunların hiçbirinin hayata geçirilmediğine
dikkati çekerek, "Maalesef bu durum, aynı zamanda İsrail söz konusu
olduğu zaman BM sistemini, uluslar arası sistemin de çöktüğünün bir
göstergesi. Aslında BM'nin de yeniden yapılandırılması gerektiğini
biz yüksek sesle ifade ediyoruz ve inşallah bu saldırıların bir an
önce durması için aklı selimin galip gelmesini temenni
ediyoruz" şeklinde konuştu.
"MEYDANLARDAKİ O KALABALIKLAR, DERGİYE YENİ KAPAK DA
YAPTIRABİLİR"
Emrullah İşler, bir gazetecinin, "Der Spiegel dergisi, 'Erdoğan
devleti, yeni padişah' kapağıyla çıktı. Bunu nasıl
değerlendiriyorsunuz?" sorusuna şu cevabı verdi:
"Doğrusu bazı Alman medyasında, özellikle Türkiye ile ilgili
enteresan haberler yapılıyor veya dergilerde kapaklar söz konusu.
Sayın Başbakanımızın Türkiye'de yapmış olduğu icraatlar ve
Türkiye'yi nereden alıp nereye getirdiği herkesin malumu. Bu
başarılı icraatlar, birilerini çok ciddi şekilde rahatsız ediyor ve
zaman zaman da işte kapakla veya yapmış oldukları haberlerle bu
rahatsızlıklarını üstü kapalı bir şekilde ifade ediyorlar. Aslında
Der Spiegel'in atmış olduğu kapak ve manşet diyelim, doğrusu Sayın
Başbakanımızın ne kadar doğru icraatlar yaptığının bir göstergesi
olduğunu ben düşünüyorum. Sayın Başbakanımız, gayet demokratik
seçimlerle bugüne kadar geldi ve sandıktan çıkamadığı gün de görevi
bırakmaya hazırdır kendisi."
"Şimdi dün İstanbul meydanlarını gördünüz, elbetteki o
meydanlardaki o kalabalıklar belki söz konusu dergiye yeni kapak da
yaptırabilir" diyen İşler, sözlerine şöyle devam etti:
"Sayın Başbakanımız, bugüne kadar hiçbir zaman diktatör
olmadı, her zaman seçimlerle geldi ve halka da hesap vermektedir.
Kendisi de her zaman söylüyor, biz bir faniyiz bugün varız, yarın
yokuz. Türkiye'deki basın özgürlüğü de hepinizin malumu, Türkiye'de
günlük çıkan gazetelere bakın, üçte birinden fazlası Sayın
Başbakanımıza her zaman manşetlerden, sürmanşetlerden hakaret eder,
eleştiri demiyorum, eleştiri zaten yapılıyor, bizdeki kadar
hakarete varan eleştiri hiçbir dünya basınında bulunmamaktadır.
Eğer diktatörlüğe veya 'Erdoğan devleti' vesaire eleştirileri,
malum dergi aslında eğer onları gündeme getirecekse benim tavsiyem
o kendi ülkesindeki cinayetleri biraz kapağa taşısın, kendi
ülkesinde göçmenlere özellikle Türk vatandaşlarımıza uygulanan o
öldürme olayları, onun peşine düşsün diye ben tavsiyede
bulunuyorum."
İşler, Türkiye'nin demokratik bir ülke olduğunu, demokrasinin
çıtasını yükselttiklerini kaydederek, Türkiye'yi 2023 hedefleri
doğrultusunda Avrupa ülkelerinin daha ilerisine götürmeye azimli ve
kararlı olduklarını sözlerine ekledi.
Basına kapalı düzenlenen AK Parti Ankara İl Başkanlığı
Değerlendirme Toplantısı'na, İşler'in yanı sıra AK Parti Genel
Başkan Yardımcısı Süleyman Soylu ve Başbakan Recep Tayyip
Erdoğan'ın Siyasi Başdanışmanı Yalçın Akdoğan da katıldı.