Yüce Divan'da anlatılanlar roman olur
Abone olCindoruk Yiğit'i yalanladı, Çakıcı'yı hatırlamadı. Atasagun görevini yaptı, Yılmaz hakkındaki iddiaları kesin bir dille redetti. İşte film gibi duruşmanın notları:
Eski Başbakan Mesut Yılmaz ile eski Devlet Bakanı Güneş Taner'in
Yüce Divan'da yargılandıkları davanın bugünkü duruşmasında, eski
Demokrat Türkiye Partisi (DTP) Genel Başkanı Hüsamettin Cindoruk
tanık olarak dinlenildi. Cindoruk, 1998'de Cefi Kamhi'nin
kendisinden randevu aldığını ve daha sonra Kamhi'nin, Korkmaz Yiğit
ile birlikte kendisine geldiğini söyledi. Yiğit'in kendisine,
''Türkbank ihalesine girmesinin engellenmek istendiğini, kendisinin
ehil olduğunu, mali imkanlarının iyi olduğunu'' söylediğini
belirterek, dönemin Başbakanı sanık Mesut Yılmaz'dan, Yiğit'in
görüşmesi için randevu aldığını söyledi. Yılmaz'ın kendisine
görüşebileceğini, herhangi bir haksızlık varsa iletebileceğini
aktardığını söyleyen Cindoruk, Yiğit'in 1.5 ay sonra kendisine yine
geldiğini ve randevu için teşekkür ettiğini, bu arada Milliyet
Gazetesi'ni satın aldığını söylediğini anlattı. Cindoruk, o günden
sonra Yiğit'i en son 3 yıl önce bir otelde gördüğünü, Yiğit'in
kendisine gelerek teşekkür ettiğini kaydetti. Soruları da
yanıtlayan Cindoruk, Yiğit'in, ''Cindoruk bana, Alaaddin Çakıcı
adamımız, onu kontrol ederiz, o Yavuz Ataç'a bağlı, o kontrol
eder'' sözlerinin hatırlatılması üzerine, şöyle konuştu: ''Bunların
hepsi hilafı hakikattir. Sheraton Oteli'nde Yiğit'le yemek yemedim.
Böyle bir görüşmem olmadı. Hafıza yanılması içinde. Alaaddin
Çakıcı'nın babası Ali Çakıcı, ben İstanbul'da 1980 öncesinde Adalet
Partisi İl Başkanı olarak görev yaparken, Seyrantepe Mahallesi'nin
muhtarı idi. Ali Çakıcı şehit edilmişti. Ben bir partili olarak
onun cenazesini aldım, insani görevimi yerine getirdim. Ondan sonra
da Çakıcı'nın ailesi ile hiçbir görüşmem olmadı. 12 Eylül oldu,
zincir koptu. Yiğit, kendi kafasından zincir kuruyor. MİT'le de
hiçbir alakam ve temasım olmadı. MİT'le temasım Sönmez Köksal'la
Filiz Akın'ın nikahında şahitlik yapmaktan öteye gitmemiştir.
Yiğit'in anlatımları Kırgızların Manas Destanı gibi eklemelerden
oluşuyor.'' Cindoruk başka bir soru üzerine, Türkbank ihalesi
konusunda sanık Yılmaz'la hiçbir görüşmesinin olmadığını, Alaaddin
Çakıcı'nın Yiğit'le ilişkisini de eski Bakan Fikri Sağlar'ın basın
toplantısından öğrendiğini söyledi. HÜSAMETTİN ÖZKAN Yüce Divan'da,
Halbank'tan usulsüz kredi verildiği iddiası ile ilgili yargılanan
eski Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Hüsamettin Özkan da tanık
olarak dinlenildi. DSP olarak bu ihalenin yapılmaması gerektiği
yönünde bir görüşe sahip olduklarını, bu görüşünü dönemin Başbakan
Yardımcısı Bülent Ecevit'e de aktardığını belirten Özkan, ihale
yapıldıktan sonra iptaline karar verdiklerini ve bu bilgiyi
yurtdışından dönen Başbakan Mesut Yılmaz'a da aktardığını, onun da
hazineden sorumlu dönemin Devlet Bakanı Güneş Taner yurtdışından
gelince gereğinin yapılacağını söylediğini kaydetti. Aynı gün
İstanbul'da Yiğit'i makam arabasına alarak kendi evine götürdüğünü
belirten Özkan, ''Yiğit'e ihalenin iptal edileceğini söyledim ve
kendisinin de vazgeçmesi gerektiğini anlattım'' dedi. Özkan, başka
bir soru üzerine ise dönemin Başbakan Yardımcısı Bülent Ecevit'in
Aydın Doğan'a yaptığı ziyaretin, Milliyet Gazetesi'nin Yiğit'e
satılmaması için olduğunu, bunun gerekçesinin de Ecevit'in
''gazetecilik endişelerinden'' kaynaklandığını belirtti. Çakıcı ile
Yiğit arasındaki kaseti açıklayan Sağlar'ın, ''hükümetin bu
ilişkiden haberi vardır'' şeklindeki sözlerinin hatırlatılması
üzerine Özkan, ''Bilseydik bu duruma gelmezdi, bununla hükümetin
düşmesini sağladılar''' yanıtını verdi. ATASAGUN'UN İFADESİ
Duruşmada, eski MİT Müsteşarı Şenkal Atasagun da tanıklık yaptı.
