Yosunlardan jet yakıtı üreten Avrupa'nın ilk ve tek karbon negatif biyorafineri tesisi açıldı
Abone olSanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, Türkiye'nin temel ihtiyacı olan ya da cari açık verdiği birçok kritik ürünün bugün açılan biyorafineri tesisinde üretileceğini belirterek, burada elde edilecek biyoyakıtın uçuşlarda kullanılmasıyla enerjide dışa bağımlılığın ve karbon salımının azaltılacağını söyledi.
Biyoekonomi Odaklı Kalkınma İçin Entegre Biyorafineri Konsepti
Projesi (INDEPENDENT) kapsamında hayata geçirilen, Avrupa'nın ilk
ve tek karbon negatif biyorafineri tesisi Enerji ve Tabii Kaynaklar
Bakanı Fatih Dönmez'in de katılımıyla Boğaziçi Üniversitesi'nin
Kilyos'taki Sarıtepe Yerleşkesi'nde açıldı.
Törende konuşan Varank, ekonomik büyümenin ülkeler için öneminden bahsederek, artık büyümenin sürdürülebilirliği ve çevreye saygılı olmasının da kalkınma açısından önemli bir kriter olarak karşılarına çıktığını bildirdi.
Artık üretirken sadece ekonomik maliyetlerin değil sosyal maliyetlerin de düşünülmesi gerektiğini dile getiren Varank, "Eğer düşünmezseniz, rekabetçiliğiniz ortadan kalkıyor, ticari partnerleriniz sizinle olan ekonomik ilişkilerini gözden geçiriyor. Nitekim, AB'nin Yeşil Mutabakat kapsamında uygulamayı planladığı sınırda karbon düzenlemesi de bunu öngörüyor." diye konuştu.
Varank, gelecek dönemde, yenilikçi yöntem ve teknolojilerle ekonomisinde yeşil kalkınma devrimini başaran ülkelerin kazançlı çıkacağını kaydederek, "Bu olayı sadece bir ekonomik kazanım olarak değerlendirmemeliyiz. Yaşanabilir bir çevreyi oluşturmak, gelecek nesillere yaşanabilir bir dünya bırakmak için de bu dönüşüme ayak uydurmak zorundayız." ifadelerini kullandı.
"Boğaziçi Üniversitesi gibi bir markaya böyle işler
yakışır"
Bakan Varank, artık "kullan at yeniden üret" diyerek tek yönlü bir yaklaşımı sürdürmenin mümkün olmadığına vurgu yaparak, bu üretim anlayışının getirdiği olumsuzlardan bahsetti.
Varank, "Enerji başta olmak üzere tüm kaynakların verimli kullanıldığı, israfın en aza indiği, atıkların geri kazanıldığı, karbon ayak izinin olmadığı bir yapıya dönüşüm olmazsa olmazımızdır. Biz de zaten bu konudaki kararlılığımızı Paris İklim Anlaşması'nı imzalayarak gösterdik. Benzer şekilde, Avrupa Yeşil Mutabakatı'na uyum konusunda gerekli tüm hazırlıkları sürdürüyoruz." değerlendirmesinde bulundu.
Birçok alanda yenilikçi ve akılcı politikalar uyguladıklarını, bu noktada ulusal ve uluslararası kaynakları etkin şekilde kullanmaya çalıştıklarını anlatarak, bunlardan bir tanesinin de Katılım Öncesi Mali Yardım Aracı IPA'nın önemli bileşenlerinden "Rekabetçi Sektörler Programı" olduğunu söyledi.
AB ile ortak finansman sağladıkları ve yürütücüsü oldukları programla bugüne kadar 800 milyon avroluk kaynak oluşturduklarını dile getiren Varank, projelere ilişkin bilgiler verdi.
Bugün açılışını yaptıkları INDEPENDENT projesinin de programın en güzel örneklerinden olduğunu ifade eden Varank, "Boğaziçi Üniversitesi ve Boğaziçi Teknopark iş birliğinde geliştirilen bu nadide projeye yaklaşık 6 milyon avro destek sağladık. Beni kişisel olarak da oldukça heyecanlandıran bu projenin içeriğine ve sonuçlarına baktığımda, projenin bu desteği sonuna kadar hak ettiğini düşünüyorum. Ortaya koyduğu yenilikçi ve çevreci teknolojilerle, ekonomide yeşil dönüşüm hedeflerimize çok büyük katkılar yapacağına eminim ve yürekten inanıyorum. Zaten Boğaziçi Üniversitesi gibi bir markaya böyle işler yakışır." yorumunu yaptı.
"Ürünler hiçbir fosil kaynağa bağlı olmadan elde edilecek"
Sanayi ve Teknoloji Bakanı Varank, kurulan tesisin; tüm dünyada, yosun biyoteknolojileri alanında çalışmalar yürüten en önemli merkezlerden biri konumunda olduğunu belirterek, sadece ürettiği ürünlerle değil, fiziki yapısıyla da yeşil bir tesis olma özelliğiyle öne çıktığını söyledi.
