Yumurta hesabına göre alım gücü
Abone olMaliye Bakanı Mehmet Şimşek, Türkiye ekonomisinin performansını, milletvekillerine yumurta ile anlattı.
Maliye Bakanı Şimşek, 2002’de en düşük memur maaşıyla 2
bin 914, asgari ücretle ise 1370 adet yumurta alındığını belirtti.
Kasım 2010 itibariyle ise en düşük memur maaşı ile 5 bin 856
yumurta, asgari ücretle ise 2 bin 699 yumurta alınabildiğine dikkat
çekti.
Türkiye ekonomisinin başarılı bir performans
gösterdiğini, küresel kriz döneminde de başta Avrupa olmak üzere
diğer ülkelerden ayrıştığını anlatan Maliye Bakanı Mehmet Şimşek,
bunu ‘yumurta alım gücü’ ile anlattı. Şimşek’in verdiği örneklere
göre, aradan geçen 8 yıllık dönemde memur 2 bin 940, asgari ücretli
de 1329 yumurta daha fazla alıyor.
Kürsüden okumadı
TBMM Genel Kurulu’nda bütçe görüşmelerinde ilk sunumu yapan
Şimşek, alım gücündeki artışı anlatmak için ürün
karşılaştırmaları yaptı. En düşük devlet memuru maaşı ile
Aralık 2002’de 45 kilogram dana eti alınırken, Kasım 2010’da 51
kilogram alındığını belirten Şimşek, net asgari ücretle ise Aralık
2002’de 21 kilogram dana etine karşılık bugün 24 kilogram
alındığını kaydetti. Şimşek’in kürsüden okumadığı bazı veriler de
milletvekillerine dağıtılan kitapçıklarda yer aldı. Kitapçıkta,
asgari ücretle alınan yumurta sayısının 2002’de bin 370 iken bugün
2 bin 699 olduğu, en düşük devlet memurunun alım gücünün 2 bin 914
yumurtadan 5 bin 856 yumurtaya yükseldiği kaydedildi.
Yüksek vergi savunması
Sunumunda cari açık ve işsizlik gibi çözüm bekleyen iki temel
soruna değinen Şimşek, ayrıca akaryakıt ve alkollü içkilerde
eleştiri konusu olan yüksek vergi oranlarını Meclis’te savundu.
“Akaryakıt başta olmak üzere bazı ürünlerdeki vergilerin yüksek
oranda artırıldığına dair bir algı da söz konusudur” diyen Şimşek,
mal ve hizmetlerden alınan maktu vergilerin enflasyon oranı kadar
artırılmasının normal olduğunu söyledi. Şimşek şöyle devam etti:
“Buna rağmen maktu vergilerdeki artışlar yeniden değerleme artış
oranının çok altında tutulmuştur. Bu dönemde yeniden değerleme
oranında yaklaşık yüzde 230 oranında artış olmasına rağmen maktu
vergi artışı birada yüzde 133, motorinde yüzde 120, benzinde yüzde
111, rakıda yüzde 108 ve şarapta yüzde 65 olmuştur.”
Doğrusu çok şanslıyız
Akaryakıt fiyatlarında son dönemde görülen artışların tamamı
uluslararası artışlardan kaynaklandığını belirten Şimşek, “Zira 100
liralık benzinin 2002 Aralık itibariyle yaklaşık 70 lirası vergi
iken bugün yaklaşık 65 lirası vergidir. 100 liralık motorinin 2002
Aralık itibari ile yaklaşık 60 lirası vergi iken bugün 55 lirası
vergidir” dedi. Diğer ülkelerin kriz döneminde uygulamaya aldıkları
önlemlerden örnekler sunan Şimşek, şöyle konuştu: “Bu ülkelerin
uygulamaya koymak zorunda kaldığı acı reçeteleri görünce kendimi
çok şanslı hissediyorum. Doğrusu krizi halkına fatura etmeyen bir
ülkenin vatandaşları olarak hepimiz çok şanslıyız.”
Et-yumurta hesabına göre memur ve asgari ücretlinin gücü
2002’de en düşük memur maaşıyla 2 bin 914 yumurta alınıyordu.
Kasım 2010’da 5 bin 856 yumurtaya çıktı.
2002’de asgari ücretle ise 1370 adet yumurta alınıyordu. Kasım
2010’da 2 bin 699 yumurtayı buldu.
En düşük devlet memuru maaşı ile Aralık 2002’de 45 kilogram dana
eti alınırken, Kasım 2010’da 51 kilogram alınabilir hale geldi.
Net asgari ücretle ise Aralık 2002’de 21 kilogram dana etine
karşılık bugün 24 kilogram alınıyor.
100 liralık benzinin 2002 Aralık itibariyle yaklaşık 70 lirası
vergi iken bugün yaklaşık 65 lirası vergi.
100 liralık motorinin 2002 Aralık itibari ile yaklaşık 60 lirası
vergi iken bugün 55 lirası vergi.
Faiz yükü azalacak 100 liralık verginin 24 lirası faize
gidecek
Faiz yükünü azaltmaya devam ettiklerini kaydeden Mehmet Şimşek,
2002 yılında faiz giderlerinin GSYH’ye oranının yüzde 14.8
olduğunu, bu oranı 2009 yıl sonunda yüzde 5.6’ya indirdiklerini,
2010 yıl sonunda ise daha da düşürerek yüzde 4.5’e indirmeyi
öngördüklerini belirtti. Şimşek, şunları kaydetti:
2011 yılında yüzde 3.9 olarak öngördüğümüz faiz giderlerinin milli
gelire oranı, 1992 yılından bu tarafa en düşük oranı ifade ediyor.
Aynı şekilde 2011 yılında yüzde 15.2 olarak öngördüğümüz faiz
giderlerinin bütçe içindeki payı 1985 yılından bu tarafa
ulaştığımız en düşük oran olacak.
Başka bir açıdan baktığımızda da 2002 yılında topladığımız her 100
liralık verginin yaklaşık 86 lirası faize gidiyordu. 2010 yıl
sonunda ise 100 liralık verginin 24 lirası faize gidecek. Mali Plan
dönemi sonunda ise bu tutar 18 liraya kadar düşecektir.
2002 yılında yüzde 14.8 olan faiz giderlerinin milli gelire oranı
aynı düzeyde kalsaydı 2011’de bütçedeki faiz giderleri 179.3
milyar lira olacaktı. Oysa ki 2011 bütçesinde iç ve dış borç
faiz giderlerine ayırdığımız ödenek sadece 47.5 milyar
lira.
Bir tek dikenli konu var o da cari açık
Maliye Bakanı cari açığın bu yıl 40 milyar dolar civarında olmasını ve GSYH’ye oranının yüzde 5.4 olarak gerçekleşmesini beklediklerini ifade eden Mehmet Şimşek, “Türkiye’nin hızlı büyüdüğü her dönemde cari açık vermiştir” dedi. Şimşek, ekonomiye ilişkin herhangi bir kaygısı olup olmadığı sorusu üzerine de, “Türk ekonomisin temel göstergeleri sağlamdır. Bir tek dikenli konu var o da cari işlemler açığı. Bu yılda da yüksek bir büyüme kaydedilecek” dedi.