YÖK Gürüz'ü bile çileden çıkardı!
Abone olÜniversiteye giriş sınavındaki değişikler YÖK eski Başkanı Kemal Gürüz'ü bile çileden çıkardı. Uzun zaman sessizliğini koruyan Gürüz, YÖK'ü eleştiri yağmuruna tuttu.
YÖK Başkanı olduğu dönemde tartışmaların odağı haline gelen
Prof. Dr. Kemal Gürüz'den YÖK sitemi. Milliyet Gazetesi Ankara
Temsilcisi Hikmet Bila'nın bugünkü başlıklı yazısında, eski
Başkan'ın sitemlerine yer verildi:
Yazı: Hikmet Bila
Kaynak:
- YÖK Başkanlığı görevinden ayrıldığı Aralık 2003'ten bu yana
suskunluğunu koruyan Prof. Dr. Kemal Gürüz, üniversiteye giriş
sınavındaki değişiklikler üzerine ilk kez görüşlerini açıkladı.
YÖK Başkanlığı'nı bıraktıktan sonra emekli de olan ve aldığı bir
davet üzerine ABD'de Harvard Üniversitesi'ne giden Prof. Dr. Gürüz,
oradan gönderdiği bir mektupla, yeni sistem ve YÖK'ün bazı
kararlarıyla ilgili tartışmalara katıldı.
Teziç'e sorular
Gürüz, mektubunda, bugüne kadar konuşmadığını, yerine YÖK
Başkanlığı'na gelen Prof. Dr. Erdoğan Teziç ve yönetimine katkıda
bulunmaya çalıştığını, bunu görev saydığını, ancak alınan yeni
kararlar karşısında görüş ve önerilerini açıklama gereğini
vurguladıktan sonra, üniversite giriş sınavında lise 2 ve lise 3
müfredatını da kapsamına alan yeni sistemle ilgili eleştirilerini
şöyle sıralıyor:
"Yükseköğretim Kurulu'nu bugün yönetenlere soruyorum. Dünyadaki
sistemleri incelediniz mi? 1999'dan bu yana uygulanan sistem
üzerinde hangi bilgisayar simülasyonlarını yaptınız? Basına
yansıyan katsayı değişikliği önerileriniz nereden çıktı? Bu
soruların cevabını herkes aklını ve bilgisini ortaya koyarak ve de
vicdanını dinleyerek vermelidir."
'Tutarlılığı yok'
Prof. Dr. Gürüz, YÖK'ün üniversiteye giriş sınavında yaptığı
değişikliğin tutarsız olduğunu belirterek, şöyle diyor:
"Son yapılan değişikliğin hiçbir tutarlılığı yoktur. Sınavı lise
müfredatıyla ilişkilendirmek ortaöğretimi yok saymak demektir ve
öğrencileri dershanelere daha fazla yönlendirme sonucunu doğurur.
Getirilen sistemin nasıl içinden çıkılacağı tam bir muammadır,
dünyada örneği yoktur, büyük tahribattır."
'Niye açıldı?'
Prof. Dr. Gürüz, sınav sistemi ve yapılan yeni değişiklikle
ortaöğretimin yok sayıldığını vurguluyor ve şu soruları
soruyor:
"Sınavın içeriğini lise müfredatıyla ilişkilendirmek fevkalade
yanlıştır. Çünkü bilgi ölçme görevi lise öğretmenlerinin elinden
fiilen alınıp esas olarak yükseköğretime giriş sınavına
yüklendiğinde, bizde olduğu gibi liseleri yok saymış olursunuz ve
bu kurumları öldürürsünüz.
Şimdi şu soruları soruyorum:
1)Biz mesleki ve teknik liseleri niye açtık? Gençlerimizin ara
insan gücü olarak bir an önce iş sahibi olmalarını temin için mi,
yoksa onları yanıltarak lisans programlarına yönlendiriyormuş gibi
yapmak için mi? Ben kimya mühendisliği eğitimi gördüm ve iddia
ediyorum ki kimya teknisyenliği ile kimya mühendisliğinin uzaktan
yakından ilişkisi yoktur.
2)İletişim liseleri niye açıldı? Köşe yazarı yetiştirmek için mi
-ki böyle bir şey mümkün değildir- yoksa iletişim sektörünün
ihtiyaç duyduğu ara teknisyenleri yetiştirmek için mi?
3)İmam hatip liseleri niye açıldı? Diyanet hizmetlerinin görülmesi
için Cumhuriyet aydını din adamı yetiştirmek için mi, yoksa 'mümin
öğretmen', 'mümin kaymakam', 'mümin yargıç-savcı' yetiştirmek için
mi?
4İmam hatip liseleri Diyanet hizmetlerine yönelik eleman
yetiştirmek için mi açıldı, yoksa bu okullar din ağırlıklı genel
lise midir? Eğer ikinci şık doğruysa bunlarla Cumhuriyet'in telif
edilmesi mümkün müdür?
5Birkaç saat içine sıkıştırılmış çoktan seçmeli testlerle bilgi
ölçmek ne ölçüde doğrudur, daha doğrusu mümkün müdür? Eğitimin
doğal süreci içinde yapılan sınav ve değerlendirmelerin önemi bu
kadar az mıdır?
'Bakan sormalı'
Prof. Dr. Gürüz, Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'e de şöyle
sesleniyor:
"Dünyanın en ileri yükseköğretim sistemine sahip olan ABD'de en çok
kullanılan SAT sınavının lise müfredatıyla ilişkisi yok denecek
kadar azken, lise 2'den ve lise 3'ten soru sorulmadığı için liseler
boşalıyor diye ortaya çıkmak kime hizmettir?
Ortaöğretim sistemini bu derece yok sayan, burada görev yapan
binlerce değerli öğretmeni bu derece hor gören başka millet var
mıdır? Milli Eğitim Bakanı'na görevini tekrar hatırlatmak isterim.
Dönüp YÖK'e şu soruyu sormalıdır: Siz nasıl olup da öğretmenlerin
verdiği notları bu derece yok sayarsınız?"
Prof. Dr. Gürüz, üniversiteye girişte öğretim boyunca alınan
derslerin ve notların daha fazla ağırlık taşıması gerektiğini, ABD
ve Japonya'da bu sistemin uygulandığını, yüzde 78 olan üniversiteye
giriş sınavının ağırlığının yüzde 15'e düşürülmesi gerektiğini,
ortaöğretim başarı puanının ağırlığının ise önce yüzde 50'ye, sonra
yüzde 75'e çıkarılması gerektiğini savunuyor.