Yunanistan mı Türkiye mi haklı İtalyan siyaset dergisinden dikkat çeken yazı
Abone olİtalya’nın aylık siyaset dergisi Limes, “Akdeniz’de artan gerilimin sebebi Türkler değil, Yunanistan’ın saldırgan tavrı ve Lozan’ı ihlal etmesi” dedi, Türkiye’nin tezlerini savundu.
İtalya’nın popüler siyaset dergisi Limes’te 9 Eylül’de yayınlanan makalede, Akdeniz’de tırmanan gerilim için “Sözde Türk saldırganlığı değil, Yunanistan’ın Lozan’ı ihlal etmesi ve S-300’ler ile Türk F-16’larına kitlenmesi, gerilimi tırmandırdı” ifadeleri kullanıldı.
“Dünyada bu haftaa... Yunanistan ve Türkiye'nin tuzakları" başlıklı makalede Limes, Türkiye’nin Akdeniz’deki tezlerini savundu.
İşte makalenin tamamı:
Yunanistan'ın artan provokasyonları
“Bir gece ansızın gelebiliriz.’ Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın bu hafta Yunanistan’a gönderdiği şifreli tehdit, zaten kaynayan Ege sularını daha da ısıttı. Öyle ki, Yunanistan Dışişleri Bakanı Nikos Dendias’ın, Yunanistan’ın müttefiklerini, Türkiye’nin saldırgan duruşunu durdurmaya ikna etmeleri için Avrupa Birliği, NATO ve Birleşmiş Milletlere bir çağrıda bulunmasına sebep oldu.
‘Aksi takdirde kıtamızın başka bir yerinde yaşanana benzer bir duruma tanık olma riskiyle karşı karşıyayız’ dedi.
Yunanistan Lozan'ı ihlal etti
Erdoğan, Putin gibi bir lider. Ege ve adaları Ukrayna bozkırı gibi. Dendias’ın Ukrayna ile paralellik kurması doğal olarak, Ankara’nın ‘karalama kampanyası’ olarak adlandırdığı şeyin bir parçası. Ancak Ege’de artan gerilimin temelinde, sözde Türk saldırganlığı yok.
Türkiye’nin çıkışı, Yunanistan’ın giderek artan provokasyonlarına bir tepki. Yunanistan, Anadolu kıyılarına yakın Ege Adaları’nın, orta vadede Ankara’nın denize erişimini engelleme riski taşıyan 1923 Lozan Antlaşması’nı ihlal ederek silahlandırdı ve askerileştirdi. Atina’nın düşmanca eylemleri, artık gündemde. Sonuncusu, Doğu Akdeniz’de bir NATO tanıma görevi yürüten beş Türk F-16’sının Girit’te konuşlanmış Yunan S-300’leri tarafından radar kilidiyle taciz edilmesiydi.
Türkiye'nin yeteneğinden korkuyorlar
Yunanistan, Türkiye’nin olağanüstü jeopolitik yükselişinden korkuyor. Ankara’nın birden fazla masada başrol oynama yeteneğinden (ABD ve diğerleriyle) vazgeçilmez bir aktör olarak kendini kabul ettirme yeteneğinden de korkuyor. Afrika’dan Ukrayna bozkırlarına, Balkanlar’dan Kafkasya’ya, Türkiye’nin bölgede rol alması, Yunanistan’ı tedirgin ediyor.
Türkler, bu şekilde birken jeopolitik sermayeyi, Ege’nin statüsünün gözden geçirilmesine yatırabilir ve Amerikalıları, tıpkı milliyetçilerin lideri Devlet Bahçeli’nin denizin adını ‘Adalar Denizi’ olarak değiştirmeyi planladığı gibi, ‘Adalar Denizi’nin farklı bir bölümünü az çok resmi olarak kabul etmeye ve meşrulaştırmaya zorlayabilir.
Ansızın bir gece
Bu bakış açısı, Yunanistan’ın işleri hızlandırmasını ve Türkiye’yi yanıltmaya çalışmasını gerektiriyor. Kendisinin koruyucularının reaksiyonunu tetiklemek ve rakibi tecrit için gün ışığında ona saldırarak hedefine ulaşmaya çalışıyor. Savaşçı söylemiyle Yunanlıları kızdırmayı ve onları hataya zorlamayı amaçlayan Erdoğan ise, Yunanistan’a bu şekilde karşılık verdi. Türk kamuoyuna ve ABD’ye karşı Ankara’nın potansiyel şiddet içeren tepkisini haklı çıkarmak için, provokasyonları alarm seviyesinin üzerine çıkardı.
Yakın gelecekte Türklerle Yunanlıların birbirlerini tuzağa düşürmeleri pek olası değil, ancak Ankara ile Atina arasındaki çatışmanın geliştiği yön, durumun kontrolden çıkma olasılığını katlayarak arttırıyor. Ansızın, bir gece…”