Osmanlı Devletinin parçalanmasıyla, toprakları üzerinde meydana
getirilen 30’a yakın devletten biriside Yunanistan’dır.
Propaganda gücüyle kuruluş tarihi olan 1830’dan bu ana kadar
bizim aleyhimize 12 kat genişlemiş olan bu devlet, Amerika’nın ve
Avrupa devletlerinin şımarık çocuğu olarak, bir zamanlar bütün
ülkemizi zaptetme arzusundaydı...
Kendi toprakları içinde bulunan Türkleri, Arnavutları, Pomakları
çeşitli bahanelerle ortadan kaldırmak istemiş, dış ülkelere de
hepsinin Yunan toplulukları olduğunu ileri sürmüştü…
Her ne kadar son yıllarda ekonomik çöküntü içinde olsada, AB ve
Amerika’nın şamar oğlanına çevirdiği, ileri karakolu niteliğinde
olan Yunanistan, bu devletlerin şemsiyesi altında ülkemize hakim
olmak için her türlü çalışmalarına milli politikaları icabı
kesintisiz devam etmekte...
1920’lerde, Yunanlılar, Anadolu’yu zaptetmek üzere İzmir’e
çıkarken şu planı ortaya koyuyordu;
Anadolu Rumlarını ve özellikle “Pontus” bölgesi dedikleri Doğu
Karadeniz Rum halkını, Türklere karşı ayaklandırıp tümden bir zafer
sağlayacaklardı...
Rumlar Sakarya’ya gelene kadar milyonlarca masum Türk’ü Rum
eşkiyaya boğazlatarak bu amaçlarının bir kısmını
gerçekleştirdiler...
Türkiye’yi yıllarca Yunanistan ile oyalayan batı, Yunanistan’ın
batmasına göz yumarak ileri karakolları haline getirmiş…. Her ne
kadar Ekonomik olarak iflasını vermiş olsada bugün halen Yunan
devletinin topraklarımıza karşı niyeti değişmiş değildir.
Yunanistanın Kızıl Elması; Megalo İdea...
Megalo idea fikri ilk defa Filistinli bir papaz olan Rigos
Ferreros adlı bir Rum tarafından gündeme getilmiştir...
İlke olarak; İstanbul tekrar ele geçirilecek, Yunanistan, Girit,
Rodos, Kıbrıs, Ege Adaları, Anadolu ve Büyük İskenderin fethettiği
İskenderiye’ye kadar olan topraklar işgal edilecektir...
Helen İmparatorluğu olarak kabul edilen büyük Bizans
İmparatorluğu, tekrar kurulacak ve bu büyük imparatorluğun başkenti
İstanbul olacaktır...
Bu düşünceden hareketle; 1791-1796 yılları arasında, Bükreş’te
ilk defa “Megalo İdea” haritası hazırlanmıştır.... Sonradan 12
sayfa olarak harita Viyana’da bastırılmıştır.
Megalo İdea’nın gerçekleşmesi için teşkilat kurma çalışmaşarını,
ortadoks kiliseleri ve ortadoks kiliselerinin büyük bir bölümümün
merkezi olan Cihan Patrikhanesi ( Fener/İstanbul) sürdürmeye
başlamış, “kardeşlik ve kuzenler” adı altında Osmanlı
İmparatorluğun sınırları içerisinde yaşayan hıristiyanları Megalo
İdea (Büyük İdeal) fikrine yaklaştırmaya çalışmışlardır...
Patrikhanenin ve kiliselerin bu çalışmalarına başta İngiltere ve
Rusya olmak üzere, batılı ülkeler her zaman destek vermiştir...
Enosis.
Megalo İdea (Büyük İdeal) hedefleri içerisinde bulunan Kıbrıs
adasının Yunanistan’a ilhakının bir bakıma sembolleştirilmiş
parolasıda diyebiliriz...
Bu da demek oluyor ki, Kıbrıs ilk Megalo İdea haritasının
çizilmeye başlandığı 1791 yılından beri Rumların
gündemindedir...
Yunanistan’a bağımısızlık verecek olan Londra anlaşmasında (16
Kasım 1828) bir ay önce; 18 Ekim 1828’de İngiltere, Fransa ve
Rusya’ya bir nota veren Yunanistan, ilk defa resmen “Enosis fikrini
ortaya atmış ve adanın Yunanistan’a bağlanmasını istemiştir...
Ortadoks Patriği ve kiliseler, Kıbrıs kilisesi dahil, Megalo
İdea ile birlikte Enosis’inde desteklenmesi için Hıristiyan alemi
de Kıbrıs’ta yıllar boyu uğraşmışlardır...
Megalo İdea’nın gerçekleşmesi için 12 Şubat 1821’de başlatılan
Mora isyanına paralel olarak 19 Haziran 1821’de, “Filiki
Eterya’nın” liderlerinden Kostantin Konaris Kıbrısa uğrayarak
isyana teşvik edici bildiriler dağıttı...
Mora isyancılarına götürmek üzere para, silah ve yiyecek
topladı... İsyana hazırlık olmak üzere Kıbrıs Baş-piskoposu
Kiprianos Kıbrıs’da ki kiliseleri birer silah deposu haline
getirdi... İsyanın nasıl yapılacağını anlatan mektupları kiliselere
bildirdi...
Dimitri adındaki bir Rum, Osmanlı Valisi Küçük Mehmet Paşa’ya
yazdığı mektupla isyanı ihbar eder... Vali bu ihbar üzerine
kiliseleri basarak isyan için depolanan silahlara el koyar...
Baş-piskopos ve diğer isyancı elebaşlar idam edilir.. İsyan
böylelikle genişleyip yayılmadan bastırılmış olur.
Dimitri’nin ihbar mektubunun önemli bölümleri; “Top atışı
başladığında, bütün Hıristiyanlar silahlarıyla her taraftan hücum
edeceklerdir... Lefkoşa be bütün adayı ele geçirip sonra
Müslümanların hepsini katledip ortadan kaldıracaklardır.”
1821 yılında sonrada, Enosis uğruna, 1895, 1912, 1930, 1955,
1974 yıllarında Türklere karşı saldırı ve katliamlar devam
edecektir...