Tesisin elektrik ihtiyacının tamamının rüzgar enerjisi santralinden karşılandığını dile getiren Varank, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bu yönüyle Avrupa'nın ilk ve tek karbon negatif biyorafinerisi. Burada ülkemizin temel ihtiyacı olan ya da cari açık verdiği birçok kritik ürün, biyoekonomi odaklı entegre üretim modeli ile burada geliştirilip üretilecek. Enerjiden tarıma, sağlıktan gıdaya geniş bir ürün yelpazesinden bahsediyoruz. Ama dikkat ediniz, bu ürünler hiçbir fosil kaynağa bağlı olmadan, tamamen yosun tabanlı doğal kaynaklardan ve yerli imkanlarla elde edilecek. İşte yanımda bu ürünlerin bazılarına ait numuneleri görüyorsunuz. Bunların her biri birbirinden değerli ama ekonomik potansiyel bakımından en göze çarpanı biyoyakıt. Türkiye gibi petrolde dışa bağımlı bir ülke için biyoyakıtlar ciddi bir alternatif konumunda."
"Özel yosun türlerinden yüksek kaliteli gıda ürünleri elde edilecek"
Bakan Varank, tesislerde üretilecek biyoyakıt sayesinde enerji ihtiyacının önemli bir bölümünün uygun maliyetli ve güvenli bir şekilde karşılanabileceğini bildirdi.
Burada üretilecek biyoyakıtın uçaklarda kullanılması yönündeki çalışmalarının sürdüğünü dile getiren Varank,şu bilgileri verdi:
"THY, burada üretilen biyoyakıtı kullanarak bu yıl içerisinde, senenin ikinci yarısına gelmeden önce, ilk uçuşu gerçekleştirmek istiyoruz. Boğaziçi Üniversitesi'ne ve bilim insanlarımıza güveniyoruz. Bu yakıtı uçağımıza koyalım, hep beraber Ankara'dan Kahramanmaraş'a bir seyahat düzenleyelim. Çünkü orada başka bir AB projemiz var. Onun da açılışı hep beraber gerçekleştirelim. Bu proje tamamlandığında bir yandan enerjide dışa bağımlılığımızı azaltıp maliyetlerimizi düşüreceğiz, bir yandan da karbon salımını minimuma indireceğiz."
Varank, tarımsal üretimin devamlılığının önemine değinerek, "Tarım arazisine ihtiyaç duymadan, kontrollü üretim alanlarında yetiştirilen özel yosun türleri sağlıklı gıda temininde önemli bir rol üstlenmeye başladı. İşte bu kapsamda INDEPENDENT projesinde, tamamen yerli imkanlarla yüksek kaliteli gıda ürünleri elde etmek üzere AR-GE faaliyetleri de yürütülüyor." dedi.
"Spirulina" adı verilen yosunlarla insanın protein ihtiyacını karşılamaya dönük önemli bir ürün üretildiğini anlatan Varank, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Benzer şekilde, hepimizin balık yağından bildiği omega-3 yağ asitleri de tamamen yosun kaynaklı olarak burada üretiliyor. Bu yosunların üretim sürecini de yine programdan sonra hep birlikte göreceğiz. Tabi projenin gıda alanındaki katkısı doğrudan yosundan üretilen ürünlerle sınırlı değil. Burada geliştirilip üretilecek yem ve gübre vasıtasıyla da tarımsal üretime büyük bir destek sağlanması hedefleniyor."
Varank, yüksek besin içerikli yosunlardan yerli imkanlarla elde edilen yem ve gübrenin bu alandaki bağımlılığı azaltma noktasında çok büyük bir potansiyele sahip olacağını, tarımsal girdi maliyetlerini düşüreceğini anlattı.
Bakan Varank'tan yurt dışındaki bilim insanları Türkiye daveti
Sanayi ve Teknoloji Bakanı Varank, bu projeyle Türkiye'nin lokomotif sektörlerine yönelik yenilikçi, çevre dostu, yüksek katma değerli birçok ürün ve teknoloji geliştirildiğini belirterek, proje sayesinde burada oluşan tecrübe, bilgi ve birikimin özel sektöre de aktarılacağını, yosun tabanlı ürünlerin kullanıldığı sektörlerdeki KOBİ'lere danışmanlık, proje geliştirme, ürün test ve analiz hizmetleri verileceğini söyledi.
Bu sayede KOBİ ve girişimcilerin başlangıç maliyetleri düşürülerek yosun biyoteknolojileri alanında yatırım yapmalarının sağlanacağını dile getiren Varank, projeye emek veren akademisyenlerden, projenin başında yer alan Berat Haznedaroğlu'nun TÜBİTAK'ın Yurda Dönüş Araştırma Burs Programı kapsamında Türkiye'ye gelmesinden bahsetti.
