YÖKteki ATAMANIN SIRRI
Abone olYÖK'e dün yapılan kritik atamanın arkasındaki güç ortaya çıktı. Bu isim Ankara'nın en güçlü ikinci ismi!
YÖK'e dün yapılan kritik atamanın arkasındaki isim ortaya çıktı.
Bu isim Ankara'nın en güçlü ikinci ismi!
Doğramacı büyük adam! Bunu bir kez daha anladım. Devir hangi devir,
iktidar hangi iktidar olursa olsun hiç fark etmiyor. Eninde sonunda
o ne derse, o oluyor.
Ankara'nın en güçlü isimlerinden biri de o. Hem de diğer iktidar
sahipleri gibi gücü gelip geçici değil. Son 50 yıldır Ankara'da bir
Demirel var. Bir de o. Gerisi dün varsa bugün yok. Bugün varsa
yarın yok. 90'lık Doğramacı'ya, durduk yerde, bir kez daha niye
şapka çıkardım? Elbette bir nedeni var. O da kendisi gibi Kerküklü
olan hemşerisi Enver Hasanoğlu'nu YÖK üyeliğine getirdi. Elbette o
atamadı. Hükümet önerdi. Cumhurbaşkanı Sezer de onayladı.
Prof. Hasanoğlu, iki dönem Gazi Üniversitesi rektörlüğü yaptı. Ama
en büyük hayali YÖK başkanı olmaktı. Ramak da kalmıştı. Ama
olamadı. Sonra YÖK üyesi olmak istedi. Yine engeller çıktı. Ne
Üniversitelerarası Kurul ne de Çankaya kendisini aday göstermedi.
Geriye tek AKP iktidarı kalıyordu ki, ona da imkânsız gözüyle
bakılıyordu. Çünkü kendilerinden olmayanlara sıcak bakmadıkları
aşikârdı. Ama oldu. Peki nasıl oldu? diye sorgulamaya
başladığınızda karşınıza çıkan ilk isim yine Doğramacı oluyor.
Kendisinden sonra YÖK başkanlığına Mehmet Sağlam'ı da, Kemal
Gürüz'ü de getiren o. Sezer üzerinde bugüne kadar etkili
olamamıştı. Ama Hasanoğlu'nun YÖK üyeliğiyle birlikte, bir ilki
daha başarmış oldu.
Prof. Hasanoğlu, dünya efendisi bir bilim adamı. Halen Bilkent'te
mütevelli heyeti üyeliği, Başkent'te de hocalık yapıyor. YÖK
üyeliğinden sonra herhalde her ikisini de bırakacaktır. Bırakmalı
da.
Prof. Hasanoğlu'nun gönlünde yatan aslanın YÖK üyeliği olduğunu
daha önce dile getirmiştik. Anlaşılan o ki bu sevdasından hâlâ
vazgeçmemiş. Cumhurbaşkanı değişeceğine göre neden olmasın.
Doğramacı'nın AKP'nin oylarıyla seçilecek bir cumhurbaşkanını
etkileme olasılığı çok yüksek.
Bütün bunlar bir yana Prof. Hasanoğlu YÖK başkanı olursa ne
yapacak? Nasıl bir YÖK başkanı olacak? Fazla değil, üç ay önce tıp
dergisi Medimagazin'e şunları söyledi:"Bir defa YÖK yasasını
yeniden yaparım. Hükümetle diyaloğu koparamazsınız. Çünkü,
yükseköğretimin üç ayağı vardır. YÖK, hükümet ve cumhurbaşkanı.
Bunların arasında iyi bir diyalog kuracaksın. Bütün seçimleri
kaldırırım. Rektörlüktür, ana bilim dalı başkanlığı gibi. Bunlar
kalkacak. Ne olacak peki? Hükümet ve politikacılar, seçim
denilince, rektörlük seçimiyle diğer seçimleri karıştırıyor. Ama
seçim kavramı var ya zannediyorlar ki demokrasi budur. Bu
antidemokratik bir şeydir.
Görüyorsunuz rektör seçimlerini. O bilgisayar dağıtıyor, o
İngiltere'ye göndereyim bana oy ver, öteki bilmem ne yapıyor. Ondan
sonra bir gecede 70 yardımcı doçent atanıyor. Geliyor, onlar oy
veriyor. Birinci seçilen atanmıyor, Cumhurbaşkanı 3. sıradan
birisini atıyor. Tüm bunlar kesinlikle kalkmalı. Seçim zamanı
üniversitelerde 6 ay iş yapılmıyor. Bir komite kurulur,
Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri, Başbakanlık müsteşarı, mesela
TÜBA'nın başkanı, TÜBİTAK'ın başkanı, eski YÖK başkanı, TOBB'un
başkanı gibi bir komite oluşur. A üniversitesinde seçim vardır.
Enver Hasanoğlu adayım der. O komite senin boyuna, kilona,
geçmişine vs. her şeyine bakar. 3 adayı seçer, Cumhurbaşkanı'na
gönderir. O da içlerinden birini atar.
Bu kadar kargaşaya, bu kadar bölünmeye neden olmaz. İnsan subjektif
olur. Ben 2 seçim geçirmiş insanım. Hep bir küskün taraf çıkıyor.
Muhakkak sözleşmeli çalışmayı getirirdim. Demokrasiye, özgürlüklere
ben karşı değilim. Ama bu kadar da sorumsuzluk olmaz ki! Gelen
giden belli değil. Hiçbir kuvvet, doçent olduktan sonra devlet
üniversitelerinde çalışanlara bir şey yapamaz. İster çalış ister
çalışma. Böyle bir sistem mi olur?"
Özetin özeti: Hoş geldin yeni Doğramacı. Ha, bir de, hani YÖK'ün
etik kuralları vardı? Rektörler oraya, buraya üye olamaz diye. Ne
oldu Sayın Teziç? Doğramacı-AKP aşkına devam edeceğiz...
Abbas Güçlü
Milliyet