Atasagun, adres tespiti yapılırken, ev ve cep telefonunu söylemek
istemedi. Bunun üzerine Yüce Divan Başkanı Tülay Tuğcu, yazılı
olarak vermesini talep etti. Atasagun, 11 Şubat 1998'de MİT
Müsteşarlığı görevine geldiğini ve sanık Mesut Yılmaz ile de ilk
görüşmesini 14 Şubat 1998'de yaptığını söyledi. Bu görüşmede
Yılmaz'ın, organize suç örgütleri ile daha etkin bir şekilde
mücadele edilmesini istediğini ve bu amaçla MİT'den 4, emniyetten
de 3 kişinin katılımı ile bir komisyon kurulduğunu belirten
Atasagun, MİT'in genelde organize suç örgütlerini takip ettiğini ve
gelen bu bilgileri şifai olarak haftalık görüşmelerde Başbakan'a
ilettiğini ifade etti. Soruları da yanıtlayan Atasagun, bir soru
üzerine, Yiğit'i hiç tanımadığını söyledi. Mesut Yılmaz yurtdışında
iken Yılmaz'a vekalet eden dönemin Başbakan Yardımcısı Bülent
Ecevit ile de görüştüğünü belirten Atasagun, bu görüşmenin yine
organize suç örgütlerine yönelik olduğunu, bu görüşmenin bir
bölümüne Özkan'ın da katıldığını anlattı. Atasagun, bir soru
üzerine, Yiğit'in özel olarak takip edilmediğini, özellikle bazı
organize suç örgütü liderleri takip edilirken bu arada Yiğit'in de
takip edildiğini söyledi. Bu bilgileri özet halinde Başbakan'a
ilettiğini ifade eden Atasagun, ''Alaaddin Çakıcı ve Sedat Peker
gibi isimlerin bu ihalelere müdahale etme çabalarının olduğu
bilgileri vardı. Ancak bunlar kendi aralarında yaptıkları
konuşmalarda yanıltma amaçlı bilgiler de verebiliyorlar. Hatta
dedikodu da olabiliyor. Çünkü dinlendiklerini biliyorlar. Bunlar da
sayısız cep telefonu var. Bunların yanıltıcı olabileceğini de Sayın
Başbakana aktardım'' dedi. Atasagun'dan sonra söz alan sanık Mesut
Yılmaz, heyete yeni katılan 3 üyenin de bilgi sahibi olabilmesi
için ihale sürecindeki gelişmeleri özetleyeceğini söyledi.
''DEĞERİNİN 3 KATI FİYAT VERİLDİ'' Emniyete ve MİT'e, organize suç
örgütlerinin bu ihaleye müdahaleleri olduğu yönünde bilgiler
ulaştığını, duyumların geldiğini belirten Yılmaz, ancak 4 Ağustos
1998'de yapılan ihaleye, tespit edilen değerinin 3 katı üzerinde
bir fiyat verildiğini söyledi. Yılmaz, ''Eğer bir baskı olsaydı,
fiyatının düşük tutulması gerekirdi'' dedi. Sanık Mesut Yılmaz,
Atasagun'la 5 veya 6 Ağustos 1998'de yaptığı görüşmede, ''Çakıcı
ile Yiğit arasında ilişki olduğunu gösteren bir belge olup
olmadığını'' Atasagun'dan sorduğunu, Atasagun'un da böyle bir belge
olmadığını söylediğini aktardı. Yılmaz, şöyle konuştu: ''Emniyet ve
MİT'ten bu konuda net bir bilgi sahibi olamadık. Sağlar'ın kaseti
açıklaması ile durumu öğrendik ve 5 Ekim 1998'de de ihalenin
iptaline karar verdik. MİT'in iyi niyeti ve görevi olmamasına
rağmen çabaları, emniyetin de işi niyetine rağmen alt kademedeki
bazı işgüzarlar nedeniyle bu bilgiler bize geç ulaştı. Eğer bu
bilgi bize Şubat'ta, Mart'ta veya Ağustos'da gelseydi o zaman iptal
ederdik.'' Son tanık Ünal Tanyel de, gelirler idaresi olarak Genç
TV'nin satışına ilişkin Bayındırbank ve Bayındır Grubu'nda
yaptıkları denetim hakkında bilgi verdi. Daha önce Yüce Divan'a
tanıklık yapmak istediğini bildiren Victor Karahan'la ilgili
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın dava dosyasına sunduğu
araştırmayı, sanık Yılmaz'ın avukatı Aydın Metin açıkladı. Avukat
Metin, savcının araştırmasına göre, Victor Karahan isminde tek bir
Türk vatandaşı olduğunu, onun da 1931 yılında öldüğünün
belirtildiğini aktardı. Metin, başsavcılığın konuyu Viyana
Büyükelçiliği'ne sorduğunu, oradan gelen yanıtta da Avusturya'da bu
ismin adresine rastlanmadığının bildirildiğini söyledi. Bunun
üzerine söz alan iddia makamındaki Yargıtay Cumhuriyet
Başsavcıvekili Abdurrahman Yalçınkaya, Avusturya adli makamlarından
bu kişi ile ilgili bilgi istendiğini belirterek, bu bilginin
yanıtının beklenmesini talep etti. Avukat Aydın Metin, şu anda
kaçak olan ve Yüce Divan'ın daha önce tanık olarak dinlenmek üzere
zorla mahkemeye getirtilmesine karar verdiği Hayyam Garipoğlu'nun
tanıklığından vazgeçilmesini de istedi. Başsavcıvekili Yalçınkaya,
bu durumun davayı geciktirmeyeceğini belirterek, istemin reddini
talep etti. Yalçınkaya ayrıca, Korkmaz Yiğit'e ait bir şirketten
Mesut Yılmaz'ın kardeşi Turgut Yılmaz'ın Dubai'deki hesabına 14
milyon dolar aktarıldığı yönündeki iddialar ile ilgili olarak
yazılan yazıların yanıtının beklenmesini istedi. 4 EKİM'E ERTELENDİ
Yüce Divan Başkanı Tülay Tuğcu, verilen ara kararı açıklarken,
gelecek duruşmada 5 kişinin tanık olarak dinleneceğini söyledi.
Korkmaz Yiğit'in hesabından, sanık Mesut Yılmaz'ın kardeşi Turgut
Yılmaz'ın Dubai'deki hesabına 14 milyon dolar aktarıldığı
iddialarıyla ilgili olarak tanıklık yapmak istediğini bildiren
Victor Karahan ile ilgili Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın
araştırmasının sonucunun da beklenmesine karar verildiğini bildiren
Tuğcu, ayrıca Türkbank ihalesi sonrasında emniyetten gönderildiği
bildirilen ''bilgi notu'' ile ilgili, varsa belge ve bilgilerin
gönderilmesi için Emniyet Genel Müdürlüğü'ne yazılan yazının
sonucunu da beklenmesinin kararlaştırıldığını söyledi. Tülay Tuğcu,
Yılmaz'ın avukatı Aydın Metin'in, Hayyam Garipoğlu'nun tanık olarak
dinlenilmesinden vazgeçilmesi isteminin ise bu aşamada reddine
karar verildiğini ve Garipoğlu'nun zorla getirilmesi için Yargıtay
Cumhuriyet Başsavcılığı'na yeniden yazı yazılmasının
kararlaştırıldığını ifade etti. Tuğcu, bu nedenlerden dolayı
davanın 4 Ekim 2005 Salı gününe ertelendiğini kaydetti.