Yoksa hâlâ 28 Şubat süreci mi devam ediyor ?
Abone olTürkiye Kamu Sen ve Türk Eğitim Sen İstanbul İl Başkanı Yrd. Doç. Dr. M. Hanefi Bostan, “Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi, Kur’an-ı Kerim ve Pey...
Türkiye Kamu Sen ve Türk Eğitim Sen İstanbul İl Başkanı Yrd.
Doç. Dr. M. Hanefi Bostan, “Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi, Kur’an-ı
Kerim ve Peygamberimizin Hayatı derslerini İlahiyat Fakültesi
mezunları veremeyecekse kim verecek? Böyle bir mantıksızlık olur
mu? Yoksa hâlâ 28 Şubat süreci mi devam ediyor?" dedi.
Bostan yaptığı açıklamada; 28 Şubat sürecinde kanuni bir düzenleme
yapılmadan, dönemin YÖK Başkanı tarafından (öğretim üyelerinin
bütün uyarılarına rağmen) sözlü emirlerle Fen, Edebiyat,
Dil-Tarih-Coğrafya, İlahiyat, Teknik Eğitim Güzel Sanatlar
Fakülteleri ile Beden Eğitimi ve Spor Yüksek Okullarının öğretmen
yetiştirme hakkı ellerinden alındı. Eğitim Fakültelerindeki
edebiyat, tarih, coğrafya, sanat tarihi, fizik, matematik, kimya ve
biyoloji alanlarındaki öğretim üyeleri resen Fen-Edebiyat
Fakültelerine gönderildi. Teknik Eğitim Fakülteleri kapatılarak
yerlerine Teknoloji Fakülteleri kuruldu. Bugün gelinen nokta
itibarıyla Eğitim Fakültelerinde alan derslerini verecek hoca
kalmadı. Ortaöğretim Alan Öğretmenliği bölümünde eğitim gören
öğrencilerin bütün alan dersleri Fen-Edebiyat Fakültelerindeki
öğretim üyeleri tarafından verilmektedir. Buna karşılık yalnız
Eğitim Fakültesi mezunlarına öğretmen olma hakkı tanınmış
bulunmaktadır” dedi.
Bostan, “Aynı süreçte, Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi öğretmeni
yetiştirme hakkı İlahiyat Fakültelerinden alınarak Eğitim
Fakültelerinde yeni kurulan İlköğretim Din Kültürü ve Ahlâk Bilgisi
Öğretmenliği bölümü mezunlarına verildi. Bu karar usulden yanlış
olduğu gibi esastan da yanlıştır. Çünkü Din Kültürü ve Ahlâk
Bilgisi gibi bir öğretmenlik alanını İlâhiyat Fakültelerinin yetki
alanından alıp Eğitim Fakültelerinin yetki alanına devretmek,
meselâ, teknik öğretmenlik dallarını da Teknik Eğitim
Fakültelerinin yetki alanından alıp Eğitim Fakültelerinin yetki
alanına devretmekle eşdeğerdir” diye konuştu.
"ÖĞRETMEN İSTİHDAMI GEREKLİ"
Yeterince öğretmen istihdam edilmediğine dikkat çeken Bostan,
“YÖK’ün ve MEB’in farkına varamadığı asıl sorun ülkemizde öğretmen
fazlalığı değil, yeterince öğretmen istihdam etmeme sorunudur.
Nitekim Milli Eğitim Bakanının açıklamalarına göre 4+4+4 sisteme
geçmeden önce ülkemizde acilen 126 bin öğretmene ihtiyaç
bulunmaktaydı. Yeni sistemle birlikte 50-60 bin alan dersi
öğretmeni ihtiyacı ortaya çıkmıştır. Yeni sistemden dolayı norm
kadro fazlası konumuna düşen sınıf öğretmenlerine başka alanlara
geçme (Fen Bilgisi, Türkçe, Matematik, Sosyal Bilgiler, İngilizce,
Edebiyat, Beden Eğitimi v.s.) imkânı verildiğinden branş öğretmeni
ihtiyacı kısmen karşılandı. Ancak norm kadro fazlası konumuna düşüp
yan alanını atanan sınıf öğretmenlerinin büyük bir bölümü bundan
memnun kalmadı, tekrar sınıf öğretmenliğine geçmek istemektedir.
Buna göre yeni eğitim ve öğretim döneminde acilen istihdam edilmesi
gereken çok sayıda branş öğretmenine ihtiyaç bulunmaktadır”
dedi.
Bostan, “Yine ortaokul ve liselere “Kur’an-ı Kerim” ve ”Hz.
Peygamberimizin Hayatı” seçmeli dersler olarak konulduğu için ve
çok sayıda yeni İmam Hatip Ortaokulu ve Lisesi açıldığından
İlahiyat Fakültesi mezunu öğretmenlere ihtiyaç bulunmaktadır.
