YÖK, hükümete gözdağı verdi
Abone olYÖK Başkanı Erdoğan Teziç, hükümete yönelik eleştirileri sıraladı. ÖSYM'nin Maliye'ye bağlanmasına karşı çıkan Teziç, Milli Eğitim'in katsayı planına da tepki gösterdi.
YÖK Başkanı Prof. Dr. Erdoğan Teziç, ÖSYM'nin Maliye
Bakanlığı'na bağlanmasının sınavları aksatacağını belirterek,
''Korkumuz, bir süre sonra bu idari yapının üniversitelerden
alınarak, sınavların politik karar merkezleri tarafından
düzenlenmesine kadar gidecek bir kapıyı açma tehlikesidir'' dedi.
Teziç, Üniversitelerarası Kurul toplantısından sonra yaptığı
açıklamada, ÖSYM'nin, ''2003 yılında çıkarılan 5018 sayılı kanunun
2 sayılı T cetveli uyarınca genel bütçe kapsamında YÖK'ten ayrı bir
kamu idaresi olmasının öngörüldüğünü'' kaydetti. Teziç, şunları
söyledi: ''Yani, ÖSYM, Türkiye'de son 35 yıldır sınavları
aksatmadan, dürüstlükle yapan kurum Maliye Bakanlığı'na bağlanıyor.
İlk bakışta idari ve mali açıdan özerk bir kurum olarak
düzenleneceği söyleniyor ama ÖSYM'nin bugüne kadar YÖK'e bağlı
olarak çalışan bir kurum olma özelliği var. Siyasi etkilemelerden
arınmış, tarafsız bir kurumdur. Yeni bir mali yapılanmaya gidilmesi
halinde endişemiz, bu kurumun çalışmasının zaafa uğrayacağı. Mali
sistemimiz içinde sınavların yapılmasında yapılan harcamalar her
zaman denetleniyor. Şeffaf bir mekanizmamız var. Ama sistemi devlet
genel bütçesi içine kattığınız zaman, ödemelerin sınav günü
aksamadan yapılabilmesi, seri birtakım önlemlerin alınması
gerekiyor, bunlar hep parasal harcamaları gerektiriyor. Bunlarda
bekleme süreleri devreye girdiği sınavlar aksar, denetimler aksar.
Korkumuz, bir süre sonra bu idari yapının üniversitelerden alınarak
sınavların politik karar merkezleri tarafından düzenlenmesine kadar
gidecek bir kapıyı açma tehlikesidir. Bu endişeler tüm arkadaşlarım
tarafından dile getirildi. Bizim temennimiz ÖSYM'nin bugün sahip
olduğu statünün değiştirilmemesi. Bunun çok vahim sonuçları
olabilir. Türkiye'de en dürüst yapılan sınav sistemi büyük yara
alabilir. Bir daha bunu telafi etmek de çok zor olur.'' -''DÜKKANI
KAPATIR GİDERİZ''- ÖSYM Başkanı'nın bu konuda sıkıntısını dile
getiren ifadeleri bulunduğunu kaydeden Teziç, şöyle konuştu:
''Arkadaşımız çok veciz ama düşündürücü bir ifadeyle sıkıntısını
dile getirdi. 'Dükkanı kapatır gideriz' dedi. Bu hakikaten çok
vahim bir tablonun ifadesidir. Onun için siyasi iktidardaki
sorumlulara da buradan seslenmek istiyorum: Bu sisteme dokunmayın.
Türkiye'nin geleceğidir bu. Bunlar, bir devlet kurumu olarak
düzenleniyor. ÖSYM'nin, siyasi iktidarların etki yapacağı bir alana
çekilmesi, ileride hiçbir şekilde giderilmesi olanaksız, büyük
tahribatlara yol açacaktır. Bunu özellikle belirtmek istiyorum.''
-DİL SINAVI İLE İLGİLİ YENİ DÜZENLEME- Teziç, Üniversitelerarası
Kurul Yabancı Dil Sınavı ile ilgili yeni düzenleme yapıldığını
bildirdi. Sınavın 2000 yılından bu yana sadece Aralık ve Mart
aylarında Ankara'da gerçekleştirildiğini kaydeden Teziç, ''ÖSYM
Başkanımızın önerisiyle bu sınavlar mart ve ekim aylarına
çekiliyor. Sadece Ankara'da değil, 15 ilde yapılması düşünülüyor.
Çünkü sınava girecek adayların ulaşım açısından sıkıntıları vardı.
