YÖK önünde terazili eylem
Abone olTürk Büro-Sen üyesi bir grup, YÖK önünde Anadolu Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi (AÖF) öğrencilerine bütünleme hakkının kaldırılmasını pr...
Türk Büro-Sen üyesi bir grup, YÖK önünde Anadolu Üniversitesi
Açıköğretim Fakültesi (AÖF) öğrencilerine bütünleme hakkının
kaldırılmasını protesto etti.
MHP Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri’nin de destek verdiği, Türk
Büro-Sen üyeleri ve AÖF öğrencilerinden oluşan yaklaşık 40 kişilik
bir grup, YÖK’ün Bilkent’teki merkezinin önünde toplandı.
"Bütünleme hakkımız engellenemez" yazılı pankart açan grup adına
yapılan açıklamada Türk Büro-Sen Genel Başkanı Fahrettin Yokuş,
Anadolu Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi öğrencilerine bütünleme
sınavı hakkının verilmemesinin binlerce öğrenciyi mağdur ettiğini
belirtti. Yokuş, YÖK’e seslenerek, "Bu adaletsizliğe son verirler.
Madem burası bir hukuk devleti o zaman bu sorunun bir an önce
çözülmesi lazım. Adından adalet olan ve 10 yılı aşkın ülkeyi
yönetenlerin açık öğretimcilerin hakkını teslim etmelerini
istiyorum" diye konuştu.
Eylemcilere destek veren MHP Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri,
"Temel olarak bir topluma mal olmuş, güçlü bir geleneği olan açık
öğretim öğrencilerine yönelik bir ayrımcılıkla karşı karşıyayız. Bu
ayrımcılığın ortadan kaldırılması için YÖK’ün önündeyiz. Açık
Öğretim Fakültesi öğrencilerinin YÖK kararından kaynaklanan ve
bütün öğrencilerin sahip olduğu bütünleme haklarını ve diğer
hakları aynen muhafaza etmeleri gerekirken açık öğretim fakülteleri
aleyhine daha önce var olan bütünleme hakları öğrencilerin elinden
alınmıştır" dedi.
YÖK’e ve bu kararı alan Açık Öğretim Fakültesi yetkililerine
seslenen Yeniçeri, şunları kaydetti:
"Türkiye’de her alınan karar maalesef son zamanlarda bir takım
mağdurlar ordusu yaratıyor. Bu alınan kararda yeni bir mağdurlar
ordusu ortaya çıkarılmıştır. Buna kimsenin hakkı yoktur. Karar
alınırken, kararın katılımcı olması lazım. Karardan etkilenenlere
sorulması lazım. Onların bu karardan ne anladıkları ve nasıl
değerlendirdikleri algılamaları lazım ki alınan karar
sürdürülebilir olsun. Aksi taktirde ’Ben karar aldım siz
uyacaksınız’ ya da tepeden inmeci, bürokratik, hiyerarşik biçimde
alınan bu kararlar kurumsal anlamda vesayet rejimin kurumda da
yerleştiğinin tipik bir yansıması olarak karşımıza çıkmaktadır.
Diyelim ki bir kişi onlarca sınava girdi hem bu kişi üretici bir
kişi, devlet memuru hem de bu kişi bir işçi, bir yerde çalışıyor ve
sınava girdi, o gün bir şekilde başarısız oldu. Bunun bütünleme
hakkı yok mu? Yoksa bu kişi bir sene ya da bir dönem daha ekleyecek
anlamına gelir. Yazık değil mi, günah değil mi? Bu insanların
zamanını çalmaya, masa başında verilen kararlarla bu insanların bir
dönemini daha ertelemeye kimin hakkı var. Kaldı ki diğer taraftan
örgün eğitim ya da yaygın eğitimde aynı biçimde sahip olunan
haklara eden açık öğretimdeki öğrenciler sahip değil. Bunların
tarifi yok. ’Siz örgütsüzsünüz, onun sizin üzerinizde her türlü
tasarrufu yaparız’ deniliyorsa o zaman siz insani değilsiniz,
pedagojik değilsiniz, bilimsel bir şekilde de hareket ediyor
değilsiniz. Yöneticileri sağduyuya, yeni mağdurlar yaratmamaya
davet ediyorum."
Açıklamaların ardından öğrenciler tarafından toplanan 5 bin imza
YÖK yetkilisine teslim edildi. Daha sonra grup olaysız bir şekilde
dağıldı.
(İHA)