Yüce Divan'da büyük çekişme
Abone olSedat Ergin ve Mesut Yılmaz Yüce Divan'da karşı karşıya geldi. Uzun süre gündemden düşmeyen Yargıtay-Çakıcı-MİT üçlemesi, ikili arasında sert tartışmalara neden oldu.
Gazeteci Sedat Ergin, Yüce Divan'da Yiğit'in, Çakıcı ile
bağlantılı olduğu MİT tarafından kendisine bildirilmesine rağmen
Yılmaz tarafından ihaleye sokulduğunu söyledi. Yılmaz ise Ergin'i
subjektif davranmakla suçladı.
Yüce Divan'da eski Başbakan Mesut Yılmaz'ın yargılandığı Türkbank
davasıyla ilgili duruşmaya yine Alaattin Çakıcı ve Korkmaz Yiğit
tartışmaları damgasını vurdu.
Duruşmada tanık olarak dinlenen Milliyet Gazetesi Genel Yayın
Yönetmen Sedat Ergin ile Mesut Yılmaz arasında polemikler yaşandı.
Çakıcı ile bağlantılı olduğunun MİT tarafından kendisine
bildirilmesine rağmen Yiğit'in Türkbank ihalesine sokulmasına izin
verdiği için Yılmaz'ı söyledikleri ile çelişkili davranmakla
suçlayan Ergin'i Yılmaz bu anlatımları nedeniyle subjektif
davranmakla itham etti. Yılmaz, "Benim elimde bu ilişkiye dair
hukuksal nitelikte bir delil olmadığı için ihaleye girmesine izin
verdik. Daha sonra da yaptığımız değerlendirmeler sonucu zaten bu
ihaleyi iptal ettik" dedi.
Yüce Divan'da dün yapılan duruşmada, eski ANAP'lı çok sayıda bakan
ve milletvekili Mesut Yılmaz'ı yalnız bırakmadılar. Yüce Divan'ın
önünde toplanan Türbank mağdurları ise Yılmaz'ı protesto etti.
Başkan Mustafa Bumin raporlu olduğu için Yüce Divan'ı Başkanvekili
Haşim Kılıç yönetti. Kılıç önce mahkemeye gelen belge ve bilgileri
okuttu. Emniyet Genel Müdürlüğü ve MİT Müsteşarlığı'ndan gelen
yazılarda, Türbank ihalesinin yapılacağı dönemde Yiğit ile Çakıcı
arasındaki ilişki olduğuna ilişkin bilgilerin dönemin Başbakanı ile
Cumhurbaşkanı'na bildirildiği ifade edildi. Yılmaz'ın avukatı Uğur
Alacakaptan, Emniyet ve MİT'ten gelen yazılara itiraz etti.
Duruşmada tanıklar Sedat Ergin, Tuncay Özkan, İsmet Berkan, Uğur
Dündar ve Turan Akköprülü hazır bulundu. Tanıklık için çağrılan
işadamları Erol Aksoy, Hayyam Garipoğlu ve Ali Balkaner ise
gelmediler.
"Korkmaz Yiğit, bana iş teklif etti"
İfadesinde, Korkmaz Yiğit'in Alaattin Çakıcı ile ilişkisinin Mesut
Yılmaz tarafından bilindiğini belirten Sedat Ergin, "İhaleye
girmesine önce izin verilmeyen Korkmaz Yiğit, daha sonra nasıl
oluyorsa ihaleye sokuluyor. Çakıcı'nın ihale nedeniyle baskı
yaptığı bilindiği halde Yiğit'in ihaleye sokulmasına izin
veriliyor. Bu, bana göre büyük bir çelişki. Yazılarımda hep bu
çelişkiyi vurguladım" dedi. Başkan Haşim Kılıç'ın sorusu üzerine
Ergin, Yiğit'in talebi üzerine Ankara Sheraton Oteli'nde haziranın
ortalarında bir gün birlikte kahvaltı yaptıklarını söyledi.
Yiğit'in bu kahvaltı sırasında kendisine yakında medya imparatoru
olacağını belirterek iş teklifinde bulunduğunu anlatan Ergin,
işinden memnun olduğunu belirterek, bu teklifi kabul etmediğini
bildirdi. Ergin, Yılmaz ile Yiğit'in arasında sürekli olarak bir
diyaloğun olduğunu da savundu. Yılmaz ise Ergin'in yanlış
değerlendirmelerde bulunduğunu belirterek "Sadece istihbari
nitelikteki bilgilere dayanarak kimseyi ihaleye sokmama hakkımız
yoktur" dedi. Gazeteciler için duyumların önemli olduğunu ifade
eden Yılmaz, Ergin'e "Hâlâ böyle bir çelişki olduğu kanaatinde
misiniz?'' sorusunu yöneltti. Ergin, yazdıklarının arkasında
olduğunu ve gazeteci olarak şüpheci olması gerektiğini söyledi.
