Erdoğan"la, Doğan kavgasının büyümesinden
ben hiç rahatsız değilim. Bütün gerçeklerin ortaya dökülmesini her
zaman savunmuş bir insanım. Ama rahatsız olduğum bir konu var; bu
kavganın diğer yolsuzluk dosyalarını göz ardı ettirmesi. Yani
artık, basında yer alan yolsuzluk dosyalarının bu kavganın
sonucuymuş gibi gözükmesi beni cidden rahatsız ediyor. Evet,
ülkemizde ciddi yolsuzluklar var. Bunların, bir şekilde ortaya
çıkması lazım. Açıkçası bu kavganın içinde eriyip gitmesinden
endişe ediyorum.
Aslına bakılırsa, Erdoğan"la-Doğan arasında pek bir fark
göremiyorum. Gördüğüm tek fark, soyadındaki Er hecesi o
kadar
Bu iki Doğanın en önemli özelliği, çok kısa sürede yükselişleri
ve çok kısa sürede zengin oluşlarıdır. Birisi çok kısa sürede medya
patronluğunda ve işadamlığında imparatorluğa kadar yükseldi; diğeri
siyasette çok kısa sürede başbakanlığa yükseldi.
İnternette Vikipedi isimli bir sözlük var
Bakın burada Doğanlar hakkında şu bilgiye yer veriyor; Avların niteliği, boyutları ve avlanma yöntemi türlere göre
değişir
Şimdi bu iki Doğanın kavgasındaki sonucu hep birlikte
göreceğiz.
Benim korkum az önce de söylediğim gibi, birbiri ardına pandoranın
kutusunun açılması gibi, yolsuzluk dosyalarının açıldığı bir
dönemde bu kavganın patlak vermesi, gündemi ciddi manada
değiştirmiştir.
Dişli skandalıyla başlayan yolsuzluk dosyaları, Almanya"daki Deniz
Feneri e.V. ile devam etmişti. Daha peşi peşine gelecek yüzlerce
yolsuzluk dosyasının, bu kavga sebebiyle inandırıcılığı mı
kaybettirilmek isteniyor?
Ama artık kim ne derse desin, bu
yolsuzlukları örtmeye kimsenin gücü yetmez, yetmeyecek de
Bu kavganın belki önemli bir faydası olacak
Türkiye"mize; Şeffaf bir Türkiye
özlemi içinde olanlar, ne oyunların oynandığını
Medya-Siyaset-Ticaret üçgeninde nelerin konuşulduğunu bütün
açıklığıyla görmüş olacaklar.
Medya"da etikçilerle tetikçilerin birbirine karıştığı bir dönemde
yaşıyoruz. Artık kim neyi niçin yazdı? Bunları bile sorgular hale
geldik.
Başka zamanlarda açığa çıkmayan bir sürü görüşme ve ilişki bu kavga
sebebiyle gün yüzüne çıktı. Çıkmaya da devam edecek. Ama keşke bu
ilişkiler, kavgasız ortamlarda ortaya çıksaydı da iki tarafın da
söylediklerine daha bir inandırıcı gözle bakabilseydik. Normal zamanda susanlar, şimdi kavga başlayınca
birbirlerinin kirli çamaşırlarını döker oldular. Böyle olunca da
inandırıcılıklarını ciddi manada kaybettiler. Madem öyle,
daha önce niye bunları açıklamadınız
demez mi millet size?
Bir de bu kavganın, basın
özgürlüğümüze ciddi zarar vermesinden korkmaktayım. Başbakanın, iktidar gücünü basın organlarına
baskı yaparak kullanması halinde demokrasimiz
ciddi manada yara alır.
Umarım bu tür çirkinlikleri ülke olarak yaşamayız.
İnternethaber Notu: Yazarımız Kemal Çapraz, elim bir kaza
sonucu hayata veda etti. Okuduğunuz yazı Çapraz'ın kaleme aldığı
son yazıydı. Kendisine Allah'dan rahmet diliyor, ailesine ve
değerli okurlarının başı sağolsun diyoruz... Mekanın cennet olsun
Kemal Abi...