YÖK taslağında uzlaşma aranıyor
Abone ol"Bu taslak hepimizin yasası olmalı" diyen Teziç, ortak noktalarda bululuşmasını arzuladıklarını söyledi.
YÖK Başkanı Prof. Dr. Erdoğan Teziç, yükseköğretim yasa
taslağıyla ilgili çalışmaların 10 gün içinde tamamlanacağını
bildirdi. Teziç, bu ayın son haftasında, taslağı Cumhurbaşkanı
Ahmet Necdet Sezer, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve Milli Eğitim
Bakanı Hüseyin Çelik'e sunacağını belirtti. Erdoğan Teziç,
Üniversitelerarası Kurul'un (ÜAK) hazırladığı YÖK yasa taslağı
konusunda görüşlerini almak amacıyla öğretim üyeleri dernekleri ve
eğitimle ilgili sendikaların temsilcileriyle YÖK'te biraraya geldi.
Teziç, toplantı başlamadan önce gazetecilere yaptığı açıklamada,
yükseköğretim yasası konusunda bugüne kadar yapılan tartışmalara
değindi. Tartışmaların şu anda ÜAK'nın hazırladığı son taslak
üzerinde sürdüğünü kaydeden Teziç, taslağın nihai bir metin
olmadığını vurguladı. Hem ÜAK'da, hem de Rektörler Komitesi'nde
taslağın yeniden değerlendirildiğini anımsatan Teziç, ''Bu
toplantılarda elde ettiğimiz bilgileri nihai metin yazılır
aşamasına getirene kadar gözden geçirdik'' dedi. Buna karşın
taslakla ilgili eksiklikler bulunduğunu ifade eden Teziç, öğretim
üyeleri ile öğrencilerin de görüşlerini almak gerektiğini
vurgulayarak, ''Öğretim üyesi arkadaşlarımın katılmadığı bir metin,
öğrencilerin katılmadığı bir toplantı söz konusu olmaksızın bir
metnin oluşturulması isabetli olmayacaktı. Bunun son iki aşamasına
geldik. Sizlerden görüşlerinizi alacağız, cumartesi günü de
öğrencilerle geniş kapsamlı bir toplantı yapacağız'' diye konuştu.
Öğretim üyesi dernekleri ve sendikaların temsilcilerini davet
ederken herhangi bir ayırım yapmadığını ifade eden Teziç, bu
konudaki iletişim eksiklikleri olabileceğini bunun alınganlık
yaratmaması gerektiğini, davet edilmeyenler varsa onlarla da
görüşmeye hazır olduğunu söyledi. Taslak konusunda geniş bir yol
katederek sonuca gitmeyi arzuladıklarını ifade eden Teziç,
sözlerini şöyle sürdürdü: ''Çünkü metin hiç kimsenin malı değildir.
Ne benim, ne arkadaşlarımızın... Ama hepimizin ortak bir ürünü olma
özelliğini taşıyabilmeli. Bu özelliği taşımadığı zaman sorunlar
ertelenmiş olur. Bütün sorunları çözecek miyiz? Hukukçu olarak
söyleyeyim, hiçbir metin hiçbir konuyu tam anlamıyla çözemez, çözme
becerisini gösteremez. Böyle bir iddiayla yola çıkmak amaca
ulaşmamak anlamına gelir. Biz bunu bugünkü koşullar içinde ne kadar
çözebiliyorsak, o kadarıyla geleceği tartışmalara gündem
oluşturabiliriz. Hukuk metinleri her zaman için geleceği tartışma
oluşturacak özellikler taşır. Kötümser olmayalım, iyimserlikle
bakalım. Ne kadarını nasıl yapıyoruz, yapabildiğimiz kadar. Çünkü
gençlerin sorunları, öğretimin sorunları tüketilecek konular
değildir. Bu dinamik bir alandır, en dinamik alandır. Bunu
tüketebilmiş olan demokratik ülkeler bildiğim kadarıyla yok. Hep
gündemlerinde bu konuyu sıcak tutuyorlar. Biz çatıyı düzenlemekle
uğraşıyoruz. Ama ortaöğretim ile üniversite bir bütündür. Milli
Eğitim Bakanlığı'nın yapması gereken asıl düzenleme alanı
ortaöğretimdir. Üniversiteler anayasadan kaynaklanan yetkileriyle
bu alanı düzenleyip görüşlerini ortaya koyarlar, ama bu alanda
sağlıklı adımların atılabilmesi, sorunların çözülebilmesi için
ortaöğretim ve yükseköğretim alanındaki elemanların, yani YÖK ve
Milli Eğitim Bakanlığı'ndan oluşacak ortak bir komitenin sürekli
çalışarak, bu konular üzerinde kafa yorması gerekiyor. Sebebi de