Varank, onun gibi diğer birçok yetenekli ve başarılı ismi de ülkeye geri kazandırmak istediklerini kaydederek, yurt dışındaki Türk veya yabancı tüm bilim insanlarını Türkiye'ye davet etti.
Bakanlar Varank ve Dönmez tesiste incelemelerde bulundu, jet motoru çalıştırıldı
Açılışta Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez'in yanı sıra AB Türkiye Delegasyonu Başkanı Büyükelçi Nikolaus Meyer-Landrut ve Boğaziçi Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mehmet Naci İnci de tesis hakkında bilgi verdi.
Konuşmaları sonrası tesisin açılış kurdelesi kesilirken, bakanlar Varank ile Dönmez, tesiste incelemelerde bulundu.
Yosunlardan elde edilen biyojet yakıtı kullanılarak jet motoru test edildi.
Bakan Varank, bu esnada yaptığı açıklamada, "Burada yosunlardan elde edilen biyojet yakıtı bu. Normalde uluslararası havacılık yüzde 50 yakıt, yüzde 50 biyojet yakıtı kullanmanıza müsaade ediyor. Biz bu tesislerde ürettiğimiz biyojet yakıtımızı yıl içerisinde sertifiye ettikten sonra THY bunu kullanmaya başlayacak. Türkiye'ye hem ekonomik hem de çevresel anlamda önemli bir avantaj sağlayacak." ifadelerini kullandı.
Bakanlar Varank ile Dönmez, tesis incelemeleri sırasında, gazetecilere, yosunlardan elde edilen pasta, kek ve çikolata gibi yiyeceklerden ikram etti.
Yosunlardan jet yakıtı elde edilecek
Toplantıda verilen bilgiye göre, alg (yosun) biyokütlesinden jet yakıtı elde etmek için tasarlanan, Türkiye'nin lokomotif sektörlerine yönelik yenilikçi, çevre dostu, yüksek katma değerli ürün ve teknolojilerin geliştirilmesi üzerine odaklanan tesis açıldı.
"Avrupa'nın ilk karbon negatif (hava temizleyici) biyorafinerisi" olma özelliğini taşıyan tesis, aynı zamanda Avrupa Yeşil Mutabakatı hedeflerini de bugünden sağlıyor.
Toplam 2 bin 500 metrekarelik bir AR-GE alanı içinde kurulan açık havuz ve kapalı üretim reaktörlerinde yetiştirilen alglerden son ürün olarak biyoyakıtlar, insan gıda takviyesi ürünleri, farmasötik özellik gösteren bileşenler, hayvan yemi uygulamaları ve organik biyogübreler geliştiriliyor.
Başta enerji, gıda, çevre ve sağlık sektörleri olmak üzere birçok farklı sektörde faaliyet gösteren KOBİ'lere danışmanlık, proje geliştirme, teknoloji transferi, test ve analiz hizmetleri verebilmesi, bu alanda istihdam yaratılması ve sektör gelişimi sağlanması hedefleniyor.
KOBİ ve girişimcilerin biyoteknoloji alanında uluslararası rekabet güçlerini artırmak amacıyla geliştirilen INDEPENDENT Projesi, alg biyoteknolojileri alanında uzun yıllardır çalışmakta olan Boğaziçi Üniversitesi'nin AR-GE yetkinliğini ve BÜN Teknopark AŞ'nin uluslararası iş geliştirme tecrübesinin ticari üretim ölçeğine aktarılması ekseninde kurgulanarak oluşturuldu.
Proje kapsamında, Türkiye'nin temel sıkıntılarından ve başlıca cari açık kaynaklarından enerji ve sağlık başta olmak üzere gıda, tarım, hayvancılık ve çevre sektörlerine yönelik biyoekonomi odaklı bir büyüme modeline dayanan ürün ve teknolojilerin entegre bir üretim modeliyle fosil kaynaklara bağlı olmadan tamamen alg tabanlı doğal kaynaklardan elde edilmesi amaçlanıyor.
Proje sıfır atık hedefi taşıyor
Projenin 6 milyon avroluk bütçesinin yüzde 85'i Avrupa Birliği, yüzde 15'i Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından Rekabetçi Sektörler Programı altında destekleniyor.
Boğaziçi Üniversitesi Sarıtepe Kampüsü'nde faaliyet gösteren İstanbul Mikroyosun Biyoteknolojileri Araştırma ve Geliştirme Birimi (İMBİYOTAB) çatısı altında sıfır atık hedefli, karbon-negatif, entegre bir biyorafineri sistemi olarak tasarlanan projenin hedef grupları arasında ilgili sektörlerdeki girişimci KOBİ'ler, Ar-Ge şirketleri ve Teknoloji Geliştirme Bölgeleri bulunuyor.