Bunun üzerine Av. Alacakaptan, Ceza Muhakemesi Kanunu hükümleri
uyarınca, tanığa doğrudan soru yöneltme talebinde bulundu.
Avukatın, bu talebinin kabul edilmesi üzerine Alacakaptan, Ergin'e
çeşitli sorular yöneltti. Ergin bir soru üzerine şunları söyledi:
"Kanaatim Yılmaz ile Yiğit arasında bir ilişki olduğudur. DSP'li
bakanlar, bu konularla ilgili etüt yapıyor ve burunlarına iyi koku
gelmiyor. 2 Ekim'de Hüsamettin Özkan, Yiğit ile kendi evinde
görüştü. Özkan, Yiğit'e 'Bu işte sana zarar var, ihaleden çık' der.
Yiğit'in, koalisyon ortağının, ihaleden çık demesine kafası
karışır. Yiğit, aynı gün Yılmaz'la bir resepsiyonda görüşür ve
olayı anlatarak, 'ihaleden çıkayım mı?' diye sorar. Yiğit'in böyle
bir imkanı bulması, bir diyalogun var olmasına işarettir.'' Tanık
gazeteci Tuncay Özkan ise, "Yiğit ile Çakıcı arasındaki kasetten
söz edince Yılmaz, (o zaman mafyanın parmağının olduğu bir ihale
olmaz bu ihale iptal olmuştur. bunu böyle bilin) dedi" diye
konuştu.
'Devlet desteği olmadan mafya iş yapamaz'
Türkbank davasının öğleden sonraki bölümünde Gazeteciler Tuncay
Özkan, İsmet Berkant, Uğur Dündar ve Turan Akköprülü tanık olarak
dinlendi. Her 4 gazeteci de, daha önce TBMM Soruşturma Komisyonu'na
verdikleri ifadeleri yinelediler. Tanıklardan Tuncay Özkan ile Uğur
Dündar, "mafya-siyaset ve iş dünyası" üçgenine ilişkin
değerlendirmelerde bulundular. Devletin içinden destek bulmadığı
sürece mafyanın varlık gösteremeyeceğine dikkat çeken Özkan,
''Yiğit ile Çakıcı arasındaki kasetten söz edince Yılmaz, 'o zaman
mafyanın parmağının olduğu bir ihale olmaz, bu ihale iptal
olmuştur. Bunu böyle bilin' dedi'' şeklinde konuştu.
Başkan Kılıç'ın, Korkmaz Yiğit ile kaç kez görüştüğünü sorması
üzerine Tuncay Özkan, 6 kez görüştüğünü, bunlardan birisinde
Yiğit'in kendisine iş teklif ettiğini belirtti.
Korkmaz Yiğit tanık olarak dinlenecek
Heyete başkanlık eden Başkanvekili Haşim Kılıç, tanık anlatımları
bittikten sonra ara kararını açıkladı. Kılıç, Türkbank ihalesine
katılan başta Korkmaz Yiğit olmak üzere işadamları Erol Aksoy,
Ahmet Nazif Zorlu, Hayyam Garipoğlu, Kamuran Çörtük ve Ali Avni
Balkaner ile dönemin Merkez Bankası Başkanı Gazi Erçel'in tanık
olarak dinleneceğini bildirdi. Kılıç, duruşmayı 8 Temmuz'a
erteledi.
Mesut Yılmaz'a hakaret davası
Eski başbakanlardan Mesut Yılmaz hakkında, işadamı Korkmaz Yiğit'e
"profesyonel yalancı" diyerek basın yoluyla hakaret ettiği
iddiasıyla dava açıldı. Sincan Ağır Ceza Mahkemesi, Yiğit'in
avukatlarının itirazı üzerine Ankara Basın Savcılığı'nın daha önce
konuyla ilgili zamanaşımı gerekçesiyle verdiği takipsizlik kararını
kaldırdı. Bunun üzerine, dosya tekrar Ankara Basın Savcılığı'na
geldi. Basın Savcısı Nadi Türkaslan, eski Türk Ceza Kanunu'nun
"sövme" başlığını taşıyan 482/4 ve "müteselsil suçlar" hükmünü
içeren 80. maddeleri uyarınca 3 ay 15 günden 1 yıl 6 aya kadar
hapis istemiyle dava açtı. Ankara 2. Asliye Ceza Mahkemesi, 15
Eylül 2005 tarihini duruşma günü olarak belirledi.
Haber : Evin Göktaş
Kaynak :