Bunları değerlendirildi ve öneriler Üniversitelerarası Kurul
tarafından da benimsendi. Bu öneriler YÖK Genel Kurulu'nda karara
bağlanacak'' dedi. -''KATSAYILARI AŞMANIN ÜSTÜ ÖRTÜLÜ YOLU''-
Teziç, ''Milli Eğitim Bakanlığı'nca meslek liselerinden genel
liselere geçiş yapılabileceği'' konusunda yaptığı düzenlemenin
''çok büyük sıkıntılar yaratacağını'' söyledi. Teziç, şöyle
konuştu: ''Katsayıları aşmanın üstü örtülü bir yolu olarak bunun
denenmek istendiği konusunda yine hiçbirimizin benimsemeyeceği bir
yeni sorun paketiyle karşı karşıya kalmış olacağız. Bu konu Milli
Eğitim Bakanlığı'nın konusu değil. Üniversitelere nasıl öğrenci
alınacağı konusu Yükseköğretim Kurulu'nun görevleri arasındadır.
Bunun altyapısını, lise öğrencilerinin hangi kanallarla kendine
uygun biçimde gelmesini istiyorsa o yönde bir düzenleme yapma
serbestisi de vermez Milli Eğitim Bakanlığı'na. Çünkü öğrencilerin
kendi tercihlerine göre baştan bir seçimleri vardır. Bu seçimler
üzerinde oynama yapılması istenmiyor ki başarı konusunda öğrenciler
bir tereddüde düşmesinler. Yeni bir keşmekeş içinde, neyi tercih
edeceğini, nasıl yapacağını bilemeyecekleri bir yeni sürece
öğrencileri sokmak onlara tedirginlik yaratmaktan başka bir sonuç
doğurmaz. Bakın, geçen seneden beri Milli Eğitim Bakanlığı'nın
yedinci, sekizinci önerisi. Demek ki önceden düşünülmüş,
tasarlanmış tartışılmış yapılmış bir değerlendirme değil,
günübirlik, kamuoyuna mesaj verme özelliğini taşıyor. Eğitim
konusunda araştırmalar ciddi yapılır, ondan sonra bunun sonuçları
bizce de görüşülerek bir karara bağlanır. Ama böyle bir çalışma
yok. Bu çalışmayı biz kendi bünyemizde yaptık, değerlendirdik,
Bakan'ı da bir toplantıya çağırdık. Gayri resmi bir toplantıydı, 8
kişiyle toplandık. Kendisine de orada görüşlerimizi açıkladık,
katsayıların değişmeyeceği ama küçük ayarlamaların, her sene
yapıldığı gibi devamlı yapılabileceğini kendisine belirttik.''
-TÜBİTAK İLE İLGİLİ DURUM- ''Tarama sürecinde TÜBİTAK
temsilcileriyle nasıl çalışacakları'' yönündeki soru üzerine Teziç,
''TÜBİTAK ile ilgili tablonun düzeltilmesinin Türkiye için çok
önemli olduğunu'' söyledi. Teziç, ''Biz bir sürece giriyorsak,
hukuki eksiklikle girmemeliyiz. Ortak çalışma gibi bir konuma
gelecek olursak, bizim bu çerçeve içinde bulunmamızın yaratacağı
rahatsızlığı söylüyorum ben. Bunun hükümet tarafından bir an önce
giderilmesi lazım. Bunun giderilmesi konusunda orada görev yapan
arkadaşlarımın da kendi sorumluluklarını değerlendirmeleri
gerekir'' dedi. ''Böyle bir durumda ortak çalışma gündeme gelirse
çekilecek misiniz?'' sorusuna Teziç, ''Gelişmeler ne gösterecek
görürüz'' dedi. Brüksel'deki 20 Ekim'deki ilk toplantının tanıtım
ile ilgili olduğunu, 26 Ekim'de de ayrıntılı tarama konusunun
görüşüleceğini anlatan Teziç, ''19 Aralık'ta da bu görüşmeler
sonucunda da bir rapor hazırlanıp sunulacak. Bu rapor aşamasına
gidilirken biz eğer bir işbirliği, beraber çalışma ortamına
gireceksek sıkıntılı girmeyelim. Ben bir hukuki yanlışlığı
temenniyle dile getirmek istedim'' dedi. Teziç, tarama ekibinde yer
alan isimleri konuyla ilgili birikimi bulunanlar arasından
görevlendirdiklerini kaydetti. ''Meslek liselerinden genel liselere
geçişlerin açılmasından sonra meslek liselerinin mezun vermesinde
sıkıntı olmayacak mı?'' sorusuna, Teziç, şu yanıtı verdi: ''İster
istemez kaçışlar başlayacaktır ve meslek liselerine bugüne yapılan
yatırımlar da heba olup gidecektir. Meslek liseleri Türkiye'deki
eleman yetiştirme açısından önemli bir yapılanma içine girdiler,
uzun yıllardır. Onlara bu tür yatay geçiş imkanı tanıyarak
kaçışlarını sağlamak, meslek liselerinin çöküşüne yol açmaktan
başka sonuç doğurmaz. Bakanlığın meslek liselerinden şikayeti varsa
kendi alanı içinde onların düzelmesi için, bizimle de temas
ederlerse ortak çözümler bulabiliriz.''