YÖK-Rektörler kavgası yargıya!

YÖK Başkanı Prof. Özcan, üniversitelere verilen kadro izinlerini iptal etti. Bu durumda haziranda rektörlük seçimi yapacak üniversitelerdeki mevcut yönetimin terfileri önlenmiş oldu. Üniversitelerarası Kurul Başkanı Prof. Akaydın, "Bu ciddi bir hukuk ve insan hakları sorunu. Mağdur olan akademisyenlerimiz dava açabilecek" dedi.

YÖK Başkanı Prof. Dr. Yusuf Ziya Özcan’ın, üniversitelere verilen kadro izinlerini iptal etmesi ve başvuruları süren kadroları da dondurma kararı alması, türban serbestisinden sonra YÖK Başkanı ile rektörleri yine karşı karşıya getirdi. Özcan, kendisinden önceki başkan Prof. Dr. Erdoğan Teziç döneminde 7 Aralık 2007’deki son genel kurul toplantısında üniversitelere verilen kadro izinlerinin tümünü iptal etti. İptalle, rektörlük seçimlerini haziran ayında yapacak üniversitelerde, mevcut yönetimlerin kadrolaşmalarının önü kesildi.

Yasağa iki genelge

Özcan imzasıyla 15 Şubat’ta üniversitelere gönderilen yazıda, konuyla ilgili bir komisyon kurulduğu ve bu komisyon çalışmalarını tamamlayana kadar ilan edilmeyen kadroların iptal edilmesi istendi. Bu genelgeden 3 gün sonra 18 Şubat’ta gönderilen yazıda da önceki genelgenin ’eksik’ olduğu belirtilerek, "Kullanımlarına izin verilmeyen öğretim üyeleri ile diğer akademik kadrolarla birlikte ilan edilen, ancak başvuru süreleri devam eden kadrolara verilen izinler de iptal edilmiştir" denildi. Rektörlerin görüşleri şöyle:

Prof. Dr. Mustafa Akaydın (Üniversitelerarası Kurul Başkanı ve Akdeniz Üniversitesi Rektörü) YÖK böyle bir şeyi ne gerekçeyle yaptı bilmiyorum. Akademik kriterler deniyor. Ancak bana altında başka şeyler yatıyor gibi geliyor. Bu ciddi bir hukuk ve insan hakları sorunu. Konuyu hukukçulara inceletmeye başladım. Mağdur olan akademisyenlerimiz dava açabilecek. Geçmişte hükümetler bu tip sorunlar yaşanmasına neden olurdu. Dava açılır ve idari yargıdan dönerdi. Ama şimdi YÖK, bunu kendi üniversitelerine yapıyor. Roller değişti.

Prof. Dr. Ural Akbulut (ODTÜ Rektörü) Alaturka iş yapıyorlar. Çok tehlikeli bir yaklaşım. Dünyada ilk 500’e giren üniversitemiz neden az diyorlar? Sonra da genç öğretim üyelerinin alınmasını, mevcut akademisyenlerin terfi etmesini engelliyorlar. 35 yeni devlet üniversitesine de bu yasak geldi. Üniversiteleri felç ediyorlar ve içinden çıkılamaz bir kaosa sürüklüyorlar. Öğretim üyelerimiz haklarını aramak için dava açacaklar. 6 Mart’ta toplanacak olan Üniversitelerarası Kurul toplantısında da gündem maddelerimizden birisi bu konu olacak.