Yüksek yargı şebeke gibi çalışıyor!
Abone olSivil Dayanışma Platformu Başkanı Ayhan Ogan ve HAK-İŞ Genel Başkanı Salim Uslu, Anayasa değişiklik paketine karşı çıkanları sert bir dille eleştirdi.
Türkiye Gönüllü Teşekküller Vakfı tarafından düzenlenen
"Darbelere, Hukuksuzluğa, Ayırımcılığa Karşı Denizli Buluşması
Toplantısı'nda konuşan Sivil Dayanışma Platformu(SDP)Başkanı Ayhan
Ogan ve HAK-İŞ Genel Başkanı Salim Uslu, Anayasa değişiklik
paketine karşı çıkanları sert bir dille eleştirdi.
Denizli Belediyesi Sanat Merkezi'nde düzenlenen toplantıda konuşan
Sivil Dayanışma Platformu Başkanı Ayhan Ogan, "Bütün
yargıyı kastetmiyorum. Dikkat ederseniz yargı üzerine vesayet koyan
yüksek yargı diye de adlandırılan, yüksekliği, kerametliği
kendinden menkul, 150-200 kişilik bir şebekeden bahsediyorum. Bütün
yasal düzenlemeleri, Anayasal değişiklikleri adeta bir muhalefet
partisi gibi anında bozuyorlar. Zaman zaman yetkisini ve
sınırlarını da aşıyor ve bu düzenlemeleri, yürütmesini
durduruyor" dedi.
Tutuklu olan Erzincan Başsavcısı İlhan Cihaner'e tepki gösteren
Ogan, "Zat-ı muhterem İlhan Cihaner tutanak tutmuş. Dindar
kesimlere yönelik operasyonlar yapıyor. Ele geçirdiği malzemeleri
sayıyor. Be hey vicdansız, sen 2 milyar İslam aleminin mushafına
böyle mi tutanak tutarsın? Ondan sonra da emniyet müdürünü arayıp,
'Bir tane el bombası ver de bunların arasına koyayım diyorsun'.
Sonra da yargı tarafsız ve bağımsız diyorsun. Bunların yaptıkları,
birileri bunlara talimat vermiş, kapıları bekleyeceksiniz bir adım
kımıldamayacaksınız, buradan halk geçmeyecek.
Başka bir şey değildir. Herkes kanunlar önünde eşitken bir
yüksek rütbeli askeri yetkiliye işin ucu dokununca, bir başsavcıya
ucu dokununca, adeta müdahale edercesine hemen görev ve yetkilerini
elinden alıyorsunuz? Siz yoksa bu faili meçhul cinayetleri
araştıran savcıyı ergenekon savcısını ve bu soruşturmayı yürüten
hakimleri görevden almak için yaz kararnamesinde ve güz
kararnamesinde neden sürekli bastırıyorsunuz? Yoksa bu terör
örgütünün ucu sizlere mi
dokunuyor?" dedi.
HAK-İŞ Başkanı Salim Uslu da, demokrasinin, millet iradesinin
kuşatıldığını belirterek, "Demokrasinin kuşatıldığı bir
yerde Denizlililer evimizde kalalım diyebilir mi?" dedi.
Genelkurmay Başkanı'nın emriyle bir savcının meslekten alındığını
ileri süren Uslu, "Hukuka, demokrasiye uygun muydu? 27 Nisan
Muhtırası'na CHP de, yargı da sessiz kalmıştı. Sonra cevaplarını
yüzde 67 ile Cumhurbaşkanı Referandumu'nda halktan aldılar ve
oturdular. Ama konu kapanmadı. Eğer sessizlik, adalet sisteminin
vakarından diyorsanız, biz de size sorarız.
Peki parlemento ve seçilmişlere karşı bu kadar konuşkanlık, bu
kadar gürültü neyin nesi? Size kim öğrettiyse yanlış öğretmiş"
dedi. Halkı baskı altına alarak, darbe ideolojisini ve kurumlarını
savunarak hukuk adamlığı ve siyasetçilik olmayacağını söyleyen
Salim Uslu, "Darbeci faşist bir düzeni savunarak demokrat
olunmuyor. Bazı redcilere de seslenmek istiyorum. Paketin
içermediklerine bakarak, içerdiklerini yok saymak, küçümsemek de
neyin nesi oluyor? Anayasa Mahkemesi ve HSYK çoğulcu ve geniş
tabanlı hale gelecek diye niçin itiraz ediyorsunuz? Atatürk
ilkelerine mi aykırı buluyorsunuz yoksa çağdaş standartlara mı
uygun değil? Yoksa yüksek yargı bürokrasisinin oligarşik yapısına
son vermek niyeti mi sizi rahatsız ediyor? Yargı bürokrasisinin
yapısına son vermek mi sizi rahatsız ediyor? Siyaset ve
toplum üzerindeki vesayetin kalkacak olmasına mı üzülüyorsunuz? 21
Asıl üyeden 15'ini yargı kendi içinden seçecek ve Adalet
Bakanlığı'ndan bağımsız bir sekreteryası olacaksa, Adalet Bakanlığı
müfettişleri, hakimleri denetleme yetkisi sona erecekse gerçek bir
yargı bağımsızlığı mıdır sizi rahatsız eden? Yargı kuşatılıyor
diyerek gerçekten Anayasa Mahkemesi ve Yargıtay arasında bir
rekabeti, çekişmeyi mi gizlemek istiyorsunuz? Diyorlar ki yargı
siyasallaşır.
Biz de buradan sorarız o zaman, Başbakanları, gençleri asarken
yargı siyasallaşmamış mıydı? 367 kararı alırken, katsayı kararı
alınırken, türban yasağı kararı alınırken, partileri kapatırken,
seçilmişleri sustururken yargı
siyasallaşmamış mıydı? İktidara karşı gün aşırı toplantı
yapıp politik parti gibi açıklama yaparken yargı siyasallaşmamış
mıydı? Meşrutiyetini vatandaştan değil, darbelerden alırken yargı
siyasallaşmamış mıydı? Darbecilerin brifinglerine katılırken,
merdivenleri koşar adam çıkarken, hazırolda dinlerken yargı
siyasallaşmamış mıydı?" dedi.
Pakette olan Anayasa değişiklik önerilerini makul ve demokratik
bulduklarını belirten Salim Uslu, "Türkiye'nin düşük
standartlardan kurtarılmasını başlangıcını oluşturuyor diye
düşünüyoruz. Kuşatma altındaki halk idaresi şimdi zincirlerini
kırıyor ve vesayeti ve darbeyi halk reddediyor diye düşünüyoruz.
Varlığını darbeye, krize, kaosa, yasağa, korkuya ve sadakata borçlu
olan 12 Eylül gayri resmi partileri kapatılıyor. Resmi partilerini
halk kapatmıştı. Şimdi gayri resmi kapatılıyor. Türkiye
yeni bir istikrara koşuyor. Vesayetçi bir yapı tasviye ediliyor.
Kurumları geniş tabanlı ve çoğulculaşıyor. Bireysel özgürlükler
gelişiyor, parti kapatmalar evrensel standartlara bağlanıyor.
Bunlara karşı çıkmak yerine, alınması gereken doğru tutum, yeni
öneriler ve eklemelerle paketi zenginleştirmek ve en önemlisi yüz
karası bir darbe anayasasından bu ülkeyi bir an önce kurtarmaktır"
dedi.