Y.O.'nun dramı Birleşmiş Milletler'de
Abone olAIDS’e yol açan HIV virüsü taşıyıcısı 7 yaşındaki Y.O.’nun dramı için BM'ler de bir açıklama yaptı
AIDS’e yol açan HIV virüsü taşıyıcısı 7 yaşındaki Y.O.’nun diğer
çocuklarla aynı sınıfta okula devam etmesi tartışmalarını gündemine
alan BM Türkiye Temsilciliği, “Tecritin hiçbir gerekçesi olamaz”
açıklaması yaptı. Bebekken, Kızılay’dan aldığı kandan, AIDS’e yol
açan HIV virüsü kapan 7 yaşındaki Y.O.’nun diğer çocuklarla aynı
sınıfta okuması tartışmaları Birleşmiş Milletler’den de yankı
buldu. Çocuklarını, Y.O. ile aynı sınıfta okutmak istemeyen
veliler, BM Türkiye Temsilciliği’nin konuyla ilgili açıklamasından
nasibini aldı. Açıklamada, HIV virüsünün bulaşma yollarının son
derece kesin olduğuna dikkat çekildi ve virüsün doğrudan kan teması
ve cinsel ilişki yoluyla bulaştığı vurgulandı. Açıklamada, “HIV
taşıyıcısı ya da AIDS hastası olan bir kişiyle aynı ortamda
bulunulması, bulaşma açısından kesinlikle bir sağlık riski
taşımamaktadır” denildi. HIV-AIDS’in, taşıyıcı ya da hasta olan
bireyle aynı odada, aynı masada, aynı koridorda bulunmakla; ya da
el sıkışmak, sarılmak, yanaktan öpüşmek gibi etkileşimlerle
bulaşmayacağına işaret edildi. Açıklamada, “HIV virüsü taşıyıcısı
kişilerin, okul ya da işyeri gibi ortamlara alınmaması veya tecrit
edilmesinin hiçbir bilimsel gerekçesi ve doğruluğu olmadığı gibi,
bu durum, hem söz konusu kişiler, hem de aynı okul ve işyeri gibi
ortamları paylaşan diğer kişiler açısından onarılmayacak psikolojik
sıkıntılara yol açabilecektir” denildi Açıklamada, AIDS ve HIV’in
bulaşmasının, çok daha yaygın olan ve toplumun yaklaşık yüzde
8’inde bulunan Hepatit-B ve Hepatit-C virüsleriyle aynı yollardan
olduğu anımsatılırken, iki ayrı hastalığı taşıyan kişiler arasında
bulaşma yolu ve riski açısından hiçbir farklılık bulunmadığını
dikkat çekildi. HIV taşıyıcısı ya da AIDS hastası olan kişilerin
isim ve görüntülerinin, basın ve yayın organlarında açıkça
belirtilmesinin yol açabileceği zararlara da işaret edildi. HIV
taşıyıcılarının toplum tarafından damgalanması ve ayrıma tabi
tutulmasının, bu kişilerin temel haklarına ciddi zararlar
verebileceği anımsatılan açıklamada, bu yaklaşımın “virüsün
yayılmasına karşı verilen mücadeleyi zayıflatıcı ve engelleyici bir
yaklaşım” olduğu vurgulandı. Açıklamada, “Milli Eğitim
Bakanlığı’nın, HIV virüsü taşıyan çocukların diğer akranlarıyla
birlikte normal öğretimine devam etmesi şeklindeki yaklaşımı,
dünyadaki örnekler de dikkate alınarak doğru bulunmakta ve BM
tarafından desteklenmektedir” denildi. BM verilerine göre, danyada
her gün, yaşları 0-14 arasındaki 2 bin çocuğa ve 15-24 arasındaki 6
bin gence HIV virüsü bulaşıyor. Türkiye’de resmi olarak bildirilmiş
HIV/AIDS vakalarının sayısı ise, bin 601 olarak belirtiliyor ancak
gerçek rakamın bunun çok üzerinde olduğu tahmin ediliyor. 1985
yılından bugüne kadar ise, 0-14 yaş grubunda 32 HIV/AIDS vakası
bildirildi. Türkiye’de, bildirilmiş olan HIV/AIDS vakalarının büyük
kısmı, 15-39 yaş grubunda bulunuyor. Bu durum ise, kişilerin bu
virüsü genellikle 20’li yaşlarda aldıklarını ortaya koyuyor.
Türkiye’de AIDS ile ilk karşılaşılan 1985 yılından bu yana geçen
süre değerlendirildiğinde, ilk yıllarda tespit edilen vakaların
daha çok damar içi ilaç kullanan yabancılar, kan nakli yapılanlar
ve yurt dışından dönen Türk vatandaşları olduğu görülüyor. Ancak
daha sonraki yıllarda cinsel yollarla hastalığın bulaşma oranının
arttığı gözlemleniyor. Türkiye nüfusunun genç bir yapıya sahip
olması, erkeklerin ortalama 18 yaşında cinsel aktiviteye
başlamasına karşın ilk evlilik yaşının eğitimle birlikte ilerlemis,
prezervatif kullanımının yeterince yaygın olmaması, Türkiye’nin
yılda 10 milyondan fazla kişinin ziyaret ettiği önemli bir turizm
merkezi olması ve HIV/AIDS oranının yüksek olduğu bölgelere
yakınlığı, virüs ve hastalığın Türkiye’deki yayılımında rol oynayan
en önemli etkenler olarak gösteriliyor. Türkiye geneli
değerlendirildiğinde, hemen tüm illerde vakalara rastlanmakla
birlikte, en fazla sayıda bildirim, İstanbul, İzmir, Ankara,
Antalya, Bursa ve Trabzon gibi büyük illerde gözleniyor. Başta
İstanbul olmak üzere büyük şehirlerde ticari seks piyasasının
büyüklüğü de HIV/AIDS yayılımı açısından önemli bir risk unsuru
olarak ortaya çıkıyor.