Yurtdışı Türk Medyası tartışılacak
Abone olBYGM, Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi ve İletişimliler Vakfı tarafından, (ATAUM) ''Yurt Dışındaki Türk Medyası'' konulu sempozyum düzenlendi.
Başbakanlık Basın Yayın ve Enformasyon Genel Müdürü Abdurrahman
Bilgiç, yurt dışındaki Türk medyasının dünya ile bütünleşen
Türkiye'nin en ileri mevzileri olduğunu söyledi. BYGM, Ankara
Üniversitesi İletişim Fakültesi ve İletişimliler Vakfı tarafından,
Avrupa Topluluğu Araştırma ve Uygulama Merkezi'nde (ATAUM) ''Yurt
Dışındaki Türk Medyası'' konulu sempozyum düzenlendi. Sempozyumun
açılışında konuşan Bilgiç, yurt dışında görev yapan gazetecilerin,
başka ülkelerin farklı ortamlarında, kültürleriyle,
hassasiyetleriyle, gelenekleriyle birlikte var olma çabasının
öncüleri olduğunu kaydetti. Yurt dışındaki Türk medyasının dünya
ile bütünleşen Türkiye'nin en ileri mevzileri olduğunu ifade eden
Bilgiç, ''Çünkü sizler ve temsil ettiğiniz Türk toplulukları,
kendilerini dışarıda ispat etmiş insanlarımızdan oluşmaktadır.
Yaşadığınız ülkelerde Türkiye'nin ilk referansı sizlersiniz. El ele
verebildiğimizde sorunlarımızı daha kolay çözebileceğimiz açıktır''
dedi. Sempozyum ile bireysel başarıları, gereğinde ortak bir güce
dönüştürecek organizasyonlara zemin hazırlamayı amaçladıklarını
bildiren Abdurrahman Bilgiç, şöyle devam etti: ''En azından
birbirimizden haberdar olma sorumluluğumuz ve zorunluluğumuz
vardır. Diasporası kendinden büyük ülkelerin külliyen haksız
oldukları konularda bile diğer devletleri ve parlamentoları
yanıltabildiklerine üzülerek tanık oluyoruz. Propaganda, toplumları
gerçek karşısında kör ve sağır yapabilmektedir. İletişim
araçlarının etkisi bazen gerçeğin gücünü azaltmakta, ama her zaman
algılamanın önemini artırmaktadır. İnsan aklı ve muhakeme yeteneği,
tek yanlı bir iletişim sürecinde ön yargılardan oluşan sanal
dünyayı sorgulamakta aciz kalabilmektedir.'' AVRUPA'DA TÜRK MEDYASI
Bilgiç, iletişim olmadan toplumsal yaşamı sürdürebilme imkanı
olmadığını belirterek, ''Ama yaşadığınız ülkedeki diğer insanlar ve
yönetimler ile etkileşim de geniş anlamıyla medya aracılığı ile
sağlanmaktadır. Siz kendi toplumunuzun gözü ve kulağı, toplumunuzun
sözcüsü ve temsilcisi olarak onlarla bütünleşebildiğiniz oranda
gücünüzü ve etkinizi daha da artıracaksınız'' diye konuştu. Yurt
dışındaki yeni kuşak Türk medyasının tarihtekilerden farkının da
burada olduğunu belirten Bilgiç, yurt dışında özellikle Avrupa'da
Türk medyasının yeni bir olgu olmadığını, 1870'lerden itibaren Jön
Türkler'in Fransa ve İngiltere'de Osmanlı İmparatorluğu'na yönelik
yayınlar çıkardıklarını anlattı. Artan nüfusun toplumsal yaşama
daha çok katılma talebi, kendini ifade edebilme ve daha çok
iletişim ihtiyacının Almanya'daki Türk gazetelerinin tirajlarını da
artırdığına dikkati çeken Abdurrahman Bilgiç, hatırı sayılır bir
Türk medyasının oluştuğunu kaydetti. Bilgiç, Avrupa'da izleyen,
dinleyen ve okuyan kitleleriyle toplumsal bir tabanı olan, büyüyen
ve ekonomik işletmeleriyle reklam pastası genişleyen, geleceği
parlak bir Türk medyasının gurur ve heyecan verici olduğunu
kaydederek, ''Bu tablo, Avrupa Birliği'ne tam üyelik yolunda
ilerleyen Türkiye'nin yalnız olmadığının güvencesidir. Bu tablo
bugün, Avrupa Birliği üyesi olarak Türkiye'ye olmadık zorluklar
çıkaran bazı dış çevrelerin çabalarından daha büyük bir değeri
ifade etmekte ve çok kültürlü bir Avrupa'nın zenginliğinin
kanıtıdır'' dedi. İHTİYAÇLARINI MERAK ETMEDİK A.Ü İletişim
Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ahmet Tolungüç de Türkiye ve Türkler
olarak çok uzun yıllar boyunca Türkiye sınırları dışında yaşayan
Türk vatandaşlarının, yurda döviz getiren bir kitle olarak
algılandığını belirterek, ''Açıkça söylemek gerekirse, siyasi
nutuklar atmak dışında her konuda onları ihmal ettik'' diye
konuştu. Özellikle Türkiye'den çeşitli nedenlerle başta Avrupa
ülkeleri olmak üzere, Amerika ve Avustralya'ya gidenlerin
yerleştikleri ve ikinci vatan olarak benimsedikleri ülkelerde,
topluluk yaşantısının gerektirdiği ihtiyaçlarının neler olduğunun
da merak edilmediğini kaydeden Tolungüç, ''Bu arada iletişim
ihtiyaçlarını karşılamanın yanı sıra kültürel kimliklerini korumak
ve geliştirmek için ana dillerinde yani Türkçe bazı yayınlar
yaptıklarını bilmekle birlikte, bunları ciddi bir biçimde
araştırmadık'' dedi. Prof. Dr. Tolungüç, sempozyumda, çeşitli
ülkelerde bulunan Türk nüfusuna dönük olarak yayın yapan gazete,
dergi, televizyon ve radyoların tanınması, bunların söz konusu
topluluklar açısından işlevlerinin sorgulanması, Türk kimliğinin
korunması ve kültürel kimliğin geliştirilmesi açısından önemlerinin
tartışılacağını bildirdi. İletişimliler Vakfı Başkanı Yardımcı
Doçent Abdülrezak Altun ise Türk Tanıtma Fonu tarafından da
desteklenen sempozyuma, Avustralya, Kanada, İsveç, Hollanda,
Belçika, Fransa, İsviçre ve Almanya'dan konuşmacıların katıldığını
bildirdi.