YÖK'ün kurucusu da YÖK mağduru
Abone olTürkiye’yi tartışmaların odağındaki Yükseköğretim Kurulu’yla tanıştıran 1982 Anayasası’nın mimarı Prof. Dr. Aldıkaçtı’nın da YÖK mağduru olduğu ortaya çıktı.
Türkiye’yi tartışmaların odağındaki Yükseköğretim Kurulu’yla
tanıştıran 1982 Anayasası’nın mimarı Prof. Dr. Orhan Aldıkaçtı’nın
da YÖK mağduru olduğu ortaya çıktı.
12 Eylül darbesinin ardından Anayasa’yı hazırlayarak İstanbul Üniversitesi’ndeki dekanlık görevine dönen Aldıkaçtı, YÖK’le yaşadığı bir tartışma yüzünden hem koltuğunu kaybetmiş hem de dönemin Cumhurbaşkanı Kenan Evren’le bozuşmuş. Yaşadıklarını yıllar sonra Zaman’a anlatan Aldıkaçtı, kırgın olduğunu söylüyor. Elleriyle yazdığı Anayasa’da yer alan bir kurumun gazabına uğrayan tecrübeli hukukçu, “YÖK’ün benden istediği bir şeyi yapmayınca tartışma çıktı. Kenan Evren de YÖK’ün tarafını tuttu.” diyor. Kurulun talebini ise anlatmaktan kaçınıyor. Olayın ardından Evren’in talimatıyla görevden azledilen Aldıkaçtı, Anayasa’ya YÖK maddesinin konulmasına destek verdiğini belirtirken, “O kadar yetkiyle donatılmasına da karşı çıkmıştım.” açıklamasında bulunuyor. YÖK’ü şu anda ‘kısır bir sistem’ olarak tanımlayan ünlü hukukçu, kurulun üniversitelerdeki bağımsız fikir tartışmalarına engel olduğuna ve bazı öğretim görevlilerini tasfiye ettiğine dikkat çekiyor.
12 Eylül 1980’de Genelkurmay Başkanı Org. Kenan Evren başkanlığında kuvvet komutanlarından oluşan Milli Güvenlik Konseyi (MGK) yönetime el koymuş, 1 yıl sonra ise yeni anayasanın hazırlanması için harekete geçilmişti. Anayasayı hazırlayan ‘Danışma Meclisi’nde Anayasa Komisyonu Başkanlığı’na Prof. Dr. Orhan Aldıkaçtı getirilmişti. 7 Kasım 1982’de halkoylamasına sunulan yeni anayasa yüzde 91,5 oy oranıyla kabul edilmişti.
Anayasanın mimarı Prof. Dr. Aldıkaçtı şu anda 81 yaşında. Sağlık sorunlarından dolayı günde 13 tane hap kullanıyor. Fakat her şeye rağmen akademisyenliğe devam ediyor. Bahçeşehir Üniversitesi’nde ‘Türkiye’de siyasi rejimler’ ve ‘Seçim sistemleri ve Türkiye’de seçim’ konulu dersler veriyor. Bir yandan da anılarını yazmaya hazırlanıyor. Aldıkaçtı, anayasayı hazırlayan Danışma Meclisi Anayasa Komisyonu Başkanlığı’nı, dönemin 1. Ordu Komutanı Org. Necdet Üruğ’un ısrarıyla kabul etmiş. Komisyon başkanlığını 2 yıl yürüttükten sonra ise ilginç bir bilgiyle karşılaşmış. Üruğ Paşa, Aldıkaçtı’ya akraba olduklarını söylemiş. Üruğ’un babasıyla Aldıkaçtı’nın dedesi kuzen. Prof. Dr. Aldıkaçtı, komisyona nasıl başkan olduğunu şöyle anlatıyor: “Darbe olduktan 1 yıl sonra Danışma Meclisi’nin kurulmasına karar verildi. Dönemin İstanbul valisi çağırdı, askerlerin beni oraya istediklerini söyledi. Önce reddettim. Aday listelerinin belirlenmesinin son gününden bir gün önce tekrar çağırdı. ‘Kabul etmezseniz İstanbul ordu komutanı (Necdet Üruğ) gelecek.’ dedi. Ben de komutanın ayağıma gelmemesi için kabul ettim.”
Aldıkaçtı, 82 Anayasası’nın yüzde 91,5 oy oranıyla kabul
edilmesini dönemin olağanüstü şartlarına bağlıyor. Halkın normal
rejime dönmek için Anayasa’ya destek verdiğinin altını çiziyor ve
bugün oylansa, aynı oranda ‘evet’ çıkmayacağını vurguluyor.
Yasaları yazan komisyonun, aralarında emekli askerler, bürokratlar
ve hukukçuların da bulunduğu 162 kişiden oluştuğunu belirten
Aldıkaçtı, “Bazen gece yarılarına kadar çalışırdık. Perşembe
gününden sonra 3 gün ara verirdik. Çok sert tartışmalar yaşanırdı.
