Yargısız infazlardan,
daima kendini mükemmel, başkalarını kusurlu
görenlerden,
kendine dair suçluluk duygularının acısını
karşısındakinden çıkaranlardan,
canım derken can alanlardan,
bütünü gözden kaçırıp ayrıntılarda
boğulanlardan,
gökteki yıldızlara bakmak varken gözlerini
çöplükten ayıramayanlardan…
Yoruldum;
özgürlüğü sorumsuzluk
sananlardan,
hayatı arsızca tırmalarken ödedikleri
bedellerin ağırlığını kaldıramayıp kurban rolüne
bürünenlerden,
yani hayattaki hiçbir şeyin hiç kimseye
bedelsiz verilmediğini görmeyenlerden,
incinmemek için incitenlerden…
Yoruldum;
materyalizmin yönlendirdiği ‘’içindeki
gücü keşfet’’ öğretilerinin kendilerini Firavunlaşmaya
götürdüğünü göremeyenlerden,
zalimin zulmüne uğraya uğraya mazluma
zulmetmeyi öğrenenlerden,
Soros gibi para simsarlarını, bulaştıkları
silah ticareti, uyuştucu kaçakçılığı gibi kirli işleri görmezden
gelip bir demokrasi havarisi gibi yutturmaya
çalışanlardan,
İsrail’in nükleer silahlarına dair tek bir
sorgulama yapmadıkları halde İran’ın nükler gücünün dünyanın sonunu
getireceğini söyleyenlerden ve yıllardır üzerinde oturduğumuz
nükleer bombaları görmezden gelenlerden,
cüzdanlarını vicdanlarından önde
tutanlardan…
Yoruldum;
sağ gösterip sol vuranlardan, sol gösterip
sağ çakanlardan,
sadece kendine Müslüman, kendine demokrat
olanlardan,
Türkiye’deki azınlıkların sorunlarına son
derece duyarlı ama Türkiye dışındaki Türklerin sorunları söz konusu
olduğunda sağır ve dilsiz olanlardan ve de tam tersini
yapanlardan,
modernlikle yozlaşmak arasındaki farkın
ayırdında olmayanlardan,
bu toprakların kadim kültürünün
zenginliklerini görmeyip başka kültürlere
öykünenlerden,
kendinden olmayan çocukların ölümü karşısında
taş kalpli olanlardan…
Yoruldum;
insanların özgür iradesine el koymaya çalışan
her türlü doktrinden,
‘’inancıma dayatma’’
derken inancını dayatanlardan,
sırf iktidar partisinden nemalanmak için
karısının kızını başını örttürenlerden ve bunları dindar zannederek
gerçek inananlara iftira atanlardan,
başı zorla açtırmanın zorla kapattırmak ile
eş değer olduğunu inkâr edenlerden ve kızların okuma haklarının
gaspedilmesine göz yumanlardan,
‘’biz o sorunu bir günde çözeriz ama
önce bizi iktidara getirmeniz gerek’’ diyen riyakâr ve sahtekâr
politikacılardan,
meyve veren tek bir ağaç bile dikmeyen
asfaltçı ve rantçı belediyelerden ve ‘’devletin malı deniz,
yemeyen domuz’’ diyenlerden,
gözümüzün içine baka baka yalan
söyleyenlerden...
Yoruldum;
sürekli değişiyormuş gibi görünen ama aslında
hiç değişmeyen sahte gündemlerden,
hiç bilmediği konularda
çok biliyormuş gibi ahkâmkesenlerden, fetva
verenlerden,
yazdığım ‘’bir’’ yazıdaki fikirlerime
katılmadığı için ‘’ideolojik’’ tavır alan ve bununla da yetinmeyip
kaba sözlerle kalbimi kıran arkadaşlardan,
okuduğu yazıdaki cümlelerden bir tanesi hariç
tamamına katılan ama kabul etmediği (ya da eksikliğini
hissettiği) o bir tek cümle yüzünden yazının tümünü yerin
dibine batıranlardan,
ve daha bir sürü şeyden…
….
En çok da kendimden yoruldum; tüm bunları
dert edinip kahırlandığım ve başka birçok şey için…
Belki sadece bahar
yorgunluğudur...
O zaman, acilen bahar temizliği yapmak
lazım.
***
Not: Sevgili Okur! Hepinizle birden ortak
kabullerde buluşmak imkansız değilse de çok zor; ama bu sefer, bir
kezliğine de olsa ortak redlerde buluşabiliriz belki diye
düşünüyorum.