Nitekim şu an itibarıyla öğretmenlik yapacak acilen 20 bin İlahiyat
Fakültesi mezununa ihtiyaç bulunmaktadır. Ancak YÖK’ün ve MEB’in
son kararıyla İlahiyat Fakültesi mezunlarına pedagojik formasyon
hakkı tanınmadığı için bu dersler de öğretmen yokluğundan dolayı
yapılamamakta ya da ilgisi olmayanlar tarafından verilmektedir.
Yine Beden Eğitimi ve Spor Yüksek Okulu mezunlarına da pedagojik
formasyon hakkı verilmediği için Beden Eğitimi öğretmeni ihtiyacı
hiçbir şekilde karşılanamayacaktır” şeklinde konuştu.
"BÖYLE MANTIKSIZLIK OLUR MU ?"
Türkiye Kamu Sen ve Türk Eğitim Sen İstanbul İl Başkanı Yrd. Doç.
Dr. M. Hanefi Bostan, “Sağlık Eğitim Fakültelerinin de durumu
bunlardan farksız değildir. Bu kararı alanlar, kimlere danışarak
böyle garip ve uygulanması mümkün olmayan bir karar aldı.
Fen-Edebiyat, İlahiyat, Teknik Eğitim ve Sağlık Eğitim Fakülteleri
ile Beden Eğitimi ve Spor Yüksek Okulu öğrencileri, Eğitim
Fakültesi öğrencilerinden yarım dönem daha fazla alan dersleri
öğrenimi görmelerine rağmen öğretmen olamamaları büyük bir
haksızlıktır. Bu haksızlığın ortadan kaldırılması bir zorunluluk
haline gelmiştir. Öğretmenliğin bir uzmanlık alanı olduğu doğrudur.
Ancak daha fazla alan dersi görüp başarılı olanların öğretmen
olamaması gibi bir gariplik dünyanın hiçbir yerinde söz konusu
değildir. Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi, Kur’an-ı Kerim ve
Peygamberimizin Hayatı derslerini İlahiyat Fakültesi mezunları
veremeyecekse kim verecek? Böyle bir mantıksızlık olur mu? İlahiyat
Fakültelerini yok etmek için tezgâhlanan oyunları bozmak bir
zaruret haline gelmiştir. Yoksa hala 28 Şubat süreci mi devam
ediyor? YÖK ve MEB’in artık derin uygudan uyanarak bu konulara
acilen müdahale etmeli ve kalıcı çözümler üretmelidir. YÖK’ün
konuyla ilgili çözüm getirmemesi Edebiyat, Fen, İlahiyat, Teknik
Eğitim ve Sağlık Eğitim Fakülteleri ile Beden Eğitimi ve Spor
Yüksek Okulu v.b. fakülte ve yüksek okulları işlevsiz hale
getirecektir. Daha doğrusu ülkemizde üniversite mezunu işsiz sayısı
büyüyerek devam edecektir. Pansuman tedbirlerle öğretmen yetiştirme
sorununun çözülmesi mümkün değildir” dedi.
"BÜYÜK HAKSIZLIK"
Bostan, “Eskiden olduğu gibi Orta Öğretim Alan Öğretmeni (Lise
Öğretmeni) yetiştirme hakkı tamamen Edebiyat, Fen, Teknik Eğitim
(Teknoloji), Sağlık Eğitim ve İlahiyat Fakülteleri ile Beden
Eğitimi ve Spor Yüksek Okullarına verilmelidir. Eğitim Fakülteleri
de okul öncesi, ilköğretim, orta öğretim ve engellilere yönelik
öğretmen yetiştirmelidir. Ya da Fen-Edebiyat Fakülteleri ile Eğitim
Fakülteleri birleştirilmelidir. Bunlar mümkün değilse eskiden
olduğu gibi öğretmen kaynaklarının bulunduğu fakültelerdeki
öğrencilere öğrenimleri sırasında pedagojik formasyon imkânı
tanınmalı ve sonra da pedagojik formasyonu bulunan bütün öğretmen
adayları sınava tabi tutularak başarılı olanlar öğretmen olarak
atanmalıdır” diye konuştu. Bostan, sözlerini şu şekilde
sürdürdü:
“Eğitim Fakültesi İlköğretim Din Kültürü ve Ahlâk Bilgisi
Öğretmenliği bölümü mezunları 50 puanla öğretmen atanırken,
İlahiyat Fakültesi mezunlarının 75 puanla Din Kültürü ve Ahlak
Bilgisi öğretmeni olarak atanamaması büyük bir haksızlıktır. Artık
haksızlıklara ve çelişkilere son verilsin.”
(İHA)