Küfürleşmeler bile olurdu.” diyor. Komisyona bazı üyelerin içkili
katıldığı iddialarını ise yalanlıyor: “Benden gizli içtiler mi
bilmiyorum; ama ben böyle bir şey görmedim. Zaten görseydim,
mutlaka müdahale ederdim.” 82 Anayasası’nın artık çağın gerisinde
kaldığını kabul eden Aldıkaçtı, zamanı geldikçe bazı maddelerin
teker teker değiştirilmesi gerektiğini kaydediyor. Fakat yeniden
bir anayasa yazılmasına karşı çıkıyor: “İngiltere yüzyıllardır aynı
anayasayla yönetiliyor. Zaten bizim yazdığımızdan da geriye pek bir
şey kalmadı.” AB sürecinde Anayasa’nın birçok maddesinin
değiştirilmesini genel itibarıyla olumlu buluyor. Çok tartışılan
Yeni Terörle Mücadele Kanunu Taslağı’nı da değerlendiren Aldıkaçtı,
terör tanımında ‘cebir ve ‘şiddet’in mutlaka korunması gerektiğine
dikkat çekiyor. Aksi takdirde keyfi uygulamaların baş gösterileceği
uyarısında bulunuyor.
Prof. Dr. Orhan Aldıkaçtı hoca, darbenin ardından yapılan ve Anavatan Partisi’nin tek başına iktidar olduğu 1983 seçimlerinde, emekli Orgeneral Turgut Sunalp başkanlığındaki Milliyetçi Demokrasi Partisi’ne oy vermiş. AB üyeliği için ‘Olsa da olur, olmasa da olur’ tabirini kullanan Aldıkaçtı, İsviçre’de Lozan Üniversitesi’nde öğrenciyken, AB fikrinin yayılması için propaganda yapan bir derneğin de üyesi olduğunu sözlerine ekliyor.
82 Anayasası’nın mimarı
1924’te Samsun’da doğan Orhan Aldıkaçtı, ortaöğrenimini Galatasaray
Lisesi’nde, yükseköğrenimini ve doktorasını Lozan Üniversitesi’nde
tamamladı. 1956’da İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde
asistan, 1961’de doçent, 1968’de profesör oldu. 1969’da dekanlığa
seçildi. 1972-77 arasında Kıbrıs’taki toplumlar arası görüşmelere
katıldı. Daha sonra İÜ Hukuk Fakültesi Anayasa Hukuku Kürsüsü
başkanlığına getirildi. Lahey Adalet Divanı Daimi Hakem Mahkemesi
üyeliğine seçildi. 12 Eylül ihtilalinin ardından oluşturulan
Danışma Meclisi’nde anayasa komisyonu başkanlığına getirildi. 15
Haziran 1983’te Danışma Meclisi üyeliğinden istifa eden Aldıkaçtı,
İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi dekanlığına atandı.
YÖK, sürekli tartışma konusu
Aldıkaçtı’yı bile mağdur eden YÖK sürekli gündemde. Geçtiğimiz yıl
hazırlanan YÖK’le ilgili Anayasa değişikliği taslağı, hükümeti ve
rektörleri karşı karşıya getirdi. YÖK Başkanı Erdoğan Teziç’in
görüşmeler sırasındaki tutumuna sinirlenen Başbakan Erdoğan,
partisinin grup toplantısında yaptığı bir konuşmada “Sevgili
milletim, bir başbakan 4 kez aldatılır mı?” diye serzenişte
bulundu. Daha sonra yasa Cumhurbaşkanı Sezer tarafından Meclis’e
geri gönderildi. Hükümet ise YÖK değişikliğini askıya aldığını
açıkladı. YÖK, en son Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Rektörü Yücel
Aşkın’ın tutuklanmasının ardından, Erdoğan Teziç başkanlığındaki
birçok rektörle birlikte Van’a çıkarma yaptı. Rektörlerin ‘Van
ziyareti’, yargıya müdahale olarak yorumlandı.
‘Cebir ve şiddet’ terörün tanımından çıkarılmamalı
81 yaşındaki hukukçu, sağlık sorunları sebebiyle günde 13 tane hap
alıyor. Ama akademisyenliği de bırakmıyor; üniversitede ‘Siyasi
rejimler’ dersi veriyor. Yakında anılarını yazacak olan Aldıkaçtı,
mimarı olduğu 82 Anayasası’nın artık çağın gerisinde kaldığını
belirtiyor. Çok tartışılan yeni Terörle Mücadele Kanunu Taslağı
konusunda ise endişeli: Terör tanımında ‘cebir ve şiddet’in
korunması lazım. Aksi takdirde keyfî uygulamalar baş gösterir.