Yüce Divandan tarihi kriterler
Abone olTürkbank davasının gerekçeli kararında Yüce Divan, siyasetçiler için tarihi bir kriter belirledi.
Türkbank ihalesinde görevlerini kötüye kullandıkları iddiasıyla
yargılanan eski başbakan Mesut Yılmaz ve eski Devlet Bakanı Güneş
Taner hakkındaki davayı şartla salıverme yasası kapsamına alarak
erteleyen, ancak gerekçeli kararında suçun oluştuğu saptamasını
yapan Yüce Divan, siyasetçiler için tarihi bir kriter belirledi.
Yüce Divan, gece yarısı işadamlarıyla yapılan ihale görüşmelerini
suç nedeni saydı.
Hukukçular, gece yarısı işadamlarıyla yapılan ihale görüşmesini suç
nedeni sayan Yüce Divan kararının, bundan sonra yapılacak benzer
eylemler için geçerli olacağı konusunda birleşti.
Yüce Divan, Yılmaz ve Taner hakkındaki gerekçeli kararında,
organize suç örgütü lideri Alaattin Çakıcı ile bağlantılı işadamı
Korkmaz Yiğit'in kazandığı ihalede görevi kötüye kullanma suçunun
oluştuğunu şöyle açıkladı:
Tarihi yorum
"Devlet idareciliği, siyasi kişiliğin önünde tutulması gereken bir
niteliktir. Başbakan ve bakanın herhangi bir ihalenin
aşamalarındaki ölçüsü, özel sektörün pazar ekonomisine bakışı,
yaklaşımı dışında, kaynağını hukuktan alan organlar aracılığı ile
yapılmasını ve kabul edilebilir sınırların aşınmasına sebep olacak
özel sohbet ya da yakınlaşmalar, ya da devleti birey ilişkisi
bazına indiren değerlendirmelerden uzak tutacak ciddiyet ve
mesafenin korunmasına özen gösterilmesini gerekli kılar.
Bir başbakanın hukuksal yolları kullanması gerekirken, Türkbank
ihalesine katılacak kişilerle, ihaleye saatler kala gece yarısı
Başbakanlık Konutu'nda görüşmesi, ya da ihaleye katılacak kişiye
muhtemel olumsuzluklar konusunda uyarma amaçlı olsa dahi aracı
kişilerle mesaj gönderip bilgilendirilmesini istemesi, devlet
görevinde kastı aşan bir yaklaşımdır. Görev gerekleriyle bağdaştığı
söylenemez."
Üç üye karşı çıktı
Sekiz üyenin oylarıyla belirlenen bu kritere, Anayasa Mahkemesi
üyeleri Necmi Özler, Mehmet Erten ve Serdar Özgüldür, Yılmaz'ın
bankanın en yüksek fiyattan satılması için ülke çıkarları
doğrultusunda hareket ettiği gerekçesiyle karşı oy kullandı.
Kararın, iş dünyasıyla ilişkilerde suç sınırını ortaya koyduğunu
söyleyen hukukçuların yorumları şöyle:
Neyin suç olduğu gösterildi
- Anayasa hukukçusu Prof. Dr. İbrahim Kaboğlu: Anayasa Mahkemesi ile Yüce Divan kararları gerekçesiyle birlikte okunur ve bağlayıcıdır. Gerekçeli karar önem taşır. Bu kriter, benzer eylemler açısından ışık tutucudur. Kararla siyasetçilere nasıl davranılması gerektiği, nasıl davranılırsa suç olacağı gösterilmiştir.
- Eski Anayasa Mahkemesi üyesi Prof. Dr. Yılmaz Aliefendioğlu: Karar, diğer davalar için bir basamak oluşturur. Güvenilirlik unsuru açısından bir çerçeve çizilmiştir. Belki değişmez bir unsur değildir ama kabine üyeleri için, hükümetler için önemli bir mesaj taşıdığı kesindir. Anayasa Mahkemesi de bu yorumu değiştirmeden bundan sonra karar vermeye gayret edecektir.
- Yargıçlar ve Savcılar Birliği Başkanı, Yargıtay Savcısı Ömer
Faruk Eminağaoğlu: Karar, görevi kötüye kullanma suçunun nasıl
oluşabileceği konusunda bir çerçeve çizmekte. Elbette suçun oluşumu
için tek başına yeterli görülmeyebilir ama o çerçevenin ana
sınırları belirlenmiştir.
İşte devlet adamına yargı uyarısı
"Bir başbakanın hukuksal yolları kullanması gerekirken, Türkbank ihalesine katılacak kişilerle, ihaleye saatler kala gece yarısı Başbakanlık Konutu'nda görüşmesi, ya da ihaleye katılacak kişiye muhtemel olumsuzluklar konusunda uyarma amaçlı olsa dahi aracı kişilerle mesaj gönderip bilgilendirilmesini istemesi, devlet görevinde kastı aşan bir yaklaşımdır. Görev gerekleriyle bağdaştığı söylenemez."
Kaynak:www.milliyet.com.tr