Yunanistan'ın grevler yazı
Abone olBBC muhabiri Mark Lowen, Yunanistan'da, AB'nin vardığı yeni kurtarma paketi uzlaşmasının ardından sıradan insanların tedirginliğinin arttığına dikkat çekiyor.
Yunanistan'ın başkentinde temmuz ayı bir tek anlama gelir: Boğucu sıcak.
Atinalılar, aşırı sıcaktan kaçarken, turistler de kente üşüşür, Akropol'e tırmanır, ardından da çevredeki barlarda soluklanırlar.
Trafik de, bu turistleri taşıyan taksilerin yarattığı keşmekeş
halindedir gün boyunca.
Ama son bir kaç gündür, sarı taksilerin korna gürültüsünün yerini çek çek bavullarının tekerlek ve otobüslere binmeye çalışırken kavga çıkaran insanların sesleri almış durumda. Atina'da grev zamanı.
Taksiciler, bir haftadan uzun bir süredir taksimetrelerini kapatmış, bagajlarını da kilitlemiş durumda.
Hükümetin, taksicilik sektörünü plaka fiyatlarını keserek rekabete açma planlarına karşı çıkıyorlar. Avrupa Birliği ve Uluslararası Para Fonu'nun talebi bu. Böylece, kurtarma paketi için sağlanan kredileri almaya devam edebilecek Yunanistan. Ama taksiciler endişe içinde.
Atina Taksiciler Birliği'nden Kostas Dimos, ''Bu bir felaket'' diyor: ''Bu haliyle bile işler zayıf. Kriz nedeniyle daha az müşteri var, şimdi hükümet sektöre yeni taksiciler getirmeye çalışıyor.''
Ama hükümet, grevin ülkenin gayrısafi milli hasılasındaki payı yüzde 16 civarında olan, ekonominin can damarı turizme zarar verdiğini söylüyor. Eylemlerin başında taksiciler, limanlar ve havaalanlarına barikat kurarak yolcuların mahsur kalmalarına neden olmuştu. Bir yandan hava sıcaklığı artarken, diğer yandan da gerilim de tırmanıyor.
Hükümetin açmazı
İktidar partisi PASOK'tan milletvekili Elena Panaritis, ''grevcilerin insanların yaşamına bu denli müdahil olmasına'' tepkili; ''Vatandaşlarımıza olduğu kadar Avrupalı ortaklarımıza karşı da sorumluluklarımız var. Bize güveniyorlarsa biz de sözümüzü tutmalıyız'' diyor.
Hükümetin açmazı da bu aslında. Bir yandan yeni borç paketinin koşullarını yerine getirirken, diğer yandan da sokaktaki Yunanın kaygılarını gidermek zorunda.
Artık gözyaşartıcı gaz dumanları yok Atina gökyüzünde. Ama geçtiğimiz ayların yakın Yunan tarihindeki en şiddetli sokak çatışmalarına sahne olduğunun altını çizmek gerek.
Atina'nın kalbinde, Syntagma meydanındaki çadır kent yerli yerinde duyuyor. Kampta kalan göstericilerden Elena Stamati, bugün 38. yaşgününü kutlarken, herhangi bir kutlama yapmamış. 18 ay önce işini kaybetmiş bir makine mühendisi. ''Politikacılarımız bize yalan söyleyip duruyorlar'' diyor: ''Parayı çaldılar, şimdi borcu olmayan maaşımızla biz ödeyeceğiz. Tünelin ucunda ışık görünmüyor.''
'Sıfırdan başlayalım'
''Peki alternatif ne'' diye soruyorum: ''Avrupa Birliği'nde kalmak için bu kemer sıkma sürecinden geçeceksek, biz bu üyeliği istemiyoruz'' diye yanıt veriyor: ''Kendi doğal kaynaklarımız ve sahillerimizle hayatta kalabiliriz biz. Eğer, bizi iflas ettirmek istiyorlarsa, yapsınlar. Biz de sıfırdan yeniden başlarız.''
Aslında Yunanistan'ın kendi haline bırakılma ihtimali olmadığı çok açık. İkinci kurtarma paketine ilişkin müzakereler, Avrupa Birliği'nin sorunlu güney üyesiyle bu süreci devam ettirmeye kararlı tutumunu ortaya koyarken, sıradan Yunanlılara da içinden geçmekte oldukları reform sürecinin acılı olacağını gösteriyor.
Kaldığım otelin bir çalışanı çok erken saatteki uçağım için küçük bir ücret karşılığı beni havaalanına götürüyor.
Yolun yarısında, arabasını kenara çekiyor, bana dönüyor ve kibarca ''Bana ödemeyi, havaalanına vardığımızda değil de şimdi yapmanın bir sakıncası var mı?'' diye soruyor: ''Havaalanındaki taksiciler, para karşılığı turist taşınıp taşınmadığını anlamaya çalışıyorlar. Senden para aldığımı görürlerse ne yaparlar bilmiyorum.''
Yunanistan'da giderek artan bir endişe var. Grevler devam ederse, yaz ayları daha da sıcak geçecekmiş gibi görünüyor.