YÖK'ten Vorkink'e tepki
Abone olDünya Bankası Türkiye Direktörü Vorkink 'YÖK kaldırılsın' dedi. Bu sözlere tepki gösteren YÖK Başkanvekili İsa Eşme, Vorkink'e 1961 yılında geçen bir olayı hatırlattı.
YÖK Başkanvekili Prof. Dr. İsa Eşme, Dünya Bankası Türkiye
Direktörü Andrew Vorkink'in YÖK'e ve ÖSS sistemine yönelik
eleştirileri konusunda, ''Ben bu kişiye, tarihi biraz
karıştırmasını tavsiye ediyorum'' dedi. Eşme, Türkiye Özel Okullar
Birliği'nce Antalya'da düzenlenen ''AB Vizyonu Türkiye'de Eğitim ve
Özel Okullar'' başlıklı sempozyum kapsamında, ''İlköğretimden
Yükseköğretime Yönlendirme ve Sınav Sistemi'' konulu panelde
konuştu. 2005-ÖSS sonuçlarına ilişkin bilgi veren Eşme, 2005-ÖSS'de
2 bin 46 okul birincisinin sıfır puan aldığını kaydetti. Meslek
lisesi mezunlarının yükseköğretime giriş oranlarına ilişkin de
bilgi veren Eşme, puan türlerine göre başarı ortalamalarının
düşüklüğüne işaret etti. Bütün bunlar göz önünde bulundurularak,
ÖSS'de değişikliğe gidildiğini söyleyen Eşme, katsayı ile ilgili
tartışmalara da değindi. -MESLEK LİSESİ ÖĞRENCİ SAYILARI- Meslek
liselerinde okuyan öğrenci sayılarına ilişkin açıklamalar
yapıldığını, ''rakamlar ifade edilirken hile yapıldığını'' söyleyen
Eşme, şunları kaydetti: ''Meslek lisesi öğrenci sayıları için bazı
rakamlar telaffuz ediliyor, 'yüzde 3 kadardır' diye. Burada hile
yapılıyor. Kime göre oran veriliyor, tüm öğrencilere göre.
Türkiye'nin nüfusuna göre oranlarsanız çok daha düşük çıkar. Bir
meslek lisesi öğrencisinin az mı çok mu olduğunu açıklayabilmek
için başka meslek lisesi öğrencilerine göre bunu oranlamak gerekir.
2004 yılı verilerine göre endüstri meslek lisesinde 166 bin 181,
ticaret liselerinde 109 bin, kız meslek liselerinde 79 bin, imam
hatip liselerinde de 59 bin 195, yani oran yüzde 2-3 değil, yüzde
11.2'dir.'' Meslek lisesi öğrencilerinin ÖSS'den aldıkları puanlar
hakkında bilgi veren Eşme, ''Veriler değerlendirildiğinde, hiç
katsayı olmasa, meslek liselerinden yalnızca imam hatip lisesi
mezunlarının sözel puan alan yerlere girebileceğini'' ifade etti.
-''FEN'İN AĞIRLIĞI ARTIRILDI''- 2006 yılında uygulanacak ÖSS
sistemini anlatan Eşme, sınavda fen derslerinin ağırlığının
artırıldığını, çünkü öğrencilerin fen alanından aldıkları puanların
çok düşük olduğunu anlattı. Eşme, öğrencilerin fen sorularına çok
az ilgi gösterdiklerini, ancak ''fen''in bir ülke için çok önemli
olduğunu, bunu görmezden gelemeyeceklerini vurguladı. İsa Eşme,
''Fen okur yazarı olmazsak doğayı algılayamayız. Çocuklarımız başka
taraflara doğru yönlendirilir. Dünyanın hiçbir yerinde feni bu
kadar dışlayan başka bir ülke görmedim'' diye konuştu. -''EMRİNİZ
OLUR''- YÖK Başkanvekili Eşme, dünkü sempozyumun açılışında Dünya
Bankası Türkiye Direktörü Andrew Vorkink'in açıklamalarına da
değinerek, şöyle konuştu: ''(Türkiye'de ÖSS değiştirilmelidir, YÖK
kaldırılmalıdır) demiş. Emriniz olur. Ben bu kişiye biraz tarihi
karıştırıp, şu belgeyi bulmasını tavsiye ediyorum: Yıl 1961.
Ankara'da Beşevler'de Yüksek Öğretmen Okulu kurulmuştur. Son derece
başarılı bir model. Amerikalı bir eğitimci geliyor, o dönem bakanı
Hilmi İncesulu bildiğim kadarıyla, talimat veriyor, 'bu okulu
derhal kapatın' diye. Çünkü bu okul, onların yardımıyla açılmış.
İncesulu'nun verdiği çok güzel bir cevap var. Lütfen onu arşivden
bulsun. Günün birinde Hilmi İncesulu gibi bir bakan gelir, ona
cevap verir.'' Sempozyuma katılanların, ''İncesulu ne cevap
vermiş'' soruları üzerine Eşme, ''Türkiye Cumhuriyeti bağımsızdır,
kendi kararlarını kendisi verir. Bu ülke çok yoksul dönemlerinde
Kurtuluş Savaşı kazanmıştır'' şeklinde yanıt verdiğini söyledi.
Eşme, ''Bu sistem, şunun veya bunun demesiyle değil, bizim kendi
ihtiyaçlarımız nedeniyle gözden geçirilmelidir'' diye konuştu. Bu
değişikliğin ortaöğretim ve yükseköğretim bir bütünlük içinde ele
alınarak yapılması gerektiğini söyleyen Eşme, ''Yapılacak işlemin
ilk adımı ortaöğretim reformudur. Bugün liselerde sınıfta kalmak
sınıf geçmekten daha zor'' diye konuştu. -FORMASYON EĞİTİMİ-
Öğretmen eğitiminin önemli olduğunu ifade eden Eşme, ''veterinerlik
mezunundan öğretmen olamayacağını'' söyledi. Eğitim fakültelerinden
her yıl 40 bin mezun çıktığını, ancak bunların çok az bir kısmının
atanabildiğini kaydeden Eşme, ''Fen edebiyat fakültesi mezunlarına
formasyon eğitimi vererek öğretmen olma imkanı sağlanacağı''
yönünde açıklamalar yapıldığını belirterek, eleştirdi. Eşme, ''Fen
edebiyat fakültesi mezunları öğretmen olarak atanacak, formasyonla
atanacak gibi şeyler, öğretmenlik mesleğine çok zarar verir. Bu
anlamda yetkililerin, bu sorunları çözmekle yükümlü olan
yetkililerin, öğretmen eğitimine önem vermesi gerekir. Öğretmen
eğitimine önem vermenin birinci koşulu da öğretmenliğin meslek
olduğunun kabulüyle başlar'' dedi. Prof. Dr. İsa Eşme, ÖSS
sisteminin nasıl olması gerektiğiyle ilgili kasım ayında bir
toplantı yapıldığını da belirterek, bu toplantının devamı
niteliğinde 2006 Mart ayında Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'in
başkanlığında bir toplantı daha düzenleneceğini kaydetti.
-ÖZELEŞTİRİ- Konuşmasında neyi başarıp başaramadıkları konusunda
özeleştiri de yapacağını söyleyen Eşme, ÖSS'nin asgari bilgi
donanımına sahip adayları seçtiğini ve en donanımlı olanları
belirlediğini kaydetti. Eşme, ÖSYM'nin Türkiye'nin en güvenilir
kurumlarından biri olduğunu ifade etti. ÖSS'de
''başaramadıklarını'' da anlatan Eşme, gazetecilerden
söyleyeceklerini ''YÖK Başkanvekili de ÖSS'yi eleştirdi'' şeklinde
değerlendirmemelerini istedi. ''Çünkü ben geçmişte de ÖSS'yi çok
eleştirenlerden birisiydim, şimdi buraya gelince neden 180 derece
döneyim'' diyen Eşme, değerlendirmenin bir bütün içinde yapılması
gerektiğini söyledi. Eşme, ÖSS'ye eleştirilerini şöyle sıraladı:
''Çoktan seçmeli sorularla öğrencilerin analiz, sentez ve
değerlendirme yapabilme yeteneklerini ölçmek zor. Bu bir gerçek.
Adayın, sözlü ve yazılı olarak kendilerini ifade etme becerileri
ölçülemiyor. Bu yetenekler, yükseköğretimde önemli olan
yeteneklerdir. Müfredat dışı okuma, sosyal ve öteki uğraşlar,
değişik faaliyet ve projelere katılım, üniversiteye giriş sınavı
açısından bir vakit kaybıolarak görülüyor. Bunların getireceği
katkı ve zenginlik ölçülemiyor. Bütün bunlar doğru, bunu hepimiz
biliyoruz.''