Yumurtalar Erdoğan'ı küplere bindirdi

Abone ol

Erdoğan kameraların önüne geçti, Burhan Kuzu'ya fırlatılan yumurtalar için sert çıktı. İşte o sözler;

Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi'nde AK Partili Burhan Kuzu'ya yönelik öğrencilerin yumurtalı protestosu, Başbakan Erdoğan'ı fena kızdırdı. İstanbul'da yaşananlarla bugün Ankara'da yaşanan öğrenci olayların, aynı tezgahın parçası olduğunu iddia eden Erdoğan, güvenlik güçlerinin bu tür eylemlere yönelik gerekli tavrı koyacağını söyledi. Erdoğan, CHP'li Batum'un da bugün yaşanan olaylarda kendi kazdığı kuyuya düştüğünü iddia etti.

Başbakan Erdoğan ile Polonya Başbakanı Donald Tusk, başbaşa ve heyetler arası görüşmelerin ardından ortak basın toplantısı düzenledi.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ''Gerek NATO'da gerek AB'deki dayanışmamız, Polonya'nın NATO'ya girmesinde verdiğimiz destek ve AB'de Polonya'nın ortaya koyduğu Türkiye'ye karşı olumlu tavırları bir kenara koymamız mümkün değil'' dedi.

YUMURTALI PROTESTOYA SERT TEPKİ

Başbakan Erdoğan, başka bir soru üzerine de Siyasal Bilgiler Fakültesinde (SBF) TBMM Anayasa Komisyonu Başkanı Burhan Kuzu ve CHP Genel Sekreteri Süheyl Batum'a yönelik yumurtalı protesto eylemini değerlendirdi.

Erdoğan, şöyle konuştu:

''Bu konu aslında aynı zihniyetin değişik yerlerdeki tezahürüdür. İki haftadır İstanbul'da planlanan oyun ne ise iki haftadır İstanbul'daki tuzak, tezgah ne ise SBF'deki olay aynıdır. Kimse bunu özgürlükler adına ifade edemez. Bugün Siyasal Bilgiler Fakültesindeki olayda, akademisyen özelliğiyle, milletvekili özelliğiyle öğrenci konseyinin davetine icabetle fakülteye konferans vermeye giden Sayın Kuzu'ya karşı, yüze yakın, belki de daha da fazla yumurta atılmıştır. Özgürlüğün tanımında yumurta atmak varsa ayrı bir konu, onu bilemem. Herhalde böyle bir şey olmasa gerek ama burada üniversite yönetimini bir defa suçlu buluyorum. Bu benim yaklaşımımdır. Niçin? Bu yumurtalı olan öğrenciler üniversiteye nasıl sokulmuştur ve bunlar gerçekten SBF'nin öğrencileri midir? Bir diğeri, burada öğrenci olmayanların da olduğunu gördüm ve bunlar da ön sıralardakilerdi ki bunlar önümüzdeki günlerde bütün o görüntülerden çıkacaktır ve onların oradaki yaklaşım tarzları da bu işin aynı zihniyetin orada hazırladığı tuzağın değişik bir görüntüsüdür ve bunların hangi yapının mensubu olduklarını tahmin ediyoruz. Fakat bütün bu gelişmeler, çok açık ve net ifade edeyim ki, ülkede daha ileri bir demokrasiyi hazmedemeyenlerin, daha ileri bir özgürlük standardını hazmedemeyenlerin tavrıdır. Gerçek manada özgürlük mücadelesi masada konuşarak olur. Entelektüel bir ortamda düşüncelerinizi ortaya koymakla olur. Yoksa elinize yumurtaları alıp oraya gelip girmekle veya molotofkokteylleriyle değişik yerlerde, meydanlarda, çeşitli yerlerde güya bayrak taşıyormuş gibi, bayrak sopalarıyla polise saldırmakla böyle bir özgürlük mücadelesi olmaz. Bunların hepsi ortada, gelişmeler ortada.''

''GÜVENLİK GÜÇLERİ TAVRINI KOYACAKTIR''

Bu tür adımlar atıldığı sürece polisin tavrını koyacağını ifade eden Başbakan Erdoğan, şunları söyledi:

