Yorgunluktur, geçer demeyin!
Abone olUzmanlar, uzun süren yorgunlukların mutlaka ciddiye alınması gerektiğine dikkat çekiyor…
Prof. Dr. Birsel Kavaklı bahar yorgunluğuna karşı alınması
gereken önlemler hakkında şu bilgileri verdi:
“Bahar yorgunluğu, hemen herkesin mevsim dönüşlerinde
hissedebildiği bir takım ruhsal ve bedensel belirtiler
bütünüdür. Bazı dönemlerde yeterli besin alınmaması,
vitamin ve minerallerin eksik kalması, tiroit bezinin çalışma
düzensizlikleri, tansiyon - kalp - enfeksiyon hastalıkları,
sigaranın fazla kullanılması yorgunluk belirtilerini artıran
unsurlar olarak karşımıza çıkar.
Sürekli bir yorgunluk hali hissediyorsanız…
Bahar aylarında havadaki elektrik yükü artar. Pozitif ve
negatif yüklü iyonların artması da insan biyoritminde olumlu ya da
olumsuz etkiler yaratır. Pozitif iyonlar insanı daha zinde
hissettirirken; negatif iyonların artması insanın kendini daha
halsiz hissetmesinde ve yorgunluk belirtilerinin ortaya çıkmasında
etkili olur. Ayrıca bahar aylarında, vücudumuzun daha aktif
olmasını sağlayacak hormonlar salgılanmasına karşın eğer ortada
vitamin eksikliği, beslenme bozukluğu varsa, vücut buna uyum
gösteremiyor ve yorgunluk hissi artıyor.
Güneş neşe kaynağı
Ayrıca bu aylarda neşeli ve enerjik olunmasının temel
nedenlerinden biri de yine hormonlardır.Bazı hormonlar
karanlık ortamlarda daha fazla salgılanırken, bazı hormonlar ise
insan metabolizması gereği güneş ışığı gördüğünde daha fazla
salgılanır. Yazın güneşin fazla görüldüğü dönemlerde ise
depresyondan çıkışı kolaylaştıracak, daha neşeli hale getirecek
hormonlar salgılanmaktadır. Ancak kişinin ruhsal yapısı bu
durumdan ne kadar etkileneceğinde belirleyicidir. Örneğin eğer kişi
depresif bir yapıya sahipse herkesin neşelendiği bir ortamda
kendini daha depresif hissedebiliyor.
Bahar yorgunluğundan korunmada beslenme düzeni çok önemli
Yorgunluğu gidermek için vitamin ve besin destek ürünlerinin
alımı büyük önem taşır. Mümkün olduğu kadar sadece bahar aylarında
değil, kış aylarında da eksik olan vitaminlerin alınması bahar
yorgunluğunu fazla hissetmeden o dönemin geçirilmesini sağlar.
Özellikle B ve C vitaminleri, potasyum ve çinko içeren besinler
önemlidir. Yeterli düzeyde karbonhidrat alımı yorgunluktan
korunmada etkilidir. Vücut enerjisinin yüzde 50-60’ı
karbonhidratlardan sağlanır. Rafine edilmemiş karbonhidratların
tüketimine ağırlık verilmelidir. Bunlar taze meyve ve sebzelerle,
tam buğday ekmeği ve tahıllarda bulunan karbonhidratlardır.
Protein, dokularımızın temel taşı olduğundan diyetimizde yeterli
düzeyde proteine yer verilmelidir. Mevsim meyve ve sebzeleri
daha az kimyasal maddeye maruz kaldığı için daha sağlıklıdır. Bu
nedenle sebze ve meyvelerin mevsiminde tüketilmesi önem
taşımaktadır.
Çalışırken dinlenmeyi ve ortamı havalandırmayı ihmal etmeyin
Yorgunlukla baş edebilmek için öncelikle enerjinin doğru
kullanılmasının öğrenilmesi gereklidir. Çalışma ve dinlenme
periyodları doğru ayarlanmalıdır. Kısa ve sık dinlenme aralıkları
yorgunluğun ortaya çıkmasını önleyebilir. Çalışırken vücut
mekaniklerini doğru kullanarak kas ağrılarını engelleyebiliriz.
Çalışma ortamının iyi havalandığından emin olmalısınız. Çok sıcak
veya çok soğuk ortamlar vücudumuzda ekstra bir stres
yaratır.
Vücudunuzu susuz bırakmayın
Vücudun çok hafif düzeyde susuz kalması dahi metabolizmayı
yavaşlatır. Bu nedenle günde en az 8-10 bardak su içilmesi ve kahve
ile çayın mümkün olduğunca az tüketilmesi gerekir.
Egzersiz sizi yormaz aksine zindelik verir
Düzenli egzersiz ile metabolizma hızlanır ve dinlenmiş duruma
göre daha fazla enerji oluşumu sağlanır. Kalp damar sisteminin ve
solunumun düzenlenmesini, dokulara yeterli düzeyle oksijen
taşınmasını sağlar. Özellikle aerobik tipte olan yürüyüş, koşu,
bisiklet, yüzme, dans gibi egzersizler tercih edilmelidir.
Sürekli yorgunluk hissi hastalık habercisi
Yorgunluk, vücudumuzun fiziksel çalışmaya, psikolojik strese,
uykusuzluğa verdiği fizyolojik bir cevap olarak tanımlanır.
Yorgunluk fizyolojik bir cevap olabildiği gibi bazı hastalıkların
ön belirtisi olarak da ortaya çıkabilir. Bu nedenle yorgunluk uzun
sürdüğünde mutlaka altta yatan nedenlerin araştırılması gerekir.
Kansızlık, enfeksiyonlar, bağışıklık sistemi hastalıkları,
tümörler, yeme bozuklukları, tiroit hastalıkları, kronik yorgunluk
sendromu, fibromiyalji, uyku bozuklukları, stres, depresyon gibi
sebepler yorgunluk için araştırılması gereken sorunlar arasında
gelir.
Psikiyatrik durumlar da söz konusu olabilir
Yorgunluk uzar ve kişinin gündelik işlevlerini bozar hale
gelirse ya da okul veya işyerindeki performansı engellerse artık
onu bahar yorgunluğu diye geçiştirmemek gerekir. Elbette bu durumun
ortaya çıkmasında mevsimlerin, ışığın, ısının rolü var. Ama bahar
yorgunluğu diye geçiştirildiği takdirde tedavisi gecikebilecek bazı
psikiyatrik durumlar da söz konusu olabilir. Sadece psikiyatrik
değil, hem bedensel hem ruhsal belirtilerle giden başka durumları
da unutmamak gereklidir. Uzun süren yorgunluklarda, en başta
depresyon; daha sonra, kaygı bozuklukları, demans, eşzamanlı alkol
ve/veya madde kullanımı, birincil uyku bozuklukları, yeme
bozuklukları, hatta şizofreninin bile tanılar arasında düşünülüp
araştırılması gerekir.
www.bizimsaglik.com