Avrupa değişim programları bize yeni yükler getirmektedir.'' YÖK
Başkanı Prof. Dr. Teziç, AB'nin eğitim programlarına uyum için, bu
alanla ilgili çalışmaların büyük bir gayretle yürütülmesi
gerektiğini vurgulayarak, öğretim üyelerinin uluslararası alanda
çalışır hale gelmesinin zorunlu olduğunu belirtti. Teziç, ''Sadece
mahalli ligde oynayan öğretim üyeleri değil, yalnız mahalli ligde
oynayan öğrencilerimiz değil, uluslararası liglerde oynayan
öğrenci, öğretim üyesi çerçevesine girmemiz lazım. Giremediği
takdirde uygarlıktaki yarışımızı bırakmış oluruz. Bu yarışa en
hazır grup Türkiye'de öğretim alanıdır'' dedi. KOMİTE OLUŞTURULACAK
Gazetecilerin sorularını da yanıtlayan Teziç, ortaöğretim ve
yükseköğretim alanındaki uyumu sağlamak için oluşturulmasını
gerektiğini düşündüğü komite hakkında Milli Eğitim Bakanı Hüseyin
Çelik ile de görüştüğünü söyledi. ''Bu konuda ikimiz de aynı
noktada birleştik'' diyen Teziç, komitenin sürekli çalışması
gerektiğini ifade etti. Teziç, şöyle konuştu: ''Ortaöğretim ve
yükseköğretim arasındaki uyumu sağlayacak bir komitenin sürekli
çalışması lazım. Ders programları içerikleri Batı'da değişiyor,
Türkiye'de de değişmesi lazım. Bu yükseköğretime yansıyan bir
özellik taşıyor. Onun için bu çalışmanın sürekli yapılması lazım.
Bakın, Medeni Kanun üzerindeki çalışmalar 50 yıl sürdü. 50 yıldan
sonra geçen sene Medeni Kanun üzerindeki çalışmalar sonucunu verdi.
Yükseköğretim medeni kanun kadar büyük bir reform hareketidir.
Reform hareketi derken, bu bir günde olmaz. Reform sürekliliği olan
bir özellik taşır.'' ''DEĞİŞİKLİKLER METNE DÖKÜLDÜ'' Teziç, başka
bir soruyu yanıtlarken de ÜAK'nın hazırladığı taslak konusunda
Rektörler Komitesi'nde ve ÜAK toplantısında yapılan
değerlendirmeler sonucunda ortaya çıkan değişikliklerin metne
döküldüğünü söyledi. Teziç, ''Bunun yanı sıra, öğretim üyelerinden
ve öğrencilerden alacağımız görüşlerin bu metin içinde yeri nedir,
neyi eksik bıraktık, bunun değerlendirmesini yaptıktan sonra da
metin zaten kısa sürede varlığını kazanmış olur. Fazla bir zaman
gerektirmiyor. Sanırım 10 gün içinde tüm bu eksiklikler
tamamlanacaktır'' dedi. Taslağın TBMM'ye ne zaman sevkedileceğine
ilişkin soru üzerine Teziç, ''TBMM'ye ne zaman sevkedileceği bizi
ilgilendirmiyor. Çünkü ben Ocak ayının son haftası içinde bunu
başta Sayın Cumhurbaşkanı'na, Başbakan'a ve Milli Eğitim Bakanı'na
verdikten sonra artık yasama süreci parlamentonun girişimine bağlı
olan bir husustur. Siyasi tercihin belirleyeceği tarihtir'' diye
konuştu. ''MEB'İN TASLAĞINDAN YARARLANDIK'' Teziç, yükseköğretim
konusunda Milli Eğitim Bakanlığı'nın hazırladığı taslaktan da geniş
ölçüde yararlandıklarını dile getirdi. Erdoğan Teziç, şunları
söyledi: ''Taslak bütünüyle değil ama yer yer iyi bir taslak.
Çatıyı oluşturan yükseköğretim alanında, hiç kimseyi dışarıda
bırakmaksızın, ilgili hiçbir kuruluşu, bakanlığı, bizim içimizdeki
yapıyı ihmal etmeksizin yolumuza devam ettik ve bu aşamaya geldik.
Bu hiç kimseye mal edilecek bir yasa değil, olacaksa hepimizin
yasası olmalı. Benim de katılmadığım hususlar vardır, (benim
söylediğim olmadı) diye yerden yere vurmak değil, (benim söylediğim
olmadı ama ilerde bu olursa daha iyi olur) gibi yaklaşmak
zorundayız.'' Bu arada Teziç, toplantıda dile getirilecek görüş ve
önerileri kullanacaklarını belirterek, konuşmaların
kaydedileceğini, bunun sakıncası olup olmadığını sordu. Toplantıya
katılanlar da sakıncası olmadığını ifade ettiler.