''Böyle süreç başladığı zaman tabii bazı farkındalıkların dışında, tespitlerin dışında adımlar da atılıyor olabilir ve ben bugün benim milletvekilimden önce orada konuşan ana muhalefetin temsilcisi, bizi eleştireyim derken daha sonra kurduğu tuzağa kendisi düştü biliyorsunuz, o da yumurta yağmuruna tutuldu. O da oradan adeta kovalandı. Niçin? Önce bize 'faşist bir yaklaşım' diye tavır koyan zat, daha sonra öğrencilere 'bu faşizan bir yaklaşımdır' diye tavrını ortaya koyunca o da tabii orada gerekli cevabı almış oldu yani kimseyi memnun edemedi. Böyle bir yaklaşımla o da oradan farklı bir şekilde malum kovuldu. O da yanlış, o da yanlış. Bunların doğrusunu bulmamız gerekiyor. Burada tabii özellikle medyayı tekrar kınıyorum. Medyanın aynen terör örgütünün yaptığı olayları pişire pişire getirip döndüre döndüre ekranlara taşıması gibi bunları da günlerce ekranlarına taşımak suretiyle ülkenin bir bölümünde olan olayla sanki ülkenin bütününde bu olaylar oluyormuş gibi havaya girmesini doğru bulmuyorum. Bu yaklaşımlar yanlıştır ve yapılan yorumlar, değerlendirmeler belli ideolojilerin sipariş üzere oraya getirilmek suretiyle yaptıkları konuşmalardır.''

AB İÇİN DAYANIŞMA İSTEĞİ

Erdoğan, yaptığı açıklamada, görüşmelerde Türkiye ile Polonya arasındaki siyasi, askeri, ekonomik, ticari, kültürel ve tarihi ilişkileri ele alma fırsatı bulduklarını bildirdi.

Başbakan Erdoğan, şöyle konuştu:

''Her iki görüşmede de gerçekten faydalı neticelerin hasıl olduğuna inanıyorum. Tabii bölgesel, uluslararası konularda görüş alışverişinde bulunma fırsatı bulduk. Siyasi planda ilişkilerimizin tarihi 1414 yılına dayanıyor. 2014 yılında 600. yılı kutlayacağız. Böyle bir geçmişe sahibiz. Avrupa'da bu tür geçmişimizin olduğu ülke pek yok.

Bu arada da gerek NATO'da gerek AB'deki dayanışmamız, Polonya'nın NATO'ya girmesinde verdiğimiz destek ve AB'de Polonya'nın ortaya koyduğu Türkiye'ye karşı olumlu tavırları bir kenara koymamız mümkün değil. Bundan dolayı da kendilerine şükranlarımı ifade ediyorum. Bundan sonraki süreçte de aynı desteklerinin devam edeceğine inanıyorum. 2011 yılının ikinci yarısında dönem başkanlığını Polonya alacak. Tabii bu dönem başkanlığı içinde dayanışma halinde süreci geliştireceğimize inanıyorum.

ERMENİ İDDİALARI İÇİN ABD'YE MESAJ

Erdoğan, Polonyalı bir gazetecinin, 1915 olaylarına ilişkin Ermeni iddialarıyla ilgili konunun Türkiye'nin AB'ye girmesine etkisi olup olmayacağı yönündeki soruyu şöyle cevaplandırdı:

''Bu sorunun sadece şurasını cevaplayayım, bir defa adil, bilimsel, kapsayıcı bir şekilde bunun masaya yatırılmasında çok büyük fayda var. Siyasi yaklaşımları doğru bulmuyoruz ve bu konuyu parlamentolarında oylayanların da bu konuyu bilmediklerini, ne yazık ki bütün oylamaların yapıldıkları yerde gördük, ABD'de de buna dahil olmak üzere. Çünkü yaptığımız görüşmelerde bunları görüyoruz. Polonya'da da bundan sonraki süreçte yine bu değerlendirmeler bilimsel bazda yapılırsa, adil yaklaşım ortaya konulursa neticenin böyle olmayacağı ortaya çıkacaktır. AB'ye giriş süreciyle alakalıydı. AB'ye yönelik fasıllar içinde böyle bir fasıl yok. Olmayan faslın cevabı da olmaz.''

7 MİLYAR DOLARLIK DIŞ TİCARET HACMİ HEDEFİ 

Türkiye ve Polonya'nın, küresel finans krizinin Avrupa'da çok az etkilediği iki ülke olduğunu vurgulayan Erdoğan, iki ülke arasındaki dış ticaret hacminin 2013'te 7 milyar dolara çıkmasını hedeflediklerini bildirdi. Bu konuda kararlı olduklarını kaydeden Başbakan Erdoğan, turizm alanında da vize çalışması ile birlikte önemli gelişmeler yaşanacağını dile getirdi.

İstanbul'da Polonezköy'ün bulunmasının sıradan bir olay olmadığını belirten Erdoğan, Konuk Başbakan'ın yarın burayı gezeceğini söyledi.

2014 yılında Türkiye ile Polonya arasındaki ilişkilerin 600'üncü yıl dönümünün kutlanacağını hatırlatan Başbakan Erdoğan, bu kutlamaların ciddi bir ses getireceğine inandığını ifade etti.

Gemi inşa sanayinde iki ülkenin ortaklaşa yapabileceklerinin görüşmelerde ele alındığını kaydeden Başbakan Erdoğan, yarınki Türkiye-Polonya İş Forumu'nun çok önemli neticeler getireceğine inandığını dile getirdi.

Günün Önemli Haberleri