YÖK'ten ilginç özel hastane kararı
Abone olYÖK, vakıf üniversiteleri ile özel hastaneler arasındaki iş birliğinin eğitim ve öğretimle sınırlı olacağını bildirildi
YÖK'ten, vakıf
üniversiteleri ile özel hastaneler arasındaki iş birliği
esaslarına ilişkin yapılan değişiklikle ilgili bazı basın yayın
organlarında çıkan haberler üzerine yapılan yazılı açıklamada,
Başkanlığın 19 Nisan 2012 tarihindeki toplantısında "Vakıf
Yükseköğretim Kurumları ile Özel Hastanelerin İşbirliğine İlişkin
Usul ve Esaslar"ın belirlendiği anımsatıldı.
Belirlenen bu usul ve esaslarda, tıp, diş hekimliği ve diğer sağlık bilimleri alanında faaliyet gösteren vakıf yükseköğretim kurumlarının, kendi hastanesinin olması esas olmakla birlikte; kendi hastanesinin bulunmaması veya mevcut hastanesinin gerekli şartları sağlayamaması durumunda eğitim-öğretim, araştırma ve uygulama için ihtiyaç duyulan asgari şartları sağlayan özel hastaneler ile iş birliği yapılabilmesine imkan tanındığı hatırlatılan açıklamada, şunlar kaydedildi:
"Böylece eğitim-öğretim ve araştırma kapasitesi bakımından hastanenin yatak sayısından kapalı alanının kaç metrekare olacağına, yatak doluluk oranından günlük poliklinik hasta sayısına, yatakların kliniklere dağılımından dersliklerin, laboratuvarların ve kütüphanenin kapasitelerine ve yeterli ders araç-gereci bulunup bulunmadığına kadar eğitim ve öğretimi ilgilendiren pek çok şartın yanı sıra Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) ile sözleşmesinin olması ve hastanenin tüm branşlarda SGK hastalarını kabul etmesi gerektiği, Kurum ile protokollerin imzalanmasının ardından iş birliği yapılan hastanenin 'Üniversite Hastanesi' niteliğinde kabul edileceği hüküm altına alınmıştı."
Bu karar ile YÖK'ün, özel hastanelere yapılacak ödemelerle ilgili bir amaç gütmediği belirtilen açıklamada, özel hastanelere yapılacak geri ödemelerin kanun çerçevesinde yapılması zorunluluğunun bulunduğu dile getirildi.
Buna karşılık SGK, vakıf
üniversiteleri ile iş birliği protokolü imzalayan özel
hastanelere, YÖK'ün bu kararında yer alan 'Üniversite
Hastanesi' hükmüne dayanarak ödemeleri de dahil işlem tesis
edildiği belirtilen açıklamada, şu ifadelere yer verildi:
"Özel hastanelere ayaktan sağlık hizmetlerinde kendi grubuna göre yüzde 90 oranında avantaj sağlanmaktaydı. Özel hastaneler üçüncü basamak sağlık hizmeti sunucuları lehine olan bazı uygulamalardan faydalanarak yüzde 10'luk ilave avantaj sağlamaktaydı. Özel hastaneler iş birliği öncesi ikinci basamak özel sağlık hizmeti sunucusu iken bu uygulama ile üniversite hastanesi statüsü kazanmakta ve Sağlık Uygulama Tebliğinde (SUT) sadece 3. basamakta yapılmasına izin verilen sağlık hizmetlerini de sunabilir hale gelmekteydi. Özel hastaneler üniversite statüsünü kazandıkları için pek çok cezai müeyyideler içeren özel sağlık hizmet sunumu sözleşme metninden çıkarak üniversiteler için geçerli olan ve cezai müeyyide içermeyen 'Protokol'e geçebilmekteydiler."
28 Mayıs 2015 tarihli YÖK Genel Kurul toplantısında kabul edilen değişiklik ile iş birliği yapılan özel hastanenin sadece 'üniversite hastanesi' niteliğinde kabul edilmesine dair hüküm ve bununla ilişkili olan SGK anlaşması mecburiyeti kaldırılmış olup, tıp, diş hekimliği ve diğer sağlık bilimleri alanında asgari şartlarda olması gereken eğitim-öğretim, araştırma ve uygulamalara ilişkin hususlar korunmuştur."
Açıklamada ayrıca, özel hastanelerin, iş birliği nedeniyle Sağlık Bakanlığı planlamasında istisnai bir uygulamaya tabii olarak uzmanlık dalı ilavesi yapabilmeleri ve hastane toplam yatak sayısının yarısı oranına kadar ek kadro alabilme avantajlarının da devam ettiği belirtildi.
Özel hastanelerin sundukları sağlık hizmeti için geri ödeme kurumu olan SGK tarafından yapılacak ödemelerin hangi hükümler çerçevesinde yapılacağı hususunun, YÖK'ün yetki ve sorumluluğunda olmadığı anlatılan açıklamada, bu ödemelerin, Sağlık Bakanlığına bağlı hastaneler ile devlet üniversitelerinin tabi olduğu gibi 3359 sayılı Sağlık Hizmetleri Temel Kanununun ek 9. maddesinde zikredilen hususlara benzer şekilde kanuni dayanak oluşturularak ilgili mevzuat çerçevesinde yapıldığı aktarıldı.
YÖK'ün kararının vakıf üniversitesi ile iş birliği yapan özel hastanelere yapılacak ödemelere esas teşkil etmemesi gerektiği vurgulanan açıklamada, şu görüşlere yer verildi:
"Alınan son karar bu çerçevede değerlendirilmelidir. Ayrıca YÖK'ün aldığı bu karar ile eğitim-öğretim ve araştırma faaliyetlerinin aksaması söz konusu olmayıp, bilakis YÖK tarafından asgari eğitim şartlarını sağladığı tespit edilen özel hastanelerin SGK ile anlaşması olsun veya olmasın iş birliği protokollerinin yapılması mümkün olacaktır. İş birliği yapılan hastanelerden SGK ile anlaşması olanların hangi statüde kabul edilip ödeme yapılacağı ise kanun kapsamında olması gereken bir husustur. Tıp eğitimi veren vakıf yüksek öğretim kurumlarından afiliasyon/özel hastanelerle iş birliği yapanların sayısı beştir. Geri kalan on ikisinin kendi üniversite hastanesi bulunmaktadır. 2012 yılında alınan karar sonrasında tıp fakültesi açılma taleplerinde büyük bir artış olmuş, halen on dokuz tıp fakültesi açılması talebi bulunmaktadır."
YÖK'ün konuya ilişkin kararları eğitim ve öğretimin asgari gereklilikleri ile sınırlandırılmış olup, önceki kararda yer alan ve geri ödemeye dayanak oluşturan özel hastanelerin 'üniversite hastanesi' kabul edileceğine dair hüküm iptal edilmiş ve YÖK'ün konuya dair belirlediği çerçeve ve aldığı kararlar eğitim öğretimle sınırlı tutulmuştur."