Internet Haber Mobil Uygulama
Internet Haber mobil uygulamasını denediniz mi?
Internet Haber mobil uygulamasını denediniz mi?
En güçlü olduğumuzda en merhametli olursak,
En kuvvetli olduğumuzda en bağışlayıcı olursak,
O zaman Rabbin rızasını kazanırız.
***
Mazlumun gözyaşını dindirmeye çalışsak,
Bizden olmayana da bizim kadar hayat hakkı tanısak,
O zaman Rabbin rızasını kazanırız.
***
Başkasının kusurunu örtmeye çalışsak,
Başkasının günahından önce kendi günahımızı görsek,
O zaman Rabbin rızasını kazanırız.
***
Kabrin karanlığında yalnız kalacağımızı bilirsek,
Herkes üstümüzü örtüp gittiğinde sadece amellerimiz ile baş başa kalacağımızı bilsek,
Sorgu melekleri geldiğinde yalnız başımıza hesap vereceğimizi bilsek,
O zaman Rabbin rızasını kazanırız.
***
Allah'ın affının, affetmekten geçtiğini bilsek,
Allah'ın cömertliğinin cömertçe davranmaktan geçtiğini bilsek,
O zaman Rabbin rızasını kazanırız.
***
Her birimizin diğerimize şunu fısıldaması lazım:
- Düşmanlık yapmayın. İnsanların birbirini kırmasına göz yummayın.Adaletten yana olun.Adalet sizin aleyhinize olacağını bilsenizde adaletli olun.
- İnsanların dertleri ile dertlenin. Yitirilmiş her can için üzülün.
- Başkasının canını en azından sizin canınız kadar kıymetli olduğunu hatırlayın.
- Kininizle en çok karşınızdakini toprağa gönderebilirsiniz. Daha ötesini beceremezsiniz.Toprağa gönderdiğinizin akabinde er-geç siz de oraya gideceksiniz. Bunu unutmayın. Yüce Rabbin sizi kavga edesiniz diye değil görüşüp anlaşınız diye yarattığını unutmayın.
- Bazen hatalarınızı kendinize itiraf edin. Nefsinizle hesaplaşın.
- Size elinizi uzatana nefretle bakmayın.Sevdiğinizi ölçülü sevin. Sevginiz sizi kör etmesin.Nefretiniz de sizi kör etmesin.
Ve Allah'ın Resulünün şu muhteşem ifadelerini asla unutmayın:
- "Hepiniz Adem'densiniz. Adem de topraktandır. Arabın Arap olmayana, Arap olmayanın da Arap olana üstünlüğü yoktur. Üstünlük takvadadır.''
Takva ise (Hz. Peygamber bu cümleyi söylerken göğsünü işaret ederek) "işte şuradadır. İşte şuradadır" buyurdu.
Hz. Ömer'den vefa örneği
Adamın biri Hz. Ömer'e gelip karısını şikâyet eder. Hz. Ömer adamı sabır ve yumuşaklıkla dinler. Ve islam halifesi Hz.Ömer ,adamın şikayetinde haklı olmadığını anlar. Ve şöyle der adama 'bu şikâyetlerin senin hanımını boşaman için yeterli değildir. Başka bir sebebin var mı?'
Adam içinde sakladığı hakikati nihayetinde dışına çıkardı ve şöyle dedi: Ey müminlerin emiri! Doğrusunu istersen ben artık hanımımı sevmiyorum... Meseleyi anlayan Hz. Ömer şöyle dedi: Bak sana ne diyeceğim. Diyelim ki, artık sevmiyorsun. Peki vefanın hiç mi yeri yok. Yıllarca o kadın sana sabretmedi mi ? Şimdi senin onu yok sayman, evinden atman vefaya sığar mı? Vefanın hiç mi yeri yok? Git ve karınla yoluna devam et. Sen zannediyor musun ki, her evlilik sevgiyle devam ediyor.
Günah işleyeni mustakim yola çevirmek
Günahın boyutu hangi safada olursa olsun günah günahtır. Yani,yüce Allah hiçbirinden razı olmaz. Ama şuda bir gerçek ki : Allah'a karşı büyük günah işleyen kimse kâfir olmaz. İçki içen, içkinin günah olduğunu kabul ettikçe dinden çıkmaz. Sadece günahkâr olur. Zina işleyen zina yapmanın haram olduğunu kabul ettikçe Müslüman'dır. Dinden çıkmaz. Bunların günah olduğunu reddeden kişi, haramı helal sayan kişi, islam akidesi ile karşı karşıya gelir. Dinin emirlerini yok saymış olur.
Bunların günah olduğunu kabul ettiği halde bu günahları işleyen kul, işlediği günahla Allah'a itaatten çıkmıştır. Ancak imandan çıkmamıştır. Zira iman, dil ile söyleme ve kalp ile doğrulamaktan ibarettir. Günah işleyen kişi günah işlese de, iman ayrı bir konudur. Dolayısıyla iman devam eder. Ancak işlenen günah, küfrü gerektiriyorsa, o takdirde iman yok olur. Çünkü küfür imanı yok edicidir. Ortada günah var ama küfre sebep olan bir günah yoksa,-haşa - vahdaniyyeti reddetmek gibi bir cürüm ortada yoksa, o kişi halen müslümandır.
Günahkâr kullar, ahirete eğer iman üzerine gitmişlerse cehennemde günahları kadar azap görecekler. Sonra da imanları sebebiyle cennete gireceklerdir. Hiçbir mümin cehennemde ebediyyen kalmayacak.
İşte bu yüzden,günah işleyen birini dinden çıkmış bir kişi olarak telakki etmemeliyiz. Onların halen birer din kardeşimiz olduğunu unutmayalım. O günaha günün birinde bizimde düşebilme ihtimalimizin olduğunu unutmayalım. İbret alalım. Onlara hatalarını ve günahlarını yüze vurarak o günahtan vazgeçirmeye çalışmak yerine , yumuşak bir dil ile yaptığının Allah'ın razı olmadığı bir yol olduğunu hatırlatmalıyız. Bu günahı işlemek senin şahsına yakışmıyor , sen şerefli bir müslümansın demeyi bilmeliyiz. Günahkarı kafir ilan etmemeliyiz. Ama günahkarda günahını küçük görmemeli.Tam aksine , her günahı sanki kainat kadar büyük olarak telakki etmeliyiz. Çünkü bizden önceki salih zatlar böyleydiler. Onlar bize ufak gibi görünen günahların karşısında bile